Seminerin takdimini gerçekleştiren Arş.
Gör. Sümeyye Yaman, özgeçmişi hakkında bilgi verdikten sonra sözü Dr. Öznur
Özdemir’e bıraktı.
Konuşmasına Abbasi İhtilali çalışmaya
nasıl karar verdiğini anlatarak başlayan Dr. Özdemir, TÜBİTAK bursu ile gittiği
İngiltere’de tezi için yeterli materyal toplama fırsatı bulduğunu ifade etti.
Abbasi İhtilali’nin İslam tarihindeki
önemine dikkat çeken Dr. Özdemir, Batı’da bu konunun Müslümanların iç
hesaplaşması olarak görüldüğünü belirtti. Batı’da bu konunun 1900’lü yıllarda
başladığını aktardı ve bu konuyu ilk defa çalışan iki araştırmacıyı örnek
olarak sundu: Van Vloten ve Wellhausen. Tarihsel gerçekliğin, tarihçinin zihnindekilerden
kırılarak yansıyanlardan oluştuğunu ifade eden Dr. Özdemir, Van Vloten’in
Abbasi İhtilali konusunu barbarik tarzda yansıttığına dikkat çekti. 1950’li
yıllara kadar bu anlayışın sürdüğünü ve bu sebeple de Müslümanların reddiye
niteliğinde eserler yazdığını da ifade etti.
Yapılan araştırmaların konularına da
değinen Dr. Özdemir, ilk olarak Abbasi İhtilali’nin kim tarafından ve neden
yapıldığı üzerinde durulduğunu belirtti. “1930’lu yıllara kadar Van Vloten ve
Wellhausen’ın öne sürdüğü ihtilalin Arap olmayanlar tarafından gerçekleştiği
görüşü yankı uyandırmışken, 1930’lardan sonra Daniel Dennet bunun tam tersini
iddia etmiştir.” Diyen Özdemir, Dennet’ten sonra birçok yazarın aynı görüşü
savunduğunu ifade etti ve Batı’da bu konudaki düşünceleri asıl değiştiren
olayın Abbasi soyunun fazileti, Abbasilerin etkisi ve Abbasi İhtilali’nin nasıl
gerçekleştiği gibi birçok konuyu kapsayan Ahbârul-Abbâs isimli bir kitabın
Bağdat’ta bir medresede bulunması olduğunu nakletti.
Abbasi İhtilali’nde Hz. Ali’nin Hz.
Fatıma’dan başka bir eşinden olan oğlu Muhammed b. Hanefiyye’nin önemine ve
Abbasilerin Hz. Ali’nin oğlunun da sürdürdüğü mücadeleyi kendilerinin
sürdüreceği söylemine vurgu yapan Dr. Özdemir daha sonra Abbasiler içindeki
mehdi inancının oluşumuna değindi ve Abbasilerin beklenen kurtarıcının kendi
içlerinden olduğu mesajını vermek istediklerini belirtti.
Abbasilerin bu ihtilal öncesinde
stratejik davranıp gizli bir yapılanma şeklinde ilerlediklerini, daha sonra
açıktan davet yapmaya başladıklarını hatırlatan Dr. Özdemir, açıktan davetin
ciddi bir askeri bir güç gerektirdiğini vurguladı ve Abbasilerin asker
toplamasında ise Horasan’dan başlayıp ordu toplayarak ilerleyen Ebu Müslim’in
çok önemli bir rolü olduğunu aktardı.
Daha sonra Batılı yazarların
üsluplarına da değinen Dr. Özdemir, İslam tarihi ile ilgili birçok çalışması
olan Patrişe Kron eserlerinde çok detaylı çalıştığını ama tarafgir ve
sistematik saldırılar içeren bir üslup benimsediğini belirtti.
Batılı araştırmacıların kendilerini
eleştiren çalışmalara da değer verip ciddiye aldıklarını ve bir konudaki
çalışmalarının sayının birden fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Özdemir, bizde
bir konuda bir çalışma ortaya konmuşsa tekrar üzerinde durulmamasının üzücü
olduğunu söyledi.
New Castle Üniversitesi'nde ikincilik
ödülü kazandığı bir sunumunda Abbasi ihtilalinin ekonomik olarak da
yorumlanmasını teklife ettiğini belirten Dr. Özdemir, kendisinin Sakarya
Üniversitesi Dergisi’nde yayınlanan ilk makalesinin de bu konu hakkında olduğunu
ifade etti.
Tezinin hazırlanmasında katkı sunan
Doç. Dr. Gülgün Uyar ve Dr. Halil İbrahim Hançabay’a teşekkür ederek devam eden
Dr. Özdemir, tezinin diğer bölümlerinden de kısaca bahsettikten sonra
katılımcılara ve ekran başından izleyenlere teşekkürlerini sunduktan sonra
konuşmasını sonlandırdı.