Basına ve Kamuoyuna;
Değerli arkadaşlar; Boğaziçi Üniversitesi’nde üniversite içinden olmayıp,
kayyum niteliğine dışarıdan atanan bir rektörün göreve getirilmesi ile başlayan
süreci hepimiz dikkatle takip ediyoruz.
Rektörlerin atanarak değil seçimle gelmesini savunan; yöneticilerinde
intihali, itaati ve yalanı değil liyakati görmek isteyen; tek tipçi, baskıcı ve
kontrolcü bir öğrenme ortamı yerine eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir
öğrenme iklimini talep eden üniversiteli gençler sabırla ve sebatla demokratik
tepkilerini, barışçıl yollarla gösteriyor, taleplerini dile getiriyorlar.
Öğrencilerin talepleri aslında oldukça sade ve anlaşılır.” Atanmış değil, üniversite bünyesinde seçilmiş
bir rektörün göreve gelmesini” istiyorlar. Bu kadar anlaşılır bir talepte;
“terörizm, kalkışma, darbe” anlamları çıkarmak, iyi niyetli bir yaklaşım
değildir.
Yıllarca atanmışların seçilmişler üzerindeki vesayeti üzerinden siyaset
üreten anlayışın, “seçilmiş rektör” talebinde bulunan öğrencileri vesayetçi ve
yasa dışı olarak göstermeye çalışması; salgın döneminde iyice derinleşen
işsizlik, yoksulluk ve geçim sıkıntısı olarak özetlenebilecek halkın gerçek
gündeminin üzerini örtme çabasıdır.
Belirtmek isteriz ki asıl sorun kamuoyuna sunulduğu gibi kutsala yapılan
bir saygısızlık değildir. Asıl sorun, düşünce ve ifade özgürlüğünü sadece
kendileri için bir özgürlük sanan siyasi iktidar temsilcilerinin, demokrasiden,
demokratik tartışma kültüründen ve üniversite fikrinden bihaber olmalarıdır.
Evet, ortada bir suç vardır! Bu suç cinsel yönelimleri nedeniyle bireylerin
temel hak ve özgürlüklerini yok sayan ve yaşam haklarını tehdit edenlerin;
laikliği ortadan kaldırarak, İslam dininin değerlerini her türlü siyasal,
ekonomik ve kültürel istismara alet edenlerin; üniversiteli gençlerin
demokratik taleplerini şiddetle bastıranların ve anayasal güvence altında olan
üniversitelerin kurumsal özerkliğini ortadan kaldıranların suçudur!
Eğitim Sen olarak, demokratik tepkileri ve talepleri nedeniyle tutuklanan,
gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, Dokuz Eylül
Üniversitesi’nden dayanışma mesajı vermek isterken gözaltına alınan tüm
gençlerin hızla serbest bırakılmasını istiyoruz.
Emekten, demokrasiden ve barıştan yana herkesi gençlerimize, akademiye ve
üniversitelere sahip çıkmaya davet ediyoruz. Rektörlerin üniversite
bileşenlerinin iradesiyle seçilmesini engelleyen düzenlemenin değiştirilmesi
için TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri sorumluluğa davet ediyoruz!
Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı
Yücel KAÇAR