AGD Adapazarı İlçe Temsilciliği binasında yapılan divan toplantısı Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Anadolu Gençlik Derneği Adapazarı ilçe teşkilatı teşkilatlanma başkanı Samet Gürses, ahlak ve maneviyatın önemini vurgulayarak bulunduğumuz zaman diliminde toplumun bu konuda duyarlı olmasını istedi. Gürses, “Önce ahlak ve maneviyat diyoruz. Hakkı üstün tutuyoruz ve nefis terbiyesini esas alıyoruz. Ahlak hürmettir, hizmettir, merhamettir. Hangi renkten ırktan olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun her insan Allah’ın bir ayetidir. Merhametimiz tüm yaratılmışlara karşı sorumluluğumuzdur. Şimdi tekrar söylüyoruz maneviyat demek tüm insanların can, mal, din nesil ve akıl emniyetinin tesisi için irade beyan etmek ve bu uğurda yalpalamalardan nefsin arzularına uymadan, kişisel çıkarı ön plana almadan geceyi gündüze katmaktır’’ dedi
Gürses’in konuşmasının müteakibenkomisyon başkanlarının sunumları gerçekleşti. Sunumların ardından Anadolu Gençlik Derneği Adapazarı İlçe Başkanı Celal Aydın konuşma yaptı.
“ONCA KAN BÜYÜK İSRAİL İÇİN DÖKÜLDÜ”
Türkiye ve Suriye’deki son gelişmeleri değerlendiren Aydın, “Suriye’den haberler geliyor, sivillerin, masumların öldüğüne dair. Vicdan sahibi bir insan masumun zarar görmesini istemez. Bir milyon masum kişinin ölmesi, beş milyon kişinin evinden barkından vazgeçerek mülteci durumuna düşmesinin nedeni, büyük İsrail içindir’’ dedi.
Bölgede yaşanan son durumu değerlendiren Turhan, şöyle konuştu:
“Savaşın sadece cephede olmadığını, medyada da daha etkin bir şekilde sürdürüldüğünü biz biliyoruz. Ekranlara, manşetlere, partallara taşınan cümlelere hep birlikte maruz kalıyoruz. Hatırlayalım: Telafer’de Türkmenler var! Kobani düşüyor! Bayırbucak’ta Türkmenler var! Musul Türk’tür, Türk kalacak! Halep yanıyor! Yaklaşık 6 yıldır bu cümleleri duyuyoruz. Ancak, “Halep yanıyor!” diyenlerin “Suriye parçalanıyor!” demeye dillerinin vardığına şahit olmadık. “Musul Türk’tür!” diyenlerin “Irak Müslüman’dır!” dediklerini duymadık. “Kobani düşüyor!” diyenlerin dili “Suriye düşüyor!” demedi. “Bayırbucak’ta Türkmenler var!” diyenler, “Suriye’nin her yerinde Müslümanlar var!” demediler. “Telafer’de Türkmenler var!” diyenler, “Irak’ta Müslümanlar var!” demediler. Sonra bu Yezidiler, Süryaniler, Asuriler insan değil midir? Şimdi biz diyoruz ki bir kez de çıkıp Halep’in yandığını değil, Suriye’nin parçalandığını söyleyin. Çıkın ve konuşun: Olup biten büyük İsrail için küçük lokmalar hazırlamadır!” diye konuştu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Anadolu Gençlik Derneği Adapazarı ilçe teşkilatı teşkilatlanma başkanı Samet Gürses, ahlak ve maneviyatın önemini vurgulayarak bulunduğumuz zaman diliminde toplumun bu konuda duyarlı olmasını istedi. Gürses, “Önce ahlak ve maneviyat diyoruz. Hakkı üstün tutuyoruz ve nefis terbiyesini esas alıyoruz. Ahlak hürmettir, hizmettir, merhamettir. Hangi renkten ırktan olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun her insan Allah’ın bir ayetidir. Merhametimiz tüm yaratılmışlara karşı sorumluluğumuzdur. Şimdi tekrar söylüyoruz maneviyat demek tüm insanların can, mal, din nesil ve akıl emniyetinin tesisi için irade beyan etmek ve bu uğurda yalpalamalardan nefsin arzularına uymadan, kişisel çıkarı ön plana almadan geceyi gündüze katmaktır’’ dedi
Gürses’in konuşmasının müteakibenkomisyon başkanlarının sunumları gerçekleşti. Sunumların ardından Anadolu Gençlik Derneği Adapazarı İlçe Başkanı Celal Aydın konuşma yaptı.
“ONCA KAN BÜYÜK İSRAİL İÇİN DÖKÜLDÜ”
Türkiye ve Suriye’deki son gelişmeleri değerlendiren Aydın, “Suriye’den haberler geliyor, sivillerin, masumların öldüğüne dair. Vicdan sahibi bir insan masumun zarar görmesini istemez. Bir milyon masum kişinin ölmesi, beş milyon kişinin evinden barkından vazgeçerek mülteci durumuna düşmesinin nedeni, büyük İsrail içindir’’ dedi.
Bölgede yaşanan son durumu değerlendiren Turhan, şöyle konuştu:
“Savaşın sadece cephede olmadığını, medyada da daha etkin bir şekilde sürdürüldüğünü biz biliyoruz. Ekranlara, manşetlere, partallara taşınan cümlelere hep birlikte maruz kalıyoruz. Hatırlayalım: Telafer’de Türkmenler var! Kobani düşüyor! Bayırbucak’ta Türkmenler var! Musul Türk’tür, Türk kalacak! Halep yanıyor! Yaklaşık 6 yıldır bu cümleleri duyuyoruz. Ancak, “Halep yanıyor!” diyenlerin “Suriye parçalanıyor!” demeye dillerinin vardığına şahit olmadık. “Musul Türk’tür!” diyenlerin “Irak Müslüman’dır!” dediklerini duymadık. “Kobani düşüyor!” diyenlerin dili “Suriye düşüyor!” demedi. “Bayırbucak’ta Türkmenler var!” diyenler, “Suriye’nin her yerinde Müslümanlar var!” demediler. “Telafer’de Türkmenler var!” diyenler, “Irak’ta Müslümanlar var!” demediler. Sonra bu Yezidiler, Süryaniler, Asuriler insan değil midir? Şimdi biz diyoruz ki bir kez de çıkıp Halep’in yandığını değil, Suriye’nin parçalandığını söyleyin. Çıkın ve konuşun: Olup biten büyük İsrail için küçük lokmalar hazırlamadır!” diye konuştu.