Evlerden, işyerlerinden, belirli sembolik merkezlerden
yükselen irade ile dünyanın bu düzeninin değişmesi gerektiğini dünya
emekçileriyle beraber hep beraber haykırmıştık.
Bizler de Sakarya
Emek ve Demokrasi Bileşenleri olarak, ülkemizi ve dünyamızı göz göre göre
büyük bir felakete sürükleyen neoliberal kapitalist düzene karşı emek
ve bilim ile kurulacak yeni bir toplumsal düzenin şart olduğunu ifade
etmiştik.
Aradan bir yıl geçti. Mevcut düzenin insanlığın temel
sorunlarının çözümünde ne kadar yetersiz olduğu çok acı bedeller ödeyerek bir
kez daha görüldü. On yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa
sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik
dışında hiçbir şey sunmayan bu düzen COVID-19 salgınıyla insanlığın
geleceğini tehdit ediyor.
Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin
ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve güncel olarak da
COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır
biçimde ödüyor. Ve bu koşullar altında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 1
Mayıs 2021’de “Yeni bir toplumsal sözleşme ve herkese aşı hakkı” mücadelesini
büyütme çağırısı yapıyor.
Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği
ve insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller
ödüyoruz. Şeffaf olmayan ve tartışmalı resmi verilerle bile COVID-19 salgınıyla
mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya
çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların çıkarları için, akıl, bilim ve
milyonların sağlığı yok sayılıyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp
kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun “çarklar
dönecek” inadıyla, insan yaşamını piyasaya kurban eden bir anlayışla ve aşı
tedarikindeki başarısızlıkla göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve
tükeniyoruz! “Böyle salgın mücadelesi olmaz” diyor ve yaşam
hakkımızdan vazgeçmiyoruz.
Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız, geçimimiz de
tehdit altında. Pandemi sürecinde yurttaşlarına en az nakdi destek
veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar
kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan işimizden ediliyoruz. Milyonlarca
çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum
ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor.
Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir
öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle
güvencesizlik yaygınlaşıyor.
Salgın koşullarında bile ülkenin tüm kaynakları bir
avuç şirkete peşkeş çekiliyor. Halk yaşam mücadelesi verirken, şirketler
pandemide kârlarını artırıyor. “Geçinemiyoruz” çığlıkları yükselen ülkemizde 26
dolar milyarderinin serveti son bir yılda 38,3 milyar dolardan 53,2 milyar
dolara yükseliyor. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik; diğer yanda
servetler birikiyor. Ekonomik kriz ve pandemi koşullarında, adaletsizliğin
en çirkin yüzü karşımıza çıkıyor.
Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin
yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor. Salgında
kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor, kadına yönelik
şiddet tırmanıyor.
Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan pandemide
yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline
geliyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul
Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor.
Bu koşullar altında işimiz, aşımız ve sağlığımız için
söyleyecek çok şeyimiz var. Taleplerimiz ve öfkemiz var. Emekçilerin umutlarını
ifade edeceğimiz 1 Mayısımız var. Ancak ülkeyi yönetenler her zaman olduğu
gibi talepleri, öfkeleri ve umutları yasaklarla susturmaya çalışıyor.
Pandemiye dair aklın ve bilimin emrettiği tedbirleri
almayanlar, zorunlu olmayan iş kollarında çalışmanın 28 gün durmasını
reddedenler, hatta aldıkları kısıtlı tedbirleri bizzat kendileri çiğneyenler,
lebalep kongrelerde halk sağlığı sorunu yaratanlar, 1 Mayıs yasaklarına
pandemiyi gerekçe gösteriyor. Pandemi önlemleri alınarak, maske ve mesafeye
dikkat ederek 30 Nisan ve 1 Mayıs 2021 tarihlerinde yapmak istediğimiz her
türlü açık hava etkinliği yasaklanıyor. Kimi valilikler binalarımız başta olmak
üzere kentlerin dört bir yanına asmak istediğimiz 1 Mayıs afişlerimiz ve
pankartlarımızda bulaşan bir “mutasyon” keşfediyor. Bu ülkenin işçilerinin
ve emekçilerinin aklıyla alay ediliyor.
Açık açık söyleyelim: Bu ülkenin işçi, emekçi,
mühendis, mimar ve hekim örgütleri olarak bizlere, işçi sağlığı ve halk sağlığı
konusunda en son akıl verecek olan, ülkeyi yöneten siyasi iktidardır.
