Sakarya
Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Ana
TV ve Dolu Radyo ortak yayınında ‘Ana Gündem’ programının konuğu oldu. Gazeteci
Safa Polat’ın sorularını cevaplandıran Sarıbıyık; pandemi dönemindeki uzaktan
ve yüz yüze eğitim süreci, +1 Uygulamalı Eğitim Modeli, üniversitenin
hedefleri, kuruluştan bugüne yapılan çalışmalar ve kampüs yerine ilişkin
bilgiler verdi.
Örnek bir
model ortaya çıktı
Sorulan
soru üzerine +1 Uygulamalı Eğitim Modeli’ni ortaya koyan ekibin başında yer
aldığını vurgulayan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “2011 yılında
Sakarya Üniversitesi Sakarya Meslek Yüksekokulu müdürlüğü görevini
üstleniyordum. Oradaki arkadaşlarımızla bir eksikliği fark ederek acaba bu
eksikliği nasıl gideririz düşüncesinden hareketle bu modeli geliştirmiş olduk.
Öğrencilerimiz mezun oluyordu ancak iş dünyasına gittiklerinde iş
bulamıyorlardı. İş dünyasıyla görüşmelerimizde sizin öğrencileriniz bizim
işimize yaramıyor diyorlardı. İş dünyası ne arıyor ve neden bizim
öğrencilerimizi almıyor sorusunu kurcalarken öğrencilerinizin deneyimi ve iş
bilgisi yetersiz şeklinde bize bir geri dönüş oldu. Biz adım adım ilerleyerek
en son öğrencilerimizin bir dönem tam zamanlı iş yeri uygulaması yapmasını
öngören 3+1 modelini ilk defa gerçekleştirmiş olduk. 2014 yılında dekanlık
görevine başladığımızda 7+1 olarak Teknoloji Fakültesi’nde ve üniversitemizin
diğer birimlerinde uygulamaya geçtik. Böylece örnek bir model ortaya çıktı. Şu
anda 50’nin üzerinde üniversitede bu model uygulanıyor” diye konuştu.
Uluslararası
öğrencileri önemsiyoruz
Üniversite
bölünmesi yaşandığında uluslararası öğrenci sayılarının 500 olduğu bilgisini
veren Sarıbıyık, “Biz misyonumuz ve vizyonumuz gereğince uluslararası
öğrencileri önemsiyoruz. Şu anda bu sayı 80 farklı ülkeden 3 bine ulaşmış
durumda. Bizim gönül coğrafyamız diye adlandırdığımız bir coğrafya var. Bizim
buralardaki insanlara eğitim kurumu olarak ödememiz gereken bir borcumuz
olduğunu düşünüyoruz. Bu ülkelerden öğrenciler üniversitemize geldikleri zaman
kendi ülkelerine dışarıdan bakma fırsatı yakalıyorlar. Bu son derece önemli. Biz
önce bunu öğretiyoruz. Daha sonra ise kendi kültürümüzle yetiştiriyoruz. Böylelikle
ülkelerine döndüklerinde kültür elçisi oluyorlar. Biz bu öğrencilerimizi de +1
Eğitim Modelimiz kapsamında iş dünyası ile buluşturuyoruz. Bu şekilde, ülkelerine
döndüklerinde aynı zamanda bir ticaret elçisi olmalarını sağlıyoruz. Aynı
sınıfta çok farklı ülkelerden öğrencilerin olmasıysa ilerleyen dönemlerde
birçok ülkeden her bir öğrenci için tanış kazanılmasını sağlıyor.”
Odyoloji
Bölümü’ne öğrenci almak istiyoruz
Pandemi
sürecinin ardından öğrencilerle yeniden bir araya gelmenin mutluluğunu
yaşadıklarını belirten Sarıbıyık, “Hatta söz verdiğimiz üzere öğrencilerimizin
dönüşünde tüm birimlerimizde mangalları yaktık. Bu, ayrı dönemin ardından bir
kaynaşma sağladı. Bundan sonraki süreçte de öğrencilerimize yönelik güzel
çalışmalar planlıyoruz. Meslek yüksekokulları Türkiye’nin her yerinde
üniversitelerin sıralamasını biraz aşağıya çeken birimlerdir. Çünkü akademik
değerlendirmeler genelde yayın, proje ve uluslararası anlaşmalar üzerinden
yapılıyor. Ayrıca buralarda görevli akademisyenler daha çok eğitim-öğretim
rolünü üstleniyor. MYO’ların çok büyük bir bölümünün üniversitemize verilmesi
ve bunların ilçelerde yer alması bir dağınıklık havası verdi. Tüm bunlara
rağmen biz başarıyla bu süreçleri devam ettiriyoruz. Biz bir bölüm açarken, MYO
ya da fakülte kurarken Fikir Sofrası’nda ilgili alandan isimlerle enine boyuna
konuşuyoruz. Pandemide gıda ve tarım fazlasıyla ön plana çıktı. Biz hızlı bir
şekilde aksiyon alarak Ziraat Fakültesi’ni kurduk. Çünkü bu şehrin olmazsa
olmazıydı. Akyazı’da da Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni kurduk. Önümüzdeki yıl
Odyoloji Bölümü’ne öğrenci almayı hedefliyoruz.”
Bakanlık
teşekkür etti
Spor
Bilimleri Fakültesi’nde de +1 Eğitim Modelini uygulamaya başladıklarını
hatırlatan Sarıbıyık, “Bu nedenle Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan üniversitemize
teşekkür geldi. Uygulamayı benimsediler ve diğer yerlere de yayılması
gerektiğini ifade ettiler. Yeni açtığımız birimlerden birisi de Denizcilik
Meslek Yüksekokulu oldu. Şehrimiz açısından son derece önemli. Denize kıyımız
var. Karasu’da limanımız var. Akreditasyon çalışmalarında son aşamaya geldik.
Bunların yanında ihtiyaç duyulan alanlarda 20’ye yakın uygulama ve araştırma
merkezi kurduk. Robotik, otizm, yapay zekâ, kadın araştırmaları bunların
arasında yer aldı. 7 alanda uluslararası akademik dergi çıkartmaya başladık. 15
uluslararası sempozyumun ortağı olduk. Bunların hepsi yeni dikilen fidan gibi.
Bazıları hemen meyve veriyor bazıları ise süreç içerisinde verecek” ifadelerini
kullandı.
Kampüs için
Haziran-Temmuz kritik tarih
Kampüse
ilişkin soruları da cevaplandıran Sarıbıyık, “Kampüsle ilgili çalışmalarımızı
bir an önce yasal statüye getirmeye çalışıyoruz. Üniversitemizin birimleri
ağırlıklı olarak ilçelerde bulunan bir üniversite olarak kurgulanmış. Biz bu
yasal düzenlemelere dokunmuyoruz. Okulların olduğu yerlere herhangi bir
müdahalemiz yok ama bir üniversitenin de kampüsünün olması gerekir. Öğrenciler
özellikle büyükşehir üniversitelerinde kampüs yaşamını istiyor. Kampüs yaşamı
nedir? Farklı birimlerden öğrencilerin olduğu, kantini, kafeteryası,
kütüphanesi, kültür ve kongre merkezi ile sosyal bir takım tesislerin olduğu
bir alandan bahsediyoruz. Öğrenciler bunu görmek istiyor. Biz de bunların
hepsini dikkate alarak bir kampüsümüzün olması için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Birçok alternatif üzerinde çalıştık. Bu alternatifleri en uygun
olacak şekilde 3’e indirdik. Bu 3 alternatifi bakanlığa sunduk. Bakanlığın
uygun gördüğü yer, Haziran-Temmuz gibi netleşecek. Fakat kısa süre içerisinde
de açıklama olabilir. Bizler de heyecan içerisinde bekliyoruz."