Çelik, yaptığı açıklamada; “insan hakları adına yapılan sözde çalışmaların mutlak gücün menfaati etrafında döndüğü ve bu haksızlıklara karşı kayıtsız kalmanın inancımıza ve vicdanımıza sığmadığının önemine vurgu yapmıştır” dedi.
Bir insanın yeryüzünde onurlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için sahip olması gereken; yaşama, barınma, beslenme, eğitim, seyahat, sağlık vb. haklar vardır diyen Ali Ahmet Çelik; “Bir insanın bir hakka sahip olması için öncellikle yaşamasıgerekmektedir. Yaşaması için can güvenliğinin olması, sağlıklı olması, temel yaşam gereksinimi olan beslenme ihtiyacının giderilmesi gerekmektedir. Fakat yıllardır insanlar açlık, hastalık, yoksulluk, yoksunluk gibi durumlarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Dünyamızın bir tarafında insanlar obezite ile mücadele ederken öbür tarafında insanlar açlık ile terbiye edilmektedir. 800 milyon insan açlıkla mücadele ederken, 641 milyon insan obezdir. Yine dünya nüfusunun yaklaşık %11’i sağlıklı içme suyundan mahrum iken, geriye kalan nüfus ise hijyen ve kalite açısından sağlıksız içme suyuna ulaşabilmektedir” diyerek dünyadaki adaletsizliğe vurgu yaptı.
Ülkemizde yaşanan adaletsizliklere de değinen Çelik; “Bütün bu süreçler içerisinde ülkemiz 15 Temmuz kalkışmasını yaşamış ve bunun neticesinde 20 Temmuz 2016 yılında ilan edilen OHAL ile ülkemizde kimse kendini güvende hissedemez hale gelmiştir. Bu süreçte KHK’ler ile 100 bin insan suçlanarak işini kaybetmiş ve suçsuzluklarını ispat etmeleri istenmiştir. Bu insanların içinde; öğretmenler, polisler, savcılar, hakimler, doktorlar, akademisyenler, askerler, belediye başkanları gibi neredeyse her sınıftan insan(suçu ispatlanmayanlar için) mağdur edilmiştir. Oysaki her insan suçu ispatlanmadığı sürece masumdur. Ülkemizde bu süreç maalesef tersten işletilmektedir. Bir diğer önemli husus ise seçim barajı olarak adlandırılan ve toplumun her kesiminin temsil edilmesinin önünde en büyük engel olarak duran %10 barajının vicdanen hiçbir karşılığı yoktur. Temsilde adaletin sağlanmasının tek yolu bütün engelleri ve barajları kaldırmaktır” diyerek sözlerine devam etti.
Ali Ahmet Çelik açıklamasını şu cümlelerle noktaladı; “Netice olarak; onca devlet, onca insan hakları kuruluşu, uluslararası kuruluşu ve bunların sözde savunduğu değerlererağmen yaşadığımız dünyaya; kan, gözyaşı, zulüm, sömürü ve adaletsizlik hâkimdir. Kabul edilmelidir ki uluslararası camia “İnsan Hakları” konusunda sınıfta kalmıştır. Söylem olarak güvence altına alındığı iddia edilen bütün insan hakları, egemen güçlerin menfaati söz konusu olunca göz ardı edilmekte ve çiğnenmektedir. Bu anlayış; hem inancımıza hem vicdanımıza hem de insanlığımıza aykırıdır ve kabul edilemezdir. Yaşadığımız dünya hepimizin sağlıklı, özgür ve müreffeh yaşayabileceği bir dünyadır ve bu dünya 8 milyar insanın tamamına aittir. Saadet Partisi Sakarya Gençlik Kolları olarak buradan tüm dünyaya tüm insanlığa bir kez daha haykırıyoruz! Vicdanın kınayan sesine ant olsun ki yeryüzünde yaşanan zulümlere tahammül etmeyecek, elimizin yetiştiği her coğrafyada yaşanan haksızlıkları ortadan kaldırmanın mücadelesini vereceğiz. Adil Bir Dünyada buluşmak dileği ile hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum”