1071’den beri yurt edindiğimiz Anadolu topraklarında bir kültür ortaya koyan Ahilik Teşkilatları, güzel ahlakı, sevgi ve saygıyı, yoksula sahip çıkmayı, aklıselimi, herkesin kendi sanatı ile yükselmesini, başkasının hakkına saygı göstermeyi, din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin herkese eşit davranarak kucaklaşmayı öğütler.
Ahilik Teşkilatı, İslamiyet’e ve
kadim geleneklerimize dayanmaktadır. Anadolu’daki köylere kadar ulaşan
teşkilatlanma yapısı ile Milli birlik ve bütünlüğü, toplumsal dayanışma ve
yardımlaşmayı temel ilke olarak benimsemiştir. Bu bağlamda Ahilik, toplumsal
ahlak kurallarına bağlı bir toplum kurmayı amaçlayan, ülke ekonomisinde temel
ihtiyaç maddelerini en kaliteli ve ucuz biçimde üretmeyi öngörmektedir.
Ahilik, insana yönelik ahlaki yaptırımlarda bulunmakla birlikte, esas itibariyle “bireysel” değil “toplumsal”dır. Cömertlik, şefkat ve merhamet gibi herkese iyilik yapmak prensiplerini düstur edinerek bireysel olmaktan çok toplumsal olmayı, yani toplum hayatını düzene sokmayı hedeflemiştir. Ahiliğin bu sosyal dayanışma yönü sayesinde devletin hiçbir etkisi olmadan şehir esnafı ve halkı, kendi kendisini idare ediyor, en küçük bir suiistimal ve yolsuzluğa rastlanmıyordu.
Çağımızın yükselen değerlerinin önemli bir kısmının özünde Ahilik kültürünün temel ilkeleri bulunmaktadır. Tüketici hakları, sivilleşme, kooperatifçilik, çeşitli mesleki kuruluşların varlığı gibi kavramları Batı’ya aktaran birikim, Ahilik kültürüdür. Ahilik Teşkilatı’nın kurucusu Ahi Evran-ı Veli’nin düşünceleri ve Ahilik geleneği yüzyıllardır geçerliliğini korumakta, günümüzün ihtiyacı olan doğruları gözler önüne sermektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Ahilik Teşkilatı’nın kurucusu Ahi Evran-ı Veli olmak üzere, tüm Ahilerimizi ve Ustalarımızı rahmet ve şükranla anıyor, özellikle bu yolda emeği geçen esnaf ve sanatkârlarımız olmak üzere bütün vatandaşlarımızın “Ahilik Haftası”nı kutluyorum.