2015 Genel Seçimleri için aday adayı olacaklara start verildi… “10 Şubat 2015 günü, görevinden istifa et ve adaylık için hangi partiye gönül vermişsen, başvurunu yap ve çalışmalarına başla…” mesajı verildi.
Mesajlar hemen ilgili adreslere ulaştı ve istifaların ardından başvurular da başladı ve halen de devam ediyor ve süreç Mart 2015’in ikinci yarısına kadar da devam edecek.
Bu mesajı alanlardan biri de eski TÜVASAŞ Genel Müdürü İBRAHİM ERTİRYAKİ…
TÜVASAŞ’taki hizmet nöbeti devam ederken, “Nöbet değişikliği zamanı geldi” denildi ve veda ederek, yeni bir mücadele süreci için yola çıktı.
İbrahim ERTİRYAKİ, geride kalan yıllarda da pek çok kurumda ve pek çok alanda görevler yaptı.
Birikimli, deneyimli, paylaşımcı, ekip çalışmasına önem veren biri olarak da hep paylaşımdan yana idi…
Sakarya’da eğitim süreci öncesinde ve sonrasında sporcu kimliği ile dikkatleri üzerine çekti. Günümüzde, B. Şehir Basketbol Takımı’nın varlığı ile yeniden sevilen spor dalları arasındaki yerini alan Sakarya Basketbolu’nda, Donatımspor Basketbol Takımı’nın flaş ismi idi. Daha sonraki sezonlarda da Sakaryaspor, Karadenizspor ve Yıldırımspor basbek ve voleybol takımlarında etkinliğini sürdürdü. Üniversite tahsili, hayata atılma, kurum yönetimlerinde aldığı görevler sonrasında yolu TCDD’nin önemli işlerini çözen ve Sakarya’nın da “Cumhuriyet Dönemi’nin üç önemli kurumu; Şeker Fb. Donatım Fb. ve Türkiye Vagon Fabrikası”atan kalbi konumunda olan TÜVASAŞ Genel Müdürlüğü’nda rekor süre görev yaptı.
Adapazarı Büyük Şehir olmadan, İst. Büyük Şehir Belediyelerinde üst düzey sorumluluklarda bulundu.
Son olarak da Bolu Belediyesi’nde “Genel koordinatörlük” yapıyordu.
SAKARYA’YA VEKİL OLARAK KATKI YAPACAK MI?
Sakaryalı İbrahim Ertiryaki’nin görev aldığı kurumlarda devam eden hizmet süreçleri, bu görevleri yerine getirirken edindiği tecrübeler, “heba olup, boşa gitmesin, hizmetlerim devam etsin, katkımız sürsün!” ideali ile birleşince, 2015 için verilen “start çağırısı” O’nun için, adeta; “Hizmet kervanına, kaldığım yerden devam etmeliyim ve bunu da artık bürokrat olarak değil, siyaset alanında yapmalıyım” çağrışımı yarattı ve tetikledi.
Geride kalan yıllarda da seçim süreci yaşadı… Kendisine yöneltilen; “Siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?” sorularına da, “Üstlendiğim sorumlulukta, beklentilere cevap vermeliyim… Ancak, yine de görev verilmek isteniyorsa, her zaman verilen görevleri yerine getirmeyi sürdürdüm, yine sürdürürüm…” der, kapıyı aralık bırakırdı…
Yıl 2015… İbrahim Ertiryaki artık, “kendisi ile ilgili kararları verecek” düzeyde ve kararını da açıklamış durumda.
2015 Genel Seçimleri’nde, Sakarya’dan ve AK Parti’den aday adayı olacağını ilan etti.
Artık, dönüşü olmayan bir yola girdi ve “YENİ TÜRKİYE”nin temellerinin atıldığı, yapının tamamlanmasına” katkıda bulunacağı” inancı ile aday adaylığını resmiyete dökme aşamasına geldi.
ADAY ADAYI OLMAK, CERASET İŞİ…
Sportif olaylarda bir kural vardır; “Maç oynanmadan, bitiş düdüğü çalınmadan, skor belli olmaz!”
AK Parti gibi, Yeni Türkiye’nin mimarı olmaya kendisini adayanların güç birliği ettiği kadronun içinde yer almak, Ertiryaki’nin ideali, beklentisi…
Geride kalan yıllarda yaşananları hatırladığımızda, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde en riskli iş, siyaseten hizmete talip olmak.
Zira, siyaset alanı, labirentlerin çok ve çeşitli olduğu alan ve tüm siyasetçilerin de birbirlerine acımaksızın haklı-haksız, doğru-yalan ayırımı gözetmeksizin ekarte etme girişimleri…
2015 farlılıklar getirecek mi?
