Zorunlu arabuluculuk kökten kaldırılmalı
Toplantıda zorunlu arabuluculuk ile ilgili konuşan Başkan
Abdurrahim Burak, “Sakarya Barosu olarak başından beri zorunlu arabuluculuk ile
ilgili görüşümüz; yargılamanın adaleti taşeron eline teslim etmesi olarak
değerlendiriyoruz. Arabuluculuk ihtiyarı olarak kalmalıdır. Bir masa var; bu masanın
bir tarafında zayıf bir birey, diğer tarafta ise güçlü bir işveren ve birkaç
avukat ile mali müşavirde işçiyle bu masaya oturuyor ama hakem tarafsız. Zorunlu
arabuluculuk; dosya çokluğu, hâkim sayısının yetersizliği gibi nedenlerle işe
yarıyor diye, adaletten uzaklaşmak için kendilerine buldukları bir gerekçedir.
Bu sebeple biz Sakarya Barosu olarak, zorunlu arabuluculuğun kökten kaldırılmasını
istiyoruz. İhtilafların uzlaşmayla çözüldüğü noktasındaki istatistiklerinde
yanıltıcı olduğu kanaatindeyim” dedi.
İşçinin hakları çiğnenmekte
Başkan Burak, “Geçmişte işçinin kıdem, ihbar, fazla mesai ve diğer
özlük haklarını herhangi bir dava söz konusu olmaksızın ödeyen işveren, şimdi nasılsa
arabuluculuk kurumu var diye, artık direk ödeme yoluna gitmiyor. Bu aslında işverenin
arzuladığı bir yöntem. İşveren, herhangi bir mahkemeye gitmeden, firmanın ismi
mahkeme kayıtlarına geçmeden; eskiden aldığı ibranameyi de bir mahkeme ilamı (kararı)
haline yani daha güçlü bir belge haline getirerek, işçilerin hak ettiği tazminat
haklarının altında bir ücret ödemesi sonucunu çıkarıyor. Biz de diyoruz ki fizikken
adli yargı içerisinde yapılması gereken işlemlerin yargısal alanının dışına çıkarılmasıyla;
işçinin, zayıf bireyin hakları çiğnenmektedir. Bu sebeple zorunlu arabuluculuk
kurumuna toptan karşı gelinmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Sertifikasını alan herkes arabulucu olmalı
24 Kasım’da arabuluculuk sınavı yapıldığını hatırlatan Başkan
Burak, “24 Kasım’daki arabuluculuk sınavının başarı puanı kanunda 70 puan ön
görülmesine rağmen, Adalet Bakanlığı tarafından idari tasarrufla 91 gibi yüksek
bir puan ile en son alım gerçekleştirildi. Adalet Bakanlığı’nın arabuluculuk
sınavına getirdiği puan ve sayı sınırlandırmasıyla elit yeni bir sınıf
yaratılmaktadır. Ruhsatını yeni almış daha 1 günlük avukata, ağır cezada
cinayet ile yargılanırken o davaya girme yetkisini veriyoruz, veriyoruz ama tazminat
konusuna gelince, çok az bir miktar ile arabuluculuk yapmaya çok çok daha nitelikli,
meslekte sınavı geçmiş, belli bir kıdeme ulaşmış, elenerek bir yere gelmiş
insanları tercih ediyoruz. Bu noktada arabuluculuğun meslekteki diğer davalardan
daha önemli bir vazife olduğu gibi bir algı yaratılmasını kesinlikle doğru
görmüyoruz. Eğer arabuluculuk ve avukatlık birlikte mi yapılacak yoksa ayrı
ayrı mı yapılacak noktasında isek, biz meslekte belli bir kıdemi almış her
avukatın, 96 saatlik arabuluculuk eğitiminin sonunda sertifikasını alarak bu
işi yapmaya başlaması kanaatindeyiz. Yani sınav kesinlikle kaldırılmalıdır. Eğer
sınav yapılmaya devam edecekse, arabuluculuk kurumu ayrılmalı, arabuluculuk
yapan kişi de avukatlık yapmamalıdır. Biz böyle düşünüyoruz” diye konuştu.
Avukat yapabileceğinden fazla iş alıyor
İşçi avukat ve patron avukat konusun altını çizen Başkan Burak,
“İşçi avukat ve patron avukat mesleğin en önemli gündem maddesi. Bu konuyu hep
dile getiriyorum. Hâkime, savcıya, hükümete, bürokrasiye karşı avukat bağımsızdır
diyoruz ama bir avukatın başka bir avukatın bağımsızlığını göz göre göre yok
etmesine de seyirci kalıyoruz. Bununda tek nedeni; avukatın yapabileceğinden
fazla iş almasından kaynaklıdır. Avukatlık
Kanunu ve avukatlık meslek kurallarının 38. Maddesi, bir avukat yapabileceğinin
üzerinde iş alamaz diyor. Ancak bir avukat yapabileceğinin 100 katı
hatta 500 katı iş almaktadır. Böyle bir acı gerçek varken, yanında bir sürü işçi
avukat çalıştıran avukat da, istihdam yaratıyorum diye bir lütuf bir keyif
bahşetmiş gibi övünçle anlatıyor” dedi.
Bağımsızlık her avukat için gerekli
İşçi avukat sorunu için çözüm önerisi sunan Başkan Burak, “Daha
önce de birkaç kez ifade ettiğim gibi; baro veznesi oluşturulmalıyız. İşin önce
baro veznesine girmesi ve baro veznesi ile de bir avukatın kaç tane iş alıp
almadığını görebiliriz. Yapabileceğinin üzerinde bir iş hacmine yaklaştıysa
başka bir avukatı tercih etmesi gerektiğini bildirmeliyiz. Bu durum zorunlu
hale gelerek yasalaşmalı. İş kotasını da barolar belirleyebilmeli. Bunu derken
biz gelen iş baroya girecek, istediğimiz avukata göndereceğiz anlamında söylemiyorum.
Vatandaş tabii ki kendi avukatını kendisi tercih edecek ama bir avukat bir yıl
içerisinde belirli bir sayının üzerine ulaşmışsa bu avukat yapabileceğinin
üzerindeki iş hacmine ulaşmış diyerek, başka bir avukatı tercih etmesi yönünde
zorunlu kılmalıyız. Bir meslektaşımızın diğer meslektaşın iş hacmini gasp
etmesine de seyirci kalmamak adına bu noktada bağımsızlık her avukat için
gereklidir. Bir kıdemli avukatın kıdemsiz bir avukata üstünlüğü yoktur. Bunun
somutlaştırılması için elimizden gelini yapacağız. Somutlaştırılması elzemdir”
dedi.
Tüm barolar hasar şirketlerine karşı çalışma başlatmalı
Burak, “Hasar danışmanlık şirketleri ile ilgili toplumu bilgilendirmek
için Sakarya’daki tüm yerel gazetelere, internet
haber sitelerine ve şehrin belirli noktalarındaki billboardlarda birçok
ilan verdik. Kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik ve çalışmalarımız hala sürüyor.
Ciddi de yankı buldu. Tüm baroların bu konuda çalışma yapmasını çok önemsiyorum
çünkü biz bu çalışmaya başladıktan sonra vatandaşlardan gelen şikayetler artmaya
başladı. Bir de sigorta şirketlerinin avukatlarıyla görüştük, onlarda bu işten
çok mustarip, belirli illerdeki hastanelerden özellikle rapor alınarak devletin
kandırıldığı ve iş göremezlik oranı oranlarının %30’lardan %70’lere çıktığı,
sigorta dolandırıcılığının olduğunu öğrendik. Şöyle bir önerim var; hasar
danışmanlık şirketlerinin hukuksuz uygulamalarını önlemek için sigorta
şirketlerinde kullanılan vekaletnamenin nitelikli vekaletname olması hususunda
sigorta şirketleri ile yazışma yapılabilir. Sigorta denetleme kuruluna bu
konuda karar alması için baskı oluşturmalıyız. Vekaletnameler hukuki hizmet ve
danışmanlık içeren bir vekaletname olduğu için de sadece avukatlara verilebilir.
Bu sebeple vatandaşlarımızın hasar danışmanlık şirketlerine vekaletname vermemesi
gerekir. Bu konuyu da buradan çözebiliriz. Gündemimiz olmaktan çıkacaktır”
dedi.
Başkan Burak toplantının sonunda, Kayseri Barosu Başkanı Av. Cavit
Dursun’a güzel ev sahipliği için teşekkür ederek, Sakarya Barosu logolu tabak
takdim etti.