Hastanelerin yoğun bakımları tıka basa dolmuşken, resmi rakamlarla her gün
300’ün üzerinde insanımızı kaybedip yüz kişiden en az biri enfekte iken;
elbette bizler aklın ve bilimin emrettiği doğrultuda hareket edeceğiz. İktidar
gibi sorumsuz davranmayacak, taleplerimizi pandemi koşullarına uygun olarak
yükselteceğiz. Akıl ve bilim dışı siyasi yasaklara değil; aklın,
bilimin ve mücadelemizin gereklerine uygun olarak hareket edeceğiz.
Sağlıklı, güvenceli ve insanca bir yaşam için “Her
gün 1 Mayıs” diyecek ve 1 Mayıs haftası boyunca taleplerimizi
ifade edeceğiz. “Her yer 1 Mayıs” diyecek, mümkün olduğunca yaygın bir biçimde
işyerlerinin önlerinde ve meydanlarda olacağız.
30 Nisan’da İstanbul Taksim’deki Kazancı yokuşunda her
sene gerçekleştirdiğimiz anma etkinliğinde buluşacak, 1 Mayıs 1977 katliamında
yitirdiğimiz canları anacak, tüm anma programlarımızı pandemi koşullarına uygun
biçimde planlayacağız.
Aynı gün ülkenin dört bir yanında -yine
pandemi koşulları da dikkate alınarak- en yaygın biçimde işyerlerinde
1 Mayıs kutlamalarını ve alanlarda basın açıklamalarımızı
gerçekleştireceğiz. 1 Mayıs günü de çalışmakta olan emekçileri
işyerlerinde, çalışmayan milyonları da evlerinde, balkonlarında, sokaklarında,
sosyal medyada 1 Mayıs coşkusunu çeşitli biçimlerde büyütmeye çağıracağız.
Ülkeyi yönetenlere çağrımız şudur: Akıl
dışı, bilim dışı ve hukuk dışı engellemelere kalkışmayın. 1 Mayıs engellenemez!
Çalışırken bulaşmayan ama 1 Mayıs kutlarken bulaşan bir virüs tespit
edilmemiştir. Aklı başında herkesin teslim edeceği gibi çalıştığımız her gün ve
çalıştığımız her yerde 1 Mayıs’ı da kutlayabiliriz ve kutlayacağız.
1 Mayıs 2021 Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde
büyük kitlelerle merkezi biçimlerde olmasa da çok yaygın biçimde sağlıklı,
güvenceli ve insanca yaşam umutlarımızı yan yana getireceğiz. Aşağıdaki
taleplerimiz ve hedeflerimiz için mücadeleyi yan yana büyüteceğiz.
1. Herkese aşı, herkese gelir desteği
sağlanmalı, acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulmalıdır!
2. Çalışırken hastalanan emekçiler için
COVID-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin!
3. Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son!
4. İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları
patronlara değil işçilere ve işsizlere!
5. Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve
kesintiler sıfırlansın!
6. İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın,
hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin, çalışma
süreleri azaltılsın.
7. Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a,
betona, savaşa, silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere
kaynak!
8. Az kazanandan az, çok kazanandan çok
vergi alınsın! Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim
faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın.
9. Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev
hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın! Emeklilerin sendikalarının önündeki
engeller kaldırılsın, insanca yaşayacakları ekonomik ve sosyal talepleri yerine getirilsin.
10. İstanbul
Sözleşmesi Yaşatır. 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın, Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın!
2020 1 Mayıs’ında ifade ettiğimiz gerçek, 2021’de çok
daha net bir biçimde ortadadır. Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük
bir felakete dönüşmüştür. Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla,
yalanlarla, sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet
eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak istenmektedir.
Bu felakete son vermek, insanlık için yeni bir
başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu,
kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak
ellerimizdedir.
Umudumuz birliğimizde, mücadelemizde ve
dayanışmamızdadır!
1 MAYIS’TA UMUT YAN YANA!
YAŞASIN 1 MAYIS!
Sakarya Emek ve
Demokrasi Bileşenleri
KESK bileşenleri
BES SES EĞİTİM SEN YAPI-YOL SEN
| TMMOB Bileşenleri
EMO MMO
| DİSK Bileşeni
Emekli - Sen
| Diğer Yapılar
Tüm Emekli- Sen Sakarya Kent Çalışma Derneği
| Siyasi Partiler
EMEP HDP SOL PARTİ TİP TKH |