Bugünden, yarına bakıldığında, 2015 seçimleri geride kalan seçimlere oranla çok daha farklı geçecek… Zira, ortada bulunan sorun, “ESKİ TÜRKİYE” ve “YENİ TÜRKİYE”ciler arasındaki yol ayırımı…
Yapılan anketler, AK Parti’nin yine tek başına iktidar olacağı sinyallerini veriyor… İnce eleyip, sık dokuyarak, geçmişte yaşadıklarını (Darbe girişimleri, paralel yapıcılar, anayasa gibi konularda çözüme katkı bulunmayanlar, statiko tekrar yaşamak istemeyenler, özenli, dikkatli ve seçici olmayı tercih edecekler ve “Bir hata yaparsınız, bağışlanır, iki hata yaparsanız, affedilir, ama daha çok hata yaparsanız, bu hata yapmaktan öteye geçer” denir.) gelecek 4 yılı, sadece kalkınmaya, hizmete, 2023 hedefine varmaya engel olacak durumları ortadan kaldırmaya özen gösterecekler…
İBRAHİM ERTİRYAKİ, özel yaşamı, iş dünyası, sosyal dünyası ile şeffaf kişilik olarak tarif edilebilir bir aday adayı…
KİM ADAY OLURSA, BİRİLERİ DEVREYE GİRİYOR…
Siyasetin çirkin yüzlerinden biri de, “Kim aday adayı olursa, birileri hemen devreye giriyor ve “Fısıltı Gazetesi” ni devreye sokarak, ortaya bir taktım iddialar. İsnatlar atıyorlar…
Ne yazık ki, siyasetin bu sevimsizliği, her aday adayı için bir tehdit, tehlike…
İbrahim Ertiryaki, kendisi ile yaptığı oto kritikte, “Süper başarılar elde ettim… Buna da herkes şahittir!” iddiasında değil…
Son görevi; TÜVASAŞ Genel Müdürlüğü… Orta Doğu, Balkanlar, Orta Avrupa, Kafkaslar gibi bölgelerdeki ülkelerle pek çok ticari anlaşmalar yaptı… TÜVASAŞ, Türkiye’nin ilk 500 şirketi seçimlerinde, TÜVASAŞ’ı oralara taşıdı… Kurumun, kendisine yönelik AR-GE birimini oluşturmanın çabası içinde oldu. Bağımsız projeler üretmek arzusu ile girişimlerine devam etti…
Projeyi başlatmak önemli adımlardır… Ama, projenin tamamlanma ve hayat bulma sürecinde de işinin başında olmak gerekir…
Ertiryaki, projelerinin sonuçlarını tam almak üzere idi ki…
“Nöbet değişimi zamanı geldi…” denildi ve TÜVASAŞ’ta, Sakarya’da da çok konuşulan bir atama dönemi yaşandı ve korunma ihtiyacı olan bir başka genel müdüre yol açılmak zarureti hasıl oldu.
Hal böyle olunca, gelen, gidenin yaptıklarının devamına katkı yapmakta pek hevesli olmaz ve genellikle, kendisinin dahice (!) projelerini devreye sokar ve yapılan emeklerin de heder olmasına aldırmaz…
Ertiryaki’nin oto kritik yaptığında, önüne çıkan, Bulgaristan ile yapılan “iş anlaşması” nın zararla sonuçlanması iddiası ortaya çıkıyor…
Yapılanlar değil de, sonuçlandırılamayan konu, daha çok ön plana çıkartılır… Ertiryaki, “sürecin sonunu görememesi”nden dolayı, “akibetine yönelik yorum yapmak”tan kaçınıyor…
Ama yine de şunu söylüyor; “Bu projenin bitimine 4 ay kala görevden alınmasaydım, yani göreve devam etmiş olsaydım, bu projede kesinlikle gecikme ve zarar söz konusu olmayacaktı… Hatırlanacak olursa, bu projenin ilk parti teslimatı her iki ülke bakanlarının katıldıkları bir törenle gerçekleştirilmişti…”
Kendisine haksızlık yapıldığı iddiasında…
Olayı, ifşa edenler kimlerse, (Ki, genellikle insanlar her zaman, yakınında, emrinde olanların ihanetine uğrar…) vicdani sorumluk gereği, olayı tüm yönleri ile belgelerle paylaşmak ve gerekli yasal başvuruları da devreye sokmaları gerekir…
Ki… Üzerinden çok zaman geçti ve “Köprülerin altından çok ama çok sular akıp gitti…”
Oysa, TÜVASAŞ ya da TCDD’ye bağlı kurumların yıllar boyu zarar edişi, kurumların değil, TCDD’nin genel yapılanmasından kaynaklanan bir sonuç olduğunu da cümle alem biliyor.
Hatta, bu tür durumlara, “Görev zararı” etiketi de yapıştırılabiliyor…
Genelde, başarı, bakana, müsteşara, yardımcıya, başarısızlık ise kurumun başında olan kişiye kalmaz mı?
TÜVASAŞ’ta ve diğer kurumlarda ortaya çıkan sorunlar da bu mantıkla karşılanmıyor mu?
Flu kalmış bu süreci, bir kenara bırakılırsa, İBRAHİM ERTİRYAKİ’nin veremeyecek bir hesabının, hatasının olacağına da H. Komite olarak inanmadığımı belirtmek, not olarak düşmek isterim…
Ki, böyle bir istek de AK Parti aday adayı İBRAHİM ERTİRYAKİ’den gelmedi, böyle bir isteğe de tenezzül etmez, “Şeriatın kestiği parmak kanamaz!” diyecek kadar da kendisine, sorumluluklarına hakimdir..
Ertiryaki’nin bir diğer özelliği ise… Son derece sakin oluşudur… Ancak, bu demek değildir, “Kuzuyuz dediysek…”
Hepimiz bir yolun yolcusuyuz ve hepimiz bir amaç uğruna var edildiğimizi biliyoruz…
Kaderde, başarılı bir eğitim süreci, başarılı bir amatör spor hayatı, başarılı yöneticilik hayatı, başarılı genel müdürlük sürecinde görev almak var ise… Siyaset alanında da kaderimizde yazılmışsa, kim yoluna taş koyabilir, kim tekerine çomak sokabilir…
Göreceğiz, Mevla neyleyecek, neyleyecekse, güzel eyleyecek!…
Ertiryaki “Ya nasip!” diye bu yola da baş koymuş…
Bize de “Hayırlı olsun!” demek düşmez mi?
HÜSEYİN KOMİTE
12.02.15