“Türkiye kimsenin keyfine göre yönetilemez”
“Tek bir kişi kafasına esince bu millete zarar
vermesin diye ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ diyoruz. Yargı bağımsız
olmalı, tarafsız karar almalı. İşleyen bir denge-kontrol mekanizması olmalı.
Türkiye tek bir kişiden ibaret değildir, kimsenin iki dudağı arasına
sıkıştırılamaz. Türkiye kimsenin keyfine göre yönetilemez. Türkiye 1’den
büyüktür.”
“Kafanıza esince Merkez Bankası başkanı
değiştirmeyin, esnafın yanına gidin”
“Gecenin bir yarısında karar alıp, Resmî
Gazete’de yayınlamış. ‘Aldığı kararın nedenini kendisi açıklar’ diyorlar.
Pervasızca bunu çok normal bir şeymiş gibi söylüyorlar. Kafanıza esti diye
Merkez Bankası başkanını değiştiremezsiniz, kriz çıkar. Kafanıza esince halkın
arasına karışın, çarşıya pazara inin, vatandaşın halini hatırını sorun.
Özellikle esnafa dönüp ‘Destekten ne haber? Bu desteği alabildiniz mi?’ diye
sorun bakalım ne cevap verecekler.”
“Bu milletin alın
teri olan dövizi tüket, sonra milletten döviz iste”
“Devletin 130 milyar dolarlık döviz rezervini
erittiler, bir yandan da döviz borçlandılar. Merkez Bankası’nın kendisinin
sahip olduğu döviz tükendi, kasasında borçlandığı döviz duruyor. Bugün çıkmış
diyor ki, ‘yastık altında döviz, altın varsa getirin’ diyor. Sen bu milletin
alın teri olan dövizi tüket, ondan sonra milletten döviz, altın iste. Pandemi
çıktığında da bütün dünya vatandaşına doğrudan destek verirken, IBAN numarası
vermişlerdi. Bu millet yanlışlarınızın bedelini ödemek zoruna değil.”
“Taraflı cumhurbaşkanını savunacağınıza genç bir
uzman yardımcısından doğrusunu öğrenin”
“Biz Merkez Bankası’nın eritilen 130 milyar
dolarlık rezervini gündeme getirdikten sonra, işin ehli herkes aynı soruyu
sordu. Bu konuyu sağa sola çekmek isteyenler, saçma sapan argümanlarla taraflı
cumhurbaşkanını veya akraba bakanı savunmaya çalışanlar beyhude bir çaba
içerisinde. Önce Merkez Bankası’nın internet sitesinden hangi sayfaya ve
verilere bakılacağını öğrenmeliler. Önce şu brüt rezerv ile net döviz pozisyonu
arasındaki farkı öğrenin. Bilmiyorsanız, arayın Merkez Bankası’nı, 25 yaşındaki
genç bir uzman yardımcısını göndersinler. 5 dakikada anlatırlar. Öğrenmenin
yolunu da gösteriyoruz.”
“Merkez Bankası’nın rezervleri örtülü ve
dolambaçlı yollarla harcandı”
“Önce sessiz kalıp, duymuyor numarası yaptılar.
Sonra dayanamayıp, ‘Döviz satıldı ama piyasa ve hukuk kurallarına uygun
satıldı’ dediler. Şimdi de ‘Öyle bir rezerv yok ki nasıl satalım?’ diyerek
inkâr moduna giriyorlar. Bir başka vahim hata daha yapıyorlar. Bu dövizlerin TL
karşılığı satıldığını söyleyerek sanki masum bir işmiş gibi anlatmaya
çalışıyorlar. Yok, ne yapacaksın? Bedava mı dağıtacaksın? Tabii ki TL
karşılığında satacaksın. Bu rezervler; Merkez Bankası’nın ilan ettiği serbest
kur rejimine aykırı bir şekilde eritilmiştir. Şeffaf olmayan bir biçimde,
örtülü ve dolambaçlı yollarla harcanmıştır. Rezervlerin ne zaman, kimlere,
hangi kurdan, hangi yöntemlerle aktarıldığını hâlâ açıklamıyorlar. Neden
korkuyorsunuz? Yaptığınız iş doğruysa çıkın savunun.”
“Kadın hakları tabii ki hukukla korunur”
“Sayın Erdoğan, ‘Kadın hakları kağıtlarla değil,
vicdanla korunur’ diyor. Kâğıtlar dediği de hukuk! Siz hukuka kâğıt parçası gözüyle
bakarsanız o ülkede hukuk devleti olmaz. Kadını şiddete karşı tabii ki hukukla
koruyacağız. Şiddete cüret edenin eli yanacak. Kadın haklarını katillerin
insafına mı bırakacağız?”
“Bu kâbustan uyandığımızda derin bir nefes
alacağız”
“Sanki bir kâbusun içindeyiz. Bu kâbusta yüksek
enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur, yüksek borç var. Gençler ‘ev genci’ olmuş.
42 milyon kadını şiddetten korumayı amaçlayan bir insan hakları belgesi
yakılıyor. Bu milletin alın teriyle biriktirilen, bu devletin bankasına konulan
130 milyar dolar döviz rezervi eritiliyor. Ama bu sadece kötü bir kâbus. Sandık
gününün ertesi sabahına uyandığımızda tüm bunlar geçecek. Derin bir nefes
alacağız. Bu yangını DEVA Partisi’nin damlaları söndürecek.
Uyandığımızda yatırım, üretim, istihdam göreceğiz. Gençleri meslekleriyle
buluşturacağız. Anne babaların başını huzurla yastığa koyduğu bir Türkiye’ye
uyanacağız.”