Kolaylı, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu
oluşturan 9 Gazeteciler Federasyonu, 94 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek
örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin basın çalışanını temsilen “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı”nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. “10 Ocak’ı bayram değil “dayanışma günü”olarak kutladıklarını ifade eden Kolaylı, Koronavirüs döneminde basının
sorunlarına ve çözüm önerilerine dikkat çekti.
Basın sektöründe mesleki
yasaların çıkarılmasından basın özgürlüğüne kadar birçok konuda düzenleme
beklendiğini ifade eden TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamasında şu
görüşlere yer verdi;
“Yaşadığımız sorunlar nedeniyle ‘bayram’ değil ‘dayanışma günü’ olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ vesilesiyle, çözüm bekleyen
sorunlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörümüzde yaşanan
sorunların bir an önce çözümlenmesi, sürekli itibar kaybeden mesleğimizin
gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
AŞILAMADA ÖNCELİK
Öncelikle, Koronavirüs
salgınının ağır baskısı altında görev yapan meslektaşlarımızın ve çalıştıkları
medya kuruluşlarının, halkın haber alma özgürlüğü adına bugüne kadar
gösterdikleri fedakârca çabalara içtenlikle teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımız, canlarını,
sağlıklarını riske ederek sahada haber uğruna özveriyle görevlerini yerine
getirmekteler. Süreç içinde binin
üzerinde meslektaşımız koronavirüse yakalanarak tedavi görürken, ne yazık ki
ülkemizde 20 meslektaşımız, 56 ülkede 489 medya çalışanı görevi başında
coronavirüs sonucu yaşamını yitirdi. Bu gerçekler ışığında, gazetecilik
mesleğinin riskleri göz önüne alınarak, aşılamada basın mensuplarının “öncelikli meslek grupları” arasına
alınmasını bekliyoruz.
YASAL DÜZENLEMELER
Öte yandan, her fırsatta sürekli
vurguladığımız gibi sektörümüz kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç
duymaktadır. Bunun çözümü “yeni yasal
düzenlemelerin yapılmasından” geçmektedir. Basın özgürlüğünden basında
çalışma koşullarına, internet yasasından mesleki standartlara ve yıpranma
hakkından yararlanmada basın kartı şartının kaldırılmasına kadar bir dizi
düzenleme, geniş katılımlı çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve zaman
geçirilmeden yasalaşmalıdır.
Bilindiği gibi medya sektöründe
mesleki düzenleme olmaması; ne yazık ki tehdit ve şantaja dayalı etik dışı
haberlerin yapılmasına yol açmakta, birikimine, eğitimine bakılmaksızın dileyen
herkesin gazeteci maskesi altında sektörümüzde boy göstermesine neden
olmaktadır.
Meslektaşlarımız, meslek
onurlarını korumak adına mücadele etse de, yasal boşluktan yararlanan
çıkarcıların sektörde boy göstermesine engel olamamaktadır. Bu nedenle basın
sektöründe öncelikli olarak mesleki düzenleme yapılmalıdır.
212 SAYILI YASA
10 Ocak 1961, basında
çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı
gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları
durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak
üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de
gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.
Ancak günümüzde meslektaşlarımız
çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve
mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi
haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan
da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim
için bayram günü değil, dayanışma günleridir.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Unutulmamalıdır ki; basın
özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır. Özgür
basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında
gelmektedir.
Halkın sesi olma görevini
üstlenen özgür basın, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracıdır. Çağdaş
demokratik toplumlarda halkın haber alma
hakkı basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür. Bu nedenle ülke olarak basının
sorunlarını elbirliği ile çözümlemeliyiz.
10 Ocak Basın Bayramı’nı gerçek
anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak
umuduyla meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım.”
10 OCAK’IN TARİHÇESİ
5953 sayılı basın çalışanlarının
haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen
değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli
kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve
basın örgütleri tarafından “bayram” olarak
kabullenildi.
Ne var ki, basın işverenleri
yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldı. 3 gün süre ile 5
büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı.
Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak
amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve “Basın” adı altında gazete
yayınladılar.
Gazete yöneticisinden, üretimin
her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın çalışanlarının sendika çatısı
altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı. 212 sayılı yasa
böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı.
Ancak, özellikle 1990 sonrası
dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu
kazanımlar “uygulamada” tek tek elden
çıktı.