“Ahlaklı insanlar yoksullaşıyor, ahlaki ilkesi
gevşek olanlar zenginleşiyor”
“Buraya gelmeden bir taksi durağındaydık. Bir
şoför arkadaşımız, eve gitmeden eşini arayıp, ’Çocukları yatır da geleyim’
dediğini söyledi. Ülkenin onurlu, çalışan insanlarının durumu bu. Bir de
ihaleleri paylaşan, lüks harcamaları yapabilen insanlara bakıyorsunuz. Ahlaklı
insanların maddi durumunun bu kadar zayıfladığı, ahlaki ilkeleri gevşek
olanların zenginleştiği bir dönem hiçbir zaman yaşanmamıştı. Adalet bu değil,
vicdan bu değil.”
“Kara günler için biriktirdiğimiz rezervi de
yedek akçeyi de tükettiler”
“Bu milletin alın terini damla damla biriktirdik.
Niçin? Kara günler için. Atasözümüz var, ak akçe kara gün içindir, diye. Merkez
Bankası’nın döviz rezervi de yedek akçesi de kara gün için. Taraflı
cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele verip Merkez Bankası’nın 130 milyar
dolarlık rezervini sata sata yok ettiler, bir yandan da piyasadan döviz
borçlandılar. Merkez Bankası’nı borçlu bir kurum haline getirdiler.”
“Merkez Bankası’nın hesaplarını aydınlatın”
“Bizim dönemimizde Merkez Bankası’nın bütün
müdahaleleri açıktır, şeffaftır. Hâlâ kayıtlarda. Biz ayrıldıktan sonra hiçbir
şeyi açıklamadılar. Doğru hesaptan kaçar mı? Karanlıkta yanlış işler yapılır
ama aydınlıkta zor olur. Merkez Bankası’nın hesaplarını aydınlatın.”
“Sayın Erdoğan tertemiz devlet görevlilerinden
helallik istemeli”
“Görevi bıraktığımda Merkez Bankası’nın politika
faizi yüzde 7,5’tu. Bu faizi uygulayan Merkez Bankası başkanını ve o dönemin
bürokratlarını vatana ihanetle suçladılar. Sayın Erdoğan’ın o tertemiz, pırıl
pırıl devlet görevlilerinden en azından bir helallik istemesi lazım.”
“Milletvekilliğiyle hızını alamadı, akrabasını
bakan yaptı”
“Akraba bakanı milletvekili listesine koymadan
önce çok söyledik, bu yanlış dedik. Böyle yakın akrabalar partide eş zamanlı
olarak böyle görevlerde olmamalı, dedik. Dinlemedi. Milletvekilliğiyle hızını
alamadı, bakan yaptı. İsterse dünyanın en başarılı insanı olsun, ne olursa
olsun yanlış. Hangi ülkede yaşansa o ülkenin başını derde sokar.”
“Kurumları şamar oğlanına çevirdiniz”
“Lafa gelince Sayın Erdoğan ‘Benim alanım
ekonomi’ diye övünüyor. Görüyoruz alanını. Kurumları şamar oğlanına çevirdiniz.
Ülkenin birikmiş tüm rezervlerini sattınız, yedek akçesini harcadınız, Merkez
Bankası’nı borca batırdınız. Varlık Fonu bile gırtlağına kadar borca battı. Faiz
yakın tarihin en yüksek seviyesinde. Sadece Merkez Bankası’nın gecelik,
haftalık faizi değil. Dün hazinenin on yıllık borçlanma faizleri yüzde 19’u
gördü. Bu ne demek? Bu kafaya giderlerse, finansal piyasalarda daha on sene bu
faiz düşmeyecek demek. Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi on yıllığına borçlanmak
istese on yıl boyunca yüzde 19 faiz ödemek zorunda demek. Faiz de enflasyon da
çift haneye çapa attı.”
“Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul
yaptınız”
“Yüksek faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir
yapıyor. Merkez Bankası’nın kur artmasın diye faizi yükseltmek zorunda kalması
ne demektir? Bütün kötü yönetimin faturasını bu millete ödetmek demektir. Yüzde
19’u bu millet bunun için ödüyor. Bir de piyasaya sorun. Piyasadaki ticari
faizler yüzde 22, 23, 24. Sanayici, küçük işletmeler bunu ödüyor. Kredi
kartları ekstrenize ‘aylık faiz arttı’ diye geliyordur. Bunun bedelini bütün
millet ödüyor. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman zengin ile fakir arasındaki
uçurum böyle olmamıştı. Lüks otomobil satışlarına bakın. Bu krize rağmen
onların satışlarında artış var.”
“İstanbul Sözleşmesi’ni bir siyasi partiyi
ittifaka katabilmek için tatlandırıcı olarak sunuyorlar”
“Ayrılma kararını açıkladıkları sözleşmenin tam
adı, ‘Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla
mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi sözleşmesi’. Bu sözleşme, kadınları her türlü
şiddetten, aile içi şiddetten koruyacaksın, şiddete karşı her türlü önlemi
alacaksın diyor. Bunun nesinden rahatsız oldunuz? Tüm dünya bu sözleşmeye ‘İstanbul
Sözleşmesi’ diyor. Sanki bütün bu süreçte uyudular, akıllarına şimdi geldi. Siz
hazırlayan ekiptesiniz. Madem kültürümüze aykırı, niye o gün imzaladınız, niye Meclis’ten
geçirdiniz? Şimdi mi aklınıza geliyor? Bir başka siyasi partiyi iktidar ittifakına
katabilmek için bunu tatlandırıcı olarak sunuyorlar. Yakından takip edenler
görüyor.”