Serdivan Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezinde
gerçekleştirilen anma programına Vali Ahmet Hamdi Nayir’in yanı sıra,
Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet
Sarıbıyık, Serdivan Belediye Başkan Vekili Servet Karaoğlu, SESOB Başkanı Hasan
Alişan, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Yüksel Avşar, Balkan ve
Rumeli Konfederasyon, Federasyon ve Dernek Başkanları ile üyeleri ile çok
sayıda davetli katıldı.