İktidar dönemin ihtiyaçları için yasa çıkarıyor, sözleşme
imzalıyor ve daha sonra gerekçe göstermeden sözleşmelerden çekiliyor, yasaları
değiştiriyor. 20011’de Avrupa Birliğine şık görünecek bir hamle yapıldı.
2011’de Avrupa Konseyinde Türkiye dönem
başkanıyken İstanbul sözleşmesini hazırlayan ülkedir. Sözleşmenin atölyeleri
Türkiye’de yapıldı. Sözleşme İstanbul’da hazırlandı. Dört yıl boyunca dünyada
dolaştırıldı. Ülke ülke kabul ettirildi. Cumhurbaşkanı imzalanmasında öncülük
etti. Ve bu sözleşme için ülkemiz bu sözleşmede öncü rol oynamıştır. Bu
sözleşme kadın erkek fırsat eşitliğidir. Bu sözleşme önemli bir adımdır dedi.
Ülkemiz adına çekince koyulmadan imzalanan bir sözleşmedir.
Sözleşmeyi ilk imzalayan ülke Türkiye’dir. Diğer ülkelerin imzalaması adına
öncülük etmiştir.
Oy birliği ile imzalanan bu sözleşmeden 10 yıl sonra ne oldu
da gece yarısı çekilme kararı alındı?
Bu sözleşmeyi imzalamaktan onur duyan siyasiler bugün de
aynı siyasilerdir. Bugün ne oldu da bu sözleşmeden çekilindi?
Peki bu sözleşme toplumsal cinsiyet eşitliği derken ne demek
istiyor?
Sizin toplumsal cinsiyetten anladığınız cinsiyetsizlik mi?
10 yıl önce bu sözleşmeyi hazırlayan
kişiler toplumsal cinsiyetin tanımını kadına ve erkeğe verilen toplumsal
rollerin ortadan kaldırılıp devlet tarafından kadına ve erkeğe fırsat eşitliği
verilmesidir demiş.
Peki bu sözleşme geleneksel aile yapısını bozuyor mu?
Hayır, sözleşme aile tanımı yapmıyor. Ev içi şiddete karşı
alınan önlemlerden evli olan ya da olmayan herkesin yararlanmasını amaçlıyor.
Bu sözleşmeyi sakıncalı bulanlar evli olanın şiddetten korunmasını evlilik dışı
ilişkide olan kadınların şiddete maruz kalmasını mı destekliyor?
Sözleşme eşcinselliğe özendiriyor mu?
Hayır, Bu iddianın
kaynağı 4. Maddedeki“ cinsel yönelim” ifadesidir? Bu madde aslında şunu demek
istiyor: şiddet mağdurunun hakları cinsel yönelimi ne olursa olsun ayrım
gözetmeden şiddetten korunması demektir. Bu madde insanları eşcinsel yapmıyor
bu maddeyle herkes bir gecede eşcinsel olmayacak. Kaldı ki bugün cinsel
yönelimi ne olursa olsun şiddet gören bir insana kolluk kuvvetleri yardım
etmiyor mu? Şiddet mağduru koruma altına alınmıyor mu? Mahkemelerde davası
görülmüyor mu? Bu kadar eşcinsel yönelime karşı bir iktidarla karşı karşıyaysak
neden her devlet resepsiyonunda Bülent Ersoy ‘u görüyoruz? Yoksa bu da mı bir
sınıfsal sorundur?
Sözleşme evliliklerin azalıp boşanmaların artmasına mı neden
oldu?
Hayır? TÜİK in 2001-2019 arası verilerine göre sözleşmeden
bağımsı bir gidişat gözleniyor. Bunun sebebi sözleşme değil, toplumsal,
ekonomik ve sosyal değişimlerdir.
Peki sözleşme erkekleri mağdur mu ediyor?
Hayır! Sözleşme cinsiyet gözetmeden şiddete karşı koruyucu
düzenlemeler öngörüyor. Sözleşme cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımı
yapmaz herkesi korur.
Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi kadını, çocuğu, erkeği
herkesi şiddet mağduru olmaktan koruyan bir sözleşmesidir.