‘Kanal İstanbul bir rant projesi’
“Dün sabah bir televizyon
programında dedim ki ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkanlara darbeci
diyecekler.’ Üzerinden bir gün geçmedi, tam 8 saat sonra Sayın Erdoğan açıklama yaptı, ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır’ diye. Lafların ağırlığına
bakar mısınız? Ama biz bildik. Maalesef o bildiriyi yayınlayanlar da böyle bir fırsatı
altın tepsi içinde bu hükümete sundular. Kaş yapalım derken göz çıkarma, en
hafifinden… Belki de başka şeyi var
mıdır yok mudur, orasını bilmeyiz. Herkes etrafına bu
hükümet gibi rant gözlükleriyle bakmıyor. Bu ülkenin
yarınlarını, istikbalini düşünenler de var. Biz varız biz! Biz bu düşman dile
de, rant peşindeki heveslere de karşı çıkacağız, sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
“Kürtçe ağıtların
yankısını Ankara’da yüreğimizde taşıyacağız”
“1994 yılında Şırnak’ta, Koçağılı
ve Kuşkonar köylerinde
ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Tahir Elçi’nin ısrarlı hukuk mücadelesinin sonucunda; 26 yıl sonra
Anayasa Mahkemesi 1994 yılında yaşanan acının aydınlanmasına katkı sundu. Ama Şırnak hâlâ adalet bekliyor. Uludere’de Roboski’de hayatını kaybeden 34
vatandaşımız için adalet
bekliyor. Etkili bir hukuk soruşturması yapılmadı. Kimse bu olayın hesabını vermedi. Sorumlular açığa çıkmadı. Kimse çıkıp bir özür dahi dilemedi. Biz, vatandaşlarımızın, terör örgütünün tehdidiyle, devletin hukuksuz uygulamaları arasında sıkışmasına razı değiliz. Bu topraklarda
yakılan Kürtçe ağıtların yankısını Ankara’da yüreğimizde taşıyacağız. O ağıtları, acıları dindirmek için
elimizden gelen tüm çabayı sarf edeceğiz. Bu coğrafyanın çığlığına sağır kalmayacağız.”
“Generallere mektup
yazıp ‘iktidarı uyarın’ diyen Bahçeli’ydi’’
“Ne yapıyor büyüklü küçüklü ortaklar? Hemen acı darbe hafızamızı suistimal etmeye, ülkemizi kutuplaştırmaya
çalışıyorlar. Şu andaki iktidar partisinin ilk yıllarında, generallere
mektup yazıp ‘iktidarı uyarın’ diyen krizlerin ortağı Bahçeli’ydi. Vesayet odaklarından besleniyor. Tabii o günlerde 2002 krizinden
sonra baraj altı kalmış Meclis’e bile girememiş, generallere mektup yazıyor… Hepsi kayıtlarda. Zaten kendisinin en
tutarlı olduğu konu
tutarsızlık. Bir de krizlerin ortağı olması. Bu iki konuda çok tutarlı.”
“Ağzını açanın kapısına polis gidiyor”
“Geçtiğimiz günlerde bazı emekli askerler bir bildiri yazmışlar. Anayasal sınırlar
içerisinde düşüncesini ifade etmesi
tabii ki herkesin en temel hakkı. Elbette ifade sahipleri, sözlerinin nereye varacağını hesaplamak, bunları ölçmekle de sorumludur. Bunlar tecrübesiz
insanlar değil. Bu insanların rasgele, hesapsız kitapsız konuşması, açıklama yapması, hareket etmesi de
düşünülemez… Bugünkü iktidar ülkeyi tamamen sessizliğe mahkum etmek istiyor. Ağzını açanın
kapısına polis gidiyor, vatandaşlarımız gözünü mahkemede açıyor. Durum böyle olup da,
emekli askerler açıklama yapınca da iktidar şaşırıyor, ‘acaba darbe tehdidi mi’ diyor. Öyle bir susturdular ki herkesi, kimse sesini çıkartamaz oldu.”
‘Meclisimizi bir
kez daha hukuksuzluğun adresi yaptılar’
“Geçtiğimiz hafta Meclis Genel Kurulu’na bir kanun
teklifi geldi. Oylamada teklif
reddedildi. Kanun teklifini getiren parti de iktidar partisi. İlgili teklifin bir
yıl süreyle askıya alınması gerekiyordu. Değil bir yıl değil, bir
gün sonra Meclis’e yeniden getirdiler. Ağzımız açık bakıyoruz. E tabii, anayasayı her gün çiğneyen kişiler, meclisi de iç tüzüğünü de çiğnemekten kaçınmıyor. Bir kere daha meclisimizi hukuksuzluğun adresi yaptılar. Peki konu ne? Hani şu, kamuda işe alımlarda reddederken
‘senin şu akrabanın şu akrabası terörle iltisaklıymış’ gibi gerekçeler öne
sürdükleri güvenlik soruşturması.”
‘Kamuda işe
alımlarda mülakatı kaldıracağız’
“Biz suçların
şahsiliği ilkesi ve masumiyet karinesi gereğince, güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırması kanunu teklifinin sorunlu olduğunu düşünüyoruz. Elbette devletin güvenliğiyle doğrudan ilişkili
olan ve gizlilik gerektiren mesleklerde bu önemlidir. Bu meslek gruplarının
açıkça zikredilmesi lazım. Raporları değerlendiren komisyon için şeffaf kriterlerin belirlenmesi
gerektiğine inanıyoruz. Kamuda işe alımlarda önemli gördüğümüz bir diğer nokta ise
mülakat sistemi. Birilerini kayırma aracı olmuş. Biz kesinlikle bu mülakat sistemini kaldıracağız. DEVA Partisi, devleti
halka açacak. DEVA Partisi, kamu haklarından sadece belli kesimlerin değil, herkesin yararlanmasını
sağlayacak.”
“Valilerimize, kaymakamlarımıza
sesleniyorum. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı partili ve taraflı olabilir ama bu sizi
bağlamaz. Devletin partisi olmaz. Siz vatandaşlara adil davranmak zorundasınız.
Birinci sınıf ve eşit vatandaş muamelesi yapmak sizin göreviniz.”