Genel Başkan Uysal, ülkemizde alınan tedbirler her
geçen gün artırılırken, önümüzdeki birkaç gün içinde sokağa çıkma yasağı da
gündeme gelmişken; hükümetin, ihale ve inşaat işlerini bir kenara bırakmasını,
vatandaşın gerçek ve öncelikli gündemi olan “işi ve aşı hakkında” tedbirler alması gerektiğini söyledi.
Korona
virüsün Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın olarak ilan edildiği ve
Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü11 Mart tarihinden bugüne kadar geçen bu
olağanüstü süreçte koruma altındaki doğal alanların yapılaşmaya açıldığını ve
peşinden Kanal İstanbul için ilk 2 ihalenin yapıldığını ifade eden Uysal,
şunları kaydetti:
“Millet can, bunlar
ihale ve inşaat derdinde”
“11
Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilen
Korona virüs giderek tüm dünya ülkelerine yayılırken, ülkemizde de korona virüs
nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 168’e, enfeksiyon tespit edilen vaka sayısı
ise 10.827’ye yükselmiştir.
Korona
virüsten etkilenen ülkeler ardı ardına sınırlarını kapatır, sokağa çıkma
yasakları ilan eder, işyerleri kapatılır, milyonlar işsiz kalırken, Hükümetler bu
zor günleri atlatmaları için vatandaşlarına nakit ödeme dâhil, peş peşe çeşitli
yardım ve destek paketleri açıklıyorlar.
Ülkemizde
de peş peşe pek çok tedbirin alındığı çok zorlu bir süreç yaşanıyor. Ancak
milletimizde oluşmaya başlayan kanaat, hükümet tarafından alınması gereken tedbirlerin
gecikmeli olarak alındığı, milletin yarınlarından ciddi şekilde endişe ettiği
şeklinde gerçekleşiyor. İyi düşünülmemiş, aceleye getirilmiş, hesaplanmamış
önlemler alındığı için birkaç gün sonra bunların yetersizliği görülüyor ve ek
tedbirlere ihtiyaç duyuluyor.
“Koruma
altındaki doğal alanlar yapılaşmaya açılıyor”
İşte böylesine olağanüstü bir ortamda,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 16 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’
de yayımlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil Ve Onayına İlişkin Usul Ve Esaslara
Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile koruma
altındaki doğal alanlar yapılaşmaya açılmıştır. Yönetmeliğin 6 (3) maddesinde, “… nitelikli
doğal koruma alanlarında izin verilen faaliyetlere ek olarak, doğal ve kültürel
bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetler, entegre tesis, turizm ve
yerleşimlere izin veren alanlardır.” İfadesi yer almaktadır.
Bu yönetmelik ile askeri bölgeler,
su ve orman havzalarından sonra şimdi de koruma altındaki doğal alanların yerleşime
açıldığı anlaşılmaktadır. Üstelik bu düzenleme halkın Korona virüs salgınıyla
boğuştuğu bir döneme denk getirilerek, kamuoyunun dikkatlerinden kaçırılmaktadır.
‘Düşük yoğunlukta' denilerek sözde yumuşatılmaya çalışılsa da, yoğunluğu ne
olursa olsun adı geçen bölgelerin imara açılacağı anlaşılmaktadır.
Kentsel değerlerin, kentlerin ortak
kullanım alanlarının, askeri bölgelerin, su ve orman havzalarının yerleşmeye
açılması yetmemiş olacak ki, yeni düzenleme ile doğal alanlar da imara ve
kaçınılmaz olarak yerleşmeye, yapılaşmaya açılmaktadır.
“Kanal İstanbul’un
ilk 2 ihalesi yapıldı”
Bunu takiben, 26 Mart 2020 tarihinde
Kanal İstanbul
için ilk ihale yapıldı. Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü tarafından Kanal
İstanbul’un etki alanında kalan tarihi Odabaşı ve Dursun köy köprülerinin
rekonstrüksiyon projeleri için gerçekleştirilen ihaleye 5 firmadan teklif geldi.
Medyada yer alan fotoğraflarda,
gerek ihale komisyonu üyeleri, gerekse teklif verecek şirket yetkililerinin
tamamının maske taktığı görülüyor. Maske takılarak ihaleye girilen ilk ülke
olarak dünya tarihine geçtik.
“Turhan,
İstanbul ihalesini alan firmada bir yanlışlık mı yaptı acaba?”
Var
oluş nedeni ihale ve inşaat yapmak olan AKP iktidarı dayanamıyor, bekleyemiyor.Dünya yıkılsa araya bir imar değişikliği, inşaat için
mevzuat değişikliği, bir ihale daha koyuyor. 82 milyon vatandaşımız can
derdindeyken, tarihi köprülerin taşınması için ihale vermek akıl alır gibi
değil.
İşin daha da garibi, ihale yapıldıktan
bir gün sonra Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Mehmet Cahir Turhan bir gece yarısı
kararnamesi ile görevinde alınmasıdır. İnsan ister istemez sormadan yapamıyor:
Bakan Turhan, Kanal İstanbul ihalesini alan firmada bir yanlışlık mı yaptı
acaba?
“Koyun Can
Derdinde, Kasap Et Derdinde”
Ülkemizde böylesine olağanüstü
koşulların yaşandığı, bütün vatandaşların Korona virüs salgını nedeniyle geleceğinden
endişe ettiği, hatta paniklediği bir dönemde, söz konusu düzenlemelerinin yapılması
da, ister istemez akıllara “Koyun
Can Derdinde, Kasap Et Derdinde” atasözünü hatırlatmaktadır.
Bugün vatandaşlarımız gelecek ay ev kirasını,
su ve elektrik faturasını, okul taksitini nasıl ödeyeceğini düşünmekte,
kendisinin ve ailesinin yaşamından ve geleceğinden endişe etmektedir.
“Birilerine verilmiş bir söz ya da taahhüt mü var?”
Her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının
hayatı her şeyden daha önemlidir. Oysaki Hükümet böylesine fevkalade bir ortamda bile,
inşaat gibi, ihale gibi konuları kendi önceliği olarak görmeye devam ediyor. Bu
tür uygulamaları böylesine olağandışı zamanlarda yapmakta hiçbir sakınca görmemektedir.
Bu tür ihaleleri ya da idari kararları birkaç aylık kısa bir süre için bile olsa
bekletemiyor.
Bütün
bu yaşananlar ışığında, haliyle, bizler de kendimize soruyoruz. Acaba
birilerine verilmiş bir söz ya da taahhüt mü var?
Demokrat Parti olarak, böylesine
olağanüstü koşullarda yapılan böylesi uygulamaları şiddetle kınıyoruz. Hükümetin,
içinden geçmekte olduğumuz durumun vahametini anlayarak, inşaat ihaleleri ve
imar ile ilgili düzenlemeler yapmak yerine, 82 milyon vatandaşımızın sağlığı
nasıl korurum diye düşünmesini bekliyoruz.
Ayrıca, ülkemizi yönetenlerin
halkınızın bugün yaşamakta olduğu ve giderek derinleşen sıkıntıları çözmeye,
vatandaşın işi ve aşı ile ilgili tedbirler almaya davet ediyoruz.”