Bu yıl Mekke'nin Fethi ve Kudüs Gecesi programı ayrı bir öneme haizdir.Çünkü terör devleti İsrail mukaddes şehrimiz Kudüs üzerine hain planlarını hızlandırmaktadır.Ümmetin mahremine el uzatan bu zihniyete ancak Peygamberi bir yöntem ile cevap verilmelidir.Diplomatik ilişkilerin arkasına sığınarak sadece dille yapılacak olan kınamalar kafirin zulmünü durdurmayacaktır.Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle 'Kudüs coğrafi değil imani bir meseledir.'Kudüs'e sahip çıkmak her müslümanın asli vazifesidir.Bu sebeple genç dimağlarda fetih ruhu inşa edilmelidir.Bu sorumluluğu imani bir kararlılıkla üzerine alan Anadolu Gençlik Derneğimiz her yıl olduğu gibi bu yıl da Mekke'nin Fethi ve Kudüs Gecesi programını Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şubemiz 16 ilçe Merkezinde kutlayacaktır.Fetih zalimlerin değil Allah’ın aynında olan izzet ve şerefle bütün insanlığı tanıştırma mücahedesidir. Fetih İslam’ın karşısına çıkanlarla en güzel bir şekilde ve hakkı herkesin anlayabileceği bir biçimde mücahede etmektir.
Bu mücahedenin yegane temsili de Hz.Peygamber ve onun çizdiği kutlu yoldur.Bu vesileyle Aralık ayının 16'sında tüm Türkiye'de eş zamanlı olarak Siyer-i Nebi Bilgi Yarışması gerçekleştirilecektir. Bu sene Sakarya genelinde 8302 genç kardeşimiz yarışmamıza kaydolmuştur. 16 ilçemizde, 142 sınav merkezi ve 400 salonun üzerinde sınavımız gerçekleşecektir. Siyer-i Nebi Bilgi Yarışmasında dereceye giren gençlerimize Mekke'nin Fethi programında hediyeleri takdim edilecektir.
İster insanı imanla buluşturan yüreklerin fethi olsun ister zulüm kaldırılarak toplumda haksızlığın engellenmesi olsun, cihadsız fetih söz konusu değildir.
Fetih; insanın, toplumun ve doğanın, sevgiyle, merhametle ve adaletle buluşmasıdır. Fetih insan olmanın, halife kılınmanın, dağların yüklenmekten çekindiği bir yükü omuzlamanın ve kulluk sözü vermenin gereğidir. Fetih sadece hakkın hâkimiyeti için çıkılan bir seferin sonucu değil; bilakis o sefere çıkabilme dirayetidir.
Fetih işgal değildir. Fetih bir ırkın diğer ırkı tarumar etmesi değildir, bir bölgenin halkının diğer bölge halkını sömürmesi değildir, insanların inanç ve düşüncülerini zorla değiştirme değildir. Enerji kaynaklarını, yer altı yer üstü zenginliklerin ele geçirmek için savaşanlar, insanları imha etmek için savaşanlar bunu anlayamaz.
Biz bir insanını kurtarmanın bütün insanları kurtarmak gibi olduğuna inanırız. Biz bir insanı haksız yere öldürmenin de bütün insanları haksız yere öldürmek gibi olduğuna inanırız. Bir can kurtulsun diye kendi canımızdan geçeriz. Bunun adına şehadet denir. Şehadeti anlamayanlar fethi anlayamaz. Fetih ile işgali ayırt edemezler.
Mekke’nin Fethinin 1387. Yıl Dönümü vesilesiyle Mekke şehrinin insanlık tarihindeki önemine de değinmek gerekir. Mekke yeryüzündeki ilk şehirdir. İlk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem (as)’ın tevhid inancının bir sembolü olarak, insanın yeryüzündeki sınanma serüveninin bir nişanı olarak inşa ettiği ilk bina yani Kabe bu şehirdedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş son peygamber Hazreti Muhammed bu şehirde doğmuştur. Kur’an-ı Kerim’in ilk çağrısı bu şehrin sokaklarında yankı bulmuştur. Yeniden vücut bulan tevhid inancının ilk şehitleri bu şehirden çıkmıştır. Tebliğin 13 yıl süren çileli günleri bu şehirde yaşanmıştır. Habeşistan’a yapılan hicret de, Medine’ye yapılan hicret de bu şehirde yaşanılan sıkıntılı sürecin sonunda olmuştur. Mekke o dönemin müslümanları için işkencenin, boykotun, ambargonun, zulmün her türlüsünün tadıldığı yaşanılmaz bir şehir haline gelmiştir.
Hicretin 6.yılında Mekkeli müşriklerle imzalanan ve o zaman müslümanların aleyhine gibi görünen Hudeybiye Barış antlaşmasının iki yıl geçmeden yine Mekkeli müşrikler tarafından bozulması üzerine Mekke’nin fethine giden yol müslümanlara açılmış ve Mekke yeniden tevhid inancının emin bir beldesi haline gelmiştir.
Günümüz müslümanların bu büyük fetihten çıkaracağı bazı dersler vardır. Öncelikle müslümanlar verdikleri sözü tutarlar, yaptıkları antlaşmayı bozmazlar. Zaferin Allah’tan olduğuna inanırlar. Sabrın ve fedakârlığın müslümanca bir yaşam tarzının gereği olduğunu bilirler. İslam’ı yaşamanın ancak cihad ile mümkün olduğunu idrak ederler. Zafere giden yolda en büyük gücün inanç olduğunun farkındadırlar. Emaneti ehil ellere teslim etmek gerektiğine inanırlar. Fethin gayesinin ganimet elde etmek değil, yürekleri kazanmak olduğunu bilirler. İslam’ın yaşanmasında kadın erkek tüm müslümanların beyat sorumluluğu olduğunun farkındadırlar. Bir müslümanın gücü nispetinde tüm yeryüzünden sorumlu olduğunu bilirler. Tevazünün, vefanın ve sadakatin müslüman ahlakının vazgeçilmezleri olduğuna inanırlar.
Bu inanç ve duygularla tertip edeceğimiz Mekke'nin Fethi ve Kudüs Gecesi programına yüreğinde Hz.Peygamber sevdası olan Kudüs ve Mekke aşkı olan tüm Sakaryalıları davet ediyoruz.
Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şubesi