DEVA Partisi Genel
Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da partisinin 1. Olağan Bağlar İlçe
Kongresi’nde konuştu. Kürt sorununa ilişkin mesajlar veren Babacan, açıklanan
ekonomi paketini de “Reform diye sayfalarca doküman hazırlayacağınıza,
kapatsanıza şu Varlık Fonu’nu. Liyakatli kişileri göreve getirin. Kamu
ihalelerini 3-5 kişinin zenginleşmesine alet etmeyin” sözleriyle eleştirdi.
Babacan şu ifadeleri kullandı.
“Diyarbakır’a gelince başka, dönünce
başka konuşanlardan değiliz”
“Biz Diyarbakır’a gelince başka, Diyarbakır’dan
dönünce başka konuşanlardan değiliz. Şöyle bir görünüp gidenlerden değiliz. Bizim
özümüz, sözümüz bir. Ülkemizin her bir yanında başımız dik yürüyoruz. Sayın
Erdoğan ‘ne Kürt sorunu ya’ dedi. Biliyoruz ki, iktidar ortakları halktan
kopuk, ayrımcı, baskıcı, hukuksuz uygulamalarıyla ülkemizdeki her sorunu tek
tek diriltti.”
“Ceylan Önkol davasında suçlu
kim?”
“Beş ay önce
Diyarbakır’a geldiğimde, gözleriyle hafızalarımıza kazınan Ceylan Önkol’dan
bahsetmiştim. İdare Mahkemesi, Ceylan’ın ölümünde bakanlığı yüzde 90 kusurlu
buldu. Kusurun yüzde 10’unu da evinden ot toplamaya çıkmış, Diyarbakırlı yoksul
bir kızımızın üzerine bıraktılar. Peki o yüzde 90 kusur var da onun sorumlusu
açıklandı mı? Kusur var ama suçlu yok. Daha da acısı Ceylan’ın ailesinin on iki
sene boyunca adliyelerde mücadele etmesiydi. Bu mudur adalet? On iki sene
sürüncemede bırakılır mı? İlla hatırlatmamız mı gerekiyor?
“İnsanların anadiliyle kavga
edemezsiniz”
“‘Kadın Destek Uygulaması’nda (KADES) Türkçe dışında
tam beş dil var ama bu ülkede en çok konuşulan ikinci dil yok. Konu kadına
şiddete gelince neden Kürtçe ‘bilinmeyen bir dil’ oluyor? Şiddete uğrayan
kadının konuştuğu dille kavga edilir mi? Sokak ortasında kendi kendilerine
ilan-ı aşk ediyorlar, sağa sola ‘Erdoğan’ı seviyorum’ yazıyorlar. Diyarbakır
surlarına da Kürtçesini yazdırdılar. Kürtçe, bu milletin parasıyla taraflı cumhurbaşkanına
sevgi göstermeye gelince akıllarına geliyor ama konu kadına şiddetse bilinmeyen
dil oluyor. Beş ay önce ‘Kürtçe öğretmen atanmıyor’ demiştim, sesimizi
duymuşlar. Yüzde 200’lük artışla 1’den 3’e çıktı… Koskoca Türkiye’de üç Kürtçe
öğretmeni var. Komik olmayın. İnsanların anadiliyle kavga edip, kimliklerini
yok sayamazsınız.”
“Seçim sistemiyle oynuyorlarsa,
bilin ki gitme zamanıdır”
“Mevcut seçim yasalarıyla artık bir daha iktidara
gelemeyeceklerini görüyorlar. Bu nedenle ‘oyunun kurallarını değiştirelim de
öyle kazanalım’ diyorlar ama beyhude. Hangi iktidar olursa olsun, artık seçim
kurallarıyla oynamaya başladıysa bilin ki gitme zamanı gelmiştir. İstedikleri
kadar zihni sinir projeleri hazırlasınlar, gülüp geçeceğiz. Demokrasimizi en
yüksek seviyeye taşıyacağız.”
“Şimdiye kadarki ‘reformlarla’
kurumları çökerttiler”
“Ekonomik reform paketinde, çözmeleri gereken asıl
sorunları ıskalıyorlar. Görmezden geliyorlar, sorunları inkâr ediyorlar.
Konuşurken de iktidara sanki daha dün gelmiş gibi konuşuyorlar. Sayın Erdoğan’a
göre korona dönemini başarıyla atlatmışız, bunu da partili cumhurbaşkanlığı
sistemine borçluymuşuz. Sayın Erdoğan; ekonomide, salgın yokken de salgın
döneminde de başarısızsınız. Türkiye daha salgın yokken yüzde 1 büyüdü. Bu
başarısızlığınızın sebebi de o çok övündüğünüz taraflı cumhurbaşkanlığı
sisteminiz ve zihniyetiniz. Şimdiye kadar yaptıkları ‘reformlarla’; adil
rekabet yerini müdahaleye, fırsat eşitliği yerini kayırmacılığa, verimlilik
yerini ranta bıraktı. Kurumlarımız çökertildi, yerine tek bir kişinin keyfi
konuldu.”
“İcraatinizi gösterin; Varlık Fonu’nu
kapatın, liyakati esas alın”
“Ekonomi paketi için eski defterleri karıştırmışlar,
2015 öncesinde ne yapılmış diye bakmışlar. Son bir yıldır söylediklerimizi de
satır satır okumuşlar. Kopya çekmişler. Ama sizden yazılı kitabe, dikit
bekleyen yok. İcraatinizi gösterin. Reform diye sayfalarca doküman
hazırlayacağınıza, kapatsanıza şu Varlık Fonu’nu. Liyakatli kişileri göreve
getirin. Kamu ihalelerini 3-5 kişinin zenginleşmesine alet etmeyin.”
“Esnafa yılda 275 lira destek
vermekle övünüyorlar”
“850 bin esnafa vergi muafiyeti getireceğiz diyorlar. Reformda
en büyük manşet bu. Baktık 850 bin esnaf kim ve ne kadar vergi ödüyorlar diye. Basit
usulde defter tutan esnafımız. Onlardan bütçedeki toplam vergi tahsilatı 234
milyon. Almayacağız dedikleri vergi yılda 275 lira. Yani esnaf başına 275
liralık katkı vermekle övünüyorlar. En az yüz esnafımıza ‘gözünüz aydın’ dedim,
heps güldü. ‘Bunlar ne yaptıklarını bilmiyor, bizden haberleri yok’ diyor.”