Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Teknoloji Fakültesi, su konusunda yaptığı çalışmalarla Nobel Teşekkürü Sertifikası alan ve Dünya’nın 500 bilim öncüsünden biri seçilen Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen’i ağırladı. Şen, Rektörlük Konferans Salonu’nda ‘Küresel Isınma’ başlıklı konferansta öğrencilerle bir araya geldi. Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Çay ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatih Çalışkan da programda yer aldı. Program sonunda Dekan Çay, Şen’e günün anısına hediye takdim etti.
İKLİMİN
KÖKÜ HAVA HAREKETLERİDİR
Dünya ilk ortaya çıktığında etrafı tamamen
karbondioksit doluydu ve hiç canlı yoktu. Karalar ve sular olduğu için zamanla
bir hareket ve yağışlar ortaya çıktı. İklim dediğimiz şeyin kökünde hava
hareketleri vardır. Bitkiler ortaya çıkarak havadaki karbondioksiti yutmaya
başladılar. Daha sonra hayvanlar, 4 buçuk milyar yıl sonra ise insanlar ortaya
çıktılar. Bitkilerin karbondioksiti yutması derine gittikçe sıcaklığın
artmasına, petrol ve gazın oluşmasına neden oldu. Üst tabakalarda ise çözünen karbondioksit
kömür halini aldı. Böylelikle dünya canlıların yaşamı için hazırlandı. Ancak
bundan 150 yıl önce endüstri devrimi ile enerjinin önemi anlaşıldı. Enerji için
yakılan kömür, petrol ve gazlar karbondioksiti atmosfere geri vermeye başladı. Atmosferdeki
karbondioksit salınımının artması ise iklimlerin değişmesinin önünü açtı.
TEHLİKE
ÇANLARI ÇALIYOR
Kıtaların hareketleri de yaşanılan iklimi etkiliyor.
Önceleri Arap Yarımadası bol yağış alan ve ormanlık bir alandı. Levha
hareketleri ile kurak alanlara gelerek çöl oldu. Araplar iklim değişikliğinden
memnun. Çünkü oralarda yağışlar arttı. Peygamberimizin de ‘Arap Yarımadası
yeşermeden kıyamet kopmayacak’ diye bir hadisi varmış. Şu anda çanlar çalıyor.
Bugünkü iklim değişikliğinin sebebi insan faaliyetleri dolayısıyla
karbondioksitlerin geriye verilmesidir. Güçlü ülkeler iklim değişiyor fazla
yakıt yakmayın diyorlar. Ancak atmosferi en çok kirletenler de bu söz konusu
ülkeler. Sıcak havalarda elimizi bazen taşa ve asfalta süremiyoruz. Güneşten
gelen ışınımların bir kısmı yutuluyor. Bir kısmı ise geri yansıtılıyor. İşte
geri yansıtılan bu kısma karbondioksit sana çok geçit vermem diyor. Bu miktar
arttıkça hiç geçit vermemeye başlayacak.