Açıklama
şu şekilde:
“10
aralık dünya insan hakları evrensel bildirgesinin 73 . yıl dönümü bugün. Belge
ortaya koyduğu özgürlükler ve haklarla önemini korumaktadır. Kağıdın üstünde
harika duran bu ifadeler ne kadar canlanabilmiştir bu geçen 73 yılda ? Geçen yıl yaptığımız basın açıklamasından bu
yana güneşin altında değişen bir şey var mı Sorusuna olumlu cevap veremiyoruz
hala. Kıyılarımıza çocuklar vuruyor, herkesin gözü önünde belli inanca mensup
insanlar öldürülüyor. Hala yaşam hakkı ihlaline meşru sebeb bulmak için samanlığı
deviriyoruz. Adaletin masumiyeti aramak olduğunu unutup cezalandırmak için suçlu
arıyoruz. Bütün bunlar insan özgürlüğünün esas olduğunu söyleyen bu
bildirilerin varlığında oluyor. Fikir fiile dönüşemiyor.
73
Yıl gibi bir sürede her şeyin hızla büyüdüğü bir yüzyılda aynı hızı haklarımız korunması noktasında söyleyemiyoruz. Haklarımız
konusunda aynı hızı yakalayamıyoruz. Hala çekirdek haklar dediğimiz masumiyet
karinesi, yaşam hakkı gibi haklar noktasında ağır ihlaller veriyoruz. İnsan
haklarının herkes için olduğunu unutarak yaşam hakkı gibi haklarda dahi
ayrımcılığa onay veriyoruz. Çalışan demir paslanmaz deyip çalışmayı kutsuyor iş
cinayetlerini normalleştiriyor yaşam hakkını boşveriyoruz.İş cinayetlerinin
kadın cinayetlerinin yaşam hakkına yapılan saldırılar olduğunu es geçerek
yargılamalar yapıyoruz. Herkesin korunmadığı yerde kimse güvende değildir
unutuyoruz. Bazı kimliklerin makbul kabul edilmesi bazılarının hala yokmuş
gibi davranılması dünyanın heryerinde
varlığını devam ettiren bir ilke olarak varlığına devam ediyor. Yapay zekanın
cezai sorumluluğunu tartışan insanoğlu zeka sahibinin onurunun korunması
noktasında ise çekimser tavrını sürdürmeye devam ediyor. Muktedirler aynadan
yoksun bir vaziyette vatandaşın insan olduğunu unutarak varlığına devam etme
idaresi gösteriyor. İnsan varlığının bir diğerine bağlı olduğu gerçeğinden
uzaklaştıkça insan haklarını içselleştirmekten uzaklaşıyoruz.
İnsanın
akıl ve vicdanla donatıldığını söyleyip düşünmesin diye düşünce suçları icad etmeye
devam ediyor; düşündüğünü konuşmasın
diye ifade özgürlüğüne saldırıyor ; ifade ettiği duyulmasın diye gazeteci
tutukluyor ; Tutukladığımız bir daha ifade etmeye çalışmasın diye yaşam hakkını
ihlal edebiliyoruz.Ve bütün bunlar ışığın bol olduğu 21.yüzyılda karanlıkta
kalmamıza neden oluyor.
Dünya
devletleri de fiile değil maktüle bakarak karar vermeye devam diyor.Neydi bütün
insanlar özgür ,onur ve haklar bakımından eşit donatılmışlardı değil mi ?
Ayrımcılık yasağından bahsederken eşitlerden eşitler yaratmaya devam ediyoruz.
İnsan
haklarının varlığını korumasının temel dayanağı olan savunma hakkını bölüyor
savunmayı savunulacak hale getiriyoruz ve bunu alkışlarla yapıyoruz.
Hakkın
ya da hukukun var olmadığı yani insanın hakkıyla kabul görmediği her yerde zulüm
vardır. Bu hakikati ’’Herkes’’in içinde barındırdığı her kişinin varlığını
kabul edip koruyarak hep birlikte inşa edebiliriz .
İnsan
haklarının korunması anlamında çalışmasını ümit ettiğimiz yüksek mahkemeler
bana dokunmayan yılan bin yaşasın der gibi başvuru yapılmasın diye didik didik
ettikleri dilekçelerde eksik bulmak için holmes titizliğinde çalışmaya devam
ediyor.
İnsanın hakları ile insan olduğu gerçeğinin farkında olarak; özgürlük, eşitlik, adalet ve kardeşlik değerlerinin; insan haklarının özümsendiği bir Dünya ve Türkiye özlemiyle, İnsan Hakları Gününü kutlarız.”