1 Mayıs, emeğin en yüce değer olduğuna inananların bayramıdır.
Herkese daha iyi çalışma koşullarının sağlandığı, çalışanların istediği sendikaya özgürce üye olabildiği, herkesin insan onuruna yaraşır bir işe ve yaşanabilir ücrete erişebildiği, hayatın her alanında barış ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye, hepimizin özlemidir.
Çocuk işçi sayısının 2 milyona yaklaştığı, her 10 çocuktan 8’inin kayıt dışı çalıştırıldığı, her yıl iş cinayetlerine yüzlerce emekçinin kurbanın verildiği, kadın emeğinin yok sayıldığı, kayıt dışılığın, kuralsızlığın, güvencesiz çalışmanın, taşeronluğun, işsizlik tehdidinin olağan hale geldiği, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmak istendiği, istihdam bürolarıyla modern kölelik koşullarının dayatıldığı, işsizlik sigortasının gasp edildiği bir sürecin yaşandığı, emek düşmanlığının daha önceki yıllarda olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da kendini gösterdiği bir dönemdeyiz.
1 Mayıs, beyaz ya da mavi yaka ayırmaksızın tüm emekçilerin omuz omuza haklarını savunacağı ve asla yılmayacaklarını göstereceği bir gün olmalıdır.
Emekçisiyle, işçisiyle ve işsiziyle, hakları yok sayılan, ötekileştirilen tüm toplum kesimleriyle; demokrasi, adalet ve barışçıl bir yaşam için hep birlikte mücadele edeceğiz. Özgürlükten, demokrasiden, barıştan ve sosyal adaletten asla vazgeçmeyeceğiz.
Tüm emekçilerin emeklerinin karşılığını alabildiği, eşit ve aydınlık bir gelecek umuduyla, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.