DEVA Partisi Genel
Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada Marmara Denizi’nde
görülen müsilaj (deniz salyası) sorununu değerlendirdi. “Ülkemizin iç denizi
olan Marmara, aylardır müsilaj, diğer adıyla ‘deniz salyası’ artışıyla alarm sinyalleri
veriyor” diyen Babacan, atık
yönetiminin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Babacan hükûmete şu
önerileri sundu:
‘İleri biyolojik arıtmayı zorunlu hale
getirin’
“Sanayi tesislerinin
ve belediyelerin tam arıtma yöntemine geçmesini sağlayın. Marmara Denizi’ne dökülen
atık suların tamamının, ileri biyolojik arıtmadan geçmesini zorunlu hale
getirin. Bu hedef doğrultusunda gerekli tüm eğitimi ve desteği ilgili kuruluşlara
sağlayın. Atık su arıtma tesislerinde kullanılan teknolojinin geliştirilmesi
için yatırım yapın. Kirletici tesislerin tarafsız ve sıkı denetimi sağlayarak,
kurallara uymayanlara cezai yaptırımları tavizsiz bir biçimde uygulayın.”
‘Çalıştay için geç değil mi?’
“Bir çalıştay
yapacaksanız yapın. Ancak Marmara denizi bu hale geldikten sonra artık çok geç
değil mi? İş işten geçtikten sonra, Marmara Denizi ölümle karşı karşıya
geldikten sonra çalıştay için geç değil mi?”
‘Kanal İstanbul inadından vazgeçin’
“Sayın Erdoğan’a çağrı
yapıyorum: Tamamen rant gözlüğüyle
baktığınız Kanal İstanbul projesindeki inadınızdan artık vazgeçin. Bilim
insanları endişelerini sürekli dillendiriyorlar. ‘Kanal İstanbul, Marmara Denizi’nin
oksijensizleşmesine sebep olacak, İstanbul’un
nüfusu daha da artacak ve bu Marmara ekosistemine geri dönülmez zararlar
verecek’ diyorlar.”
‘Bir çalıştay da Kanal İstanbul için yapın’
“Madem çalıştaylar
yapmaya başlıyorsunuz, derhal bir çalıştay da Kanal İstanbul için yapın. Ama sadece yandaşları davet etmeyin. İlgili
tüm kurumları, muhalefet partilerini, akademisyenleri ve meslek odalarını toplayın. İstanbul hepimizin, bir kişinin duygu ve
dürtüleriyle yönetilen bir şehir olamaz. Kanal İstanbul’un Marmara Denizi’ne, tatlı su
kaynaklarına ve tüm çevreye olan etkileri enine boyuna tartışalım. Akılla hareket edin, bilimin ışığında karar
verin. Rant dürtülerinin esiri olmayın. Çalıştayları
çevre katliamından sonra ‘ne yapacağız şimdi’yi tartışmak için toplamayın. Gelin, yol yakınken durun. Çalıştay yapacaksanız, çevre katliamını daha
işin en başında önlemek için yapın.”
‘Rant gözlükleriyle bakan zihniyet İstanbul’a
ihanet ettiğini itiraf edenlerin zihniyetidir’
“Doğaya sadece rant gözlükleriyle
bakan bu zihniyet, ‘İstanbul’a
ihanet ettiğini’ itiraf edenlerin zihniyetidir. Bu zihniyet ihaneti itiraf eden
ama hâlâ inadından vazgeçmeyen bir zihniyettir. Ülkesini, doğasını, insanını seven bizler ise Marmara’nın mavi-yeşil sularını
yarınlarımıza, gelecek nesillerimize, sapasağlam teslim etmek için canla başla
çalışmaya hazırız. Biz her türlü
pislikten arınmış bir ülke için buradayız.”
‘Balıkçılık ve turizm sektörleri risk altında’
“Konunun uzmanları
uyarıyor. Şu an Marmara Denizi’nin
dibinde, bir ölü tabaka oluşmaya başlamış durumda. Derinlerde yaşayan balıklar
ve diğer pek çok canlı türü ölüyor. Derhal
önlem alınmazsa, Marmara Denizi’nin ekosistemi geri dönülemez bir zarar görecek. Balıkçılık ve turizm sektörleri ise büyük bir
risk altında.”