NATO ismiyle bildiğimiz Atlantik Askeri İttifakı’nın amacı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen yeni dünyayı boğmaktır. İşte bu yüzden NATO tatbikatında Kurtuluş Savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “düşman” olarak gösterilmesi bizi şaşırtmamıştır.
NATO BİR KONTRGERİLLA (GLADYO) ÜSSÜDÜR
NATO ve ABD’nin içimize yerleştirdiği “Gladyo” 6-7 Eylül 1955 olaylarından bu yana ülkemizde sayısız tertibe girişti.
Kahramanmaraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, 1 Mayıs 1977’nin, son yıllarda ülkemizde patlatılan bombaların izini sürdüğünüzde ulaşacağınız menzil NATO’dur.
Türk Ordusu’nu esir almayı hedefleyen Ergenekon ve Balyoz tertiplerini araştırınca karşımıza çıkan NATO’dur.
FETÖ’yü ve elebaşı Fethullah Gülen’i kurcaladığınızda keşfedeceğiniz yine NATO’dur.
NATO, TÜRKİYE İÇİN GÜVENLİK TEHDİDİDİR
Çok uzaklara gitmeye gerek yok. 15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye’nin savaştığı güç, Fethullah kisvesine bürünmüş NATO’dur.
Afrin’de, Ayn-El Arab’da, Kandil’de Türkiye’yi hedef alanlar PKK/PYD görünümündeki NATO ve ABD’dir.
PKK/PYD’ye 3500 TIR silah veren NATO’nun elebaşı ABD’dir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen dolayısıyla “asker” kimlikleri kalmayan FETÖ’cü hain takımını hala istihdam eden yine NATO’dur.
KONU ÖZÜRLE GEÇİŞTİRİLEMEZ
Konu sahte bir özürle geçiştirilemeyecek kadar ciddidir. Hükümet bu sahte hata açıklaması ve özürle yetinecekse Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdidi yeterince anlamamış demektir. Kurtuluş Savaşı’nın önderini hedef almak, NATO’nun Türkiye’nin halen yürüttüğü Vatan Savaşına ya da İkinci Kurtuluş Savaşına bakışını göstermektedir.
Vatan Partisi, TBMM içindeki ve dışındaki bütün partilerin aksine hükümet programına NATO’dan çıkmayı koymuş tek partidir. Millî Hükümet Programımızın 15. Maddesi açıkça Türkiye’nin NATO’dan çıkacağını ve emperyalist askeri ittifaklara katılmayacağını ilan etmektedir.
Türk milletinden yana olduğunu iddia eden bütün partilerin de aynı tutumu almasını bekliyoruz.