SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde 14-15 Kasım tarihlerinde yapılacak konferansın açılışına Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, SAÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr.Mustafa Kemal Şan, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Uysal, Souk Ahras Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Rida Selatnia ile araştırmacılar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
SAÜ uluslararasıbir üniversite
Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğluyaptığı açılış konuşmasında Sakarya Üniversitesi’nin büyük ve köklü birüniversite olma yolunda hızla ilerlediğini belirterek, birçok uluslararası öğrencinin eğitim gördüğü SAÜ’nün özellikle Afrika ve Balkan ülkelerinden gelen öğrenciler ile uluslararası bir üniversite olma kimliğini kazandığını söyledi. Uluslararası öğrenciler ile Türk öğrencilerin kaynaşması adına yapılan projeler ve çalışmaların kendileri açısından sevindirici olduğunu dile getiren Vali Balkanlıoğlu,“Bütün İslam âlemi kardeşlik temelinde birlik ve beraberliğini sağlayabilse dünyanın süper gücü oluruz. İnşallah bu sayede hocalarımız, öğrencilerimiz biraraya gelir. Üniversiteden, gençlerden yayılan sinerji ile geleceğe umutla bakarız. İnşallah tekrar dünyanın en gür ve en güçlü sesi bizim sesimiz olur”dedi.
İşbirliklerine önem veriyoruz
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Muzaffer Elmas da konuşmasında ülkeler arasında eğitim alanında yapılanişbirliklerini önemsediklerini belirterek, “İslam ülkeleri arasında kalite,akreditasyon, eğitim-öğretim ve araştırma süreçlerinde işbirliği için adımlarınatılması gerekiyordu ve bu adım atıldı” dedi.
İslam ülkeleri arasında farklılıkolduğunun dile getirildiğini ve bu nedenle işbirliklerine çekinceyle bakıldığınıifade eden Rektör Elmas, “Müslüman olduğumuz halde hepimiz aynı hedefe maalesefgidemiyoruz. Ama eğitim alanında yapılan çalışmalar ve iş birlikleri bufarklılıkları da kolayca giderebilir. Bu yüzden bu konuya çok önem veriyoruz.İki ülke işbirliği yapacaksa, eğitim-öğretim ve araştırma süreçlerinin açık veşeffaf bir şekilde yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Müslümantoplumlardan kopartıldık
Prof. Dr. Mustafa Kemal Şan dakonuşmasında düzenlenen konferans ile Cezayir ve Türk toplumları arasındakikökü çok eski zamana dayanan ilişkilerin köprüsünüyeniden kurma fırsatınıbulduklarını söyledi. Prof. Dr. Şan, “Ortak devletimiz olan Osmanlı Devletinikaybetmemizden sonra Türk ve Cezayir toplumları farklı deneyimler ve gelişmeleryaşayarak bugünlere geldiler. Biz Türkler yaşadığımız radikal modernleşme vebatılılaşma politikaları ile Osmanlı döneminde kardeşlik bağımızın olduğuMüslüman toplumlardan kopartıldık. Aynı medeniyeti birlikte yükselttiğimiz Arapve Müslüman toplumları arasında aşılamaz duvarlar inşa ettik. Küreselemperyalizmin buyruğu altına giren Arap ve Müslüman devletlerde kendi toplumlarınıbiz Türklere kapattılar” dedi.
İzolasyon dönemi olarak bahsettiği budönemin yaklaşık yüz yıl devam ettiğini kaydeden Şan“Bu coğrafyada varlığınısürdürmek isteyen toplumlarda büyük direniş ortaya çıktı. Ancak maalesef içindeyaşadığımız coğrafya hala istikrara kavuşamadı. Coğrafyamızın batılı güçlertarafından yeniden tasarlanmaya çalışıldığı, kendi kaderimizi kendiinisiyatifimiz ile çizeceğimiz bu dönemde bu konferansın anlamı bir kat dahaartmaktadır” ifadelerini kullandı.
Güzel bir adım
Souk Ahras Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Rida Selatnia ise böyle bir konferansta bulunmaktan dolayı gurur duyduğunu belirterek,organizasyonun iki toplum arasındaki ilişkileri daha çok pekiştirdiğini ve ikiülke arasındaki işbirlikleri için güzel bir adım olduğunu dile getirdi.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesiProf. Dr. Ahmet Uysal da konuşmasında iki ülke arasında ciddi bir probleminolmadığını ifade ederek,bu doğrultuda çok güzel çalışmaların ve işbirliklerininyapılabileceğini söyledi.
Kimlik ve kültürel farklılık
“Kimlik ve kültürel farklılık” temalı konferanstasosyal,tarihsel, ekonomik, politik nedenleri ve sonuçları bulunan karmaşık kültür vekimlik olgusunun ele alınması ve bunlarınbilimsel bir zeminde tartışılmasıamaçlanıyor.