Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal,
yaptığı açıklamada Resmi Gazete’de yayınlanan Memur ve Memur Emeklisinin 6.
Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri sonrasında sendikalara ve hükümete sert
eleştirilerde bulunarak “AKP ve Memur-Sen elbirliği ile memurların canını
okuyor!” dedi.
Genel Başkan Uysal, Hükümeti ve Toplu Sözleşme
Görüşmelerinde gerekli etkiyi yaratamayan Memur-Sen ve Kamu-Sen’i eleştirerek “Önceki
dönemde 4+4 zamma “tamam” deyip, memurun ayağına çelme takan sendikalar aslında
bu zulmün bizatihi sorumlusudur. Bu çerçeveden bakınca da görünen şudur;
sendikalar memuru tutmakta, iktidar ise yumruklamaktadır” diye konuştu.
Memur ve memur emeklisinin önümüzdeki 2 yılda da enflasyonun
altında ezilmesinin müteselsilen sorumlusunun yetkili sendikalar olduğuna
dikkat çeken Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, yaptığı yazılı
açıklamada şu görüşleri ifade etti: “Yeni haftaya iktidarın yeni algı
operasyonlarına malzeme edeceği, memurun enflasyona yenileceği toplu sözleşme
görüşmelerinin neticelendiği haberleri ile girdik.
Bir süredir devam eden ve ayrıntıları dikkate
alındığında adeta tek taraflı bir “pazarlık” halini alan toplu sözleşmeden
çıkan sonuç, yıllardır enflasyona karşı mücadele eden memurun önümüzdeki iki
yıl enflasyona yenileceğinin bir beyanıdır.
Yetkili ve etkisiz sendikalar olan Memur-Sen ve
Kamu-Sen, 2021 yılı için yüzde 3 refah payı, 600 TL seyyanen zam ve yüzde 21
zam talebiyle oturduğu toplu sözleşme masasından yüzde 12 zamla kalktı.
Pazarlık masasında yine Hükümetin dediği oldu.
Dahası; yetkili sendika da ilginç şekilde bir kez daha aldığını başarı saydı, memur
ve memur emeklisinin önümüzdeki 2 yılda da enflasyonun altında ezilmesinin
müteselsilen sorumlusu oldu.
Türkiye İllüzyon Kurumu’na dönüşmüş TÜİK'e göre
bile, yıllık Tüketici Fiyatının (TÜFE) yüzde
18,95 ve Üretici Fiyatının (ÜFE) yüzde 44,92
yükseldiği, bağımsız ENAGRUP 'a
göre 7 aylık enflasyonun yüzde 27,89 olduğu ülkemizde, memur ve memur
emeklileri için 2022 ve 2023 yıllarında öngörülen zam ve enflasyon farkı,
yaklaşık 6 milyon memur ve emeklinin enflasyona karşı ezilmesinden başka bir
şey değildir.
Zira, TÜİK’e göre, son 12 aylık dönemde, çalışanın aylık
harcamalarının en büyük kısmını oluşturan harcama kalemleri olan, gıda ve
alkolsüz içecekler yüzde 24.92, ulaştırma yüzde 24.62, ev eşyası yüzde 22.70,
lokanta ve oteller yüzde 22 ve konut yüzde 19,31 oranında artış gösterdi.
Rakamlar ve vasat bu haldeyken yetkili sendikanın rızası,
iktidarın dayatması ile ortaya çıkan sonuç, masanın beri tarafında oturan bu
ikilinin sayı saymayı bilmediğini de göstermiştir.
Masum olmadığını bildiğimiz iktidar şöyle dursun; sendikalar, bu
sonuçla aslında tarafını da ilan etmiştir.
Memuru “sendikalar tutuyor, iktidar yumrukluyor”
Geçmişte de toplu sözleşme görüşmelerinde razı geldiklerini,
kabul ettiklerini düşününce, görüşmede memurun ve emeklinin tarafında gibi
duran sendikaların aslında ne iş yaptığını sorgulamamız da oldukça olağandır.
Zira önceki dönemde 4+4 zamma “tamam” deyip, memurun ayağına
çelme takan sendikalar aslında bu zulmün bizatihi sorumlusudur.
Bu çerçeveden bakınca da görünen şudur; sendikalar memuru
tutmakta, iktidar ise yumruklamaktadır.
Zaman zaman ettikleri sözler bir oyunun parçası
İlgili sendikaların, yasak savma kabilinden düzenledikleri
eylemler ve sureti haktan görünme çabası aşikar sarf ettikleri sözler sadece
parçası oldukları oyunu perdeleme girişiminden ibarettir. Aksi olsaydı bugün bu
sonucu konuşuyor olmazdık!
Sistematik olarak ezmeye başladılar
2017 yılından bu yana Hükümetin verdiği zamlar nedeniyle sürekli
olarak enflasyona yenik düşen memurlar, 2022-2023 döneminde seyyanen zam, refah
payı ve geçmiş kayıpları telafi edecek bir reel zam hayaliyle pazarlık masasına
oturdu. Ancak, Memur-Sen’in, kendi talebinde ısrar yerine, hükümetin teklif
ettiği zammı kabul etmesi ile bu umut başka bir bahara kaldı.
Memur, toplu sözleşme hakkının ilk uygulandığı 2012 yılından bu
yana pazarlık masasından hep yenik ayrıldı. Hükümet her seferinde TÜİK
enflasyonunu dikkate alan zamları kabul ettirdi. Memurun seyyanen zam ve refah
payı talepleri masada hiç kabul görmedi. Özellikle 2018-2019 ve 2020-2021
sözleşme dönemleri memurun en büyük kayıp yılları oldu.
Bu tam
bir “Ağalık düzeni”dir
Toplu
sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuç sadece zam konusunda değil, düzen
konusunda da iyi niyetin sorgulanmasına sebeptir.
Bugün
Resmi Gazete'de yayımlanan kararla, Toplu Sözleşmede Memur-Sen ve Hükümet’in
nasıl bir polim kurduğu gün yüzüne çıkmış oldu.
İlgili kararın 23. maddesine göre, toplu sözleşme ikramiyesinden
sadece kamu görevlisi sendikasının, kurulu olduğu hizmet kolundaki kamu
görevlisi sayısının en az yüzde 1'den fazlasını üye kaydeden sendikalara üyelik
ödentisi kesilen kamu görevlileri yararlanacak.
Kısacası üyesi az olan sendikaların üyeleri 2022'de 400 TL'ye
çıkacak olan toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanamayacak. Geçmişte toplu
sözleşmelerde, toplu sözleşme ikramiyesinden bütün sendika üyeleri
yararlanmaktaydı.
AKP’nin “çoğunlukçu” bakışı sendikalarda da hayata geçecek. Çok
olmayan yaşayamayacak!
İfa ettikleri ile varlık nedenleri sorgulanır hale gelen,
sorumluluk sahaları koltukları ve sahip oldukları imtiyazlarından başka şey
ifade etmeyen sendikal ağalar çarklarını döndürmeye devam edecek.
Sendikal tekelleşme de hayata geçecek!
“Güçlünün haklı olduğu düzende, hakkı da güçlü alır” diyorlar
Resmi Gazete’de ilan edilen karar uyarınca üç ayda bir ödenen
toplu sözleşme ikramiyesinden küçük sendikalara üye binlerce memur
yararlanamayacak.
Enflasyonun altında ezilmek istemeyen memur ise çareyi
“ağa”ların sendikalarına üye olmakta bulacak.
Her gün örselenen, yasaklanan hürriyetlere Resmi Gazete yoluyla
bir hürriyetin daha yasaklanması eklenecek; sendika seçme hürriyeti.
İktidar başarı sayacak, “ağa”lar koltuklarını koruyacak, memur ezilecek
ve yine, yeniden hukuk çiğnenecek, hak bilinmeyecek.
Elbet bu düzen yıkılacak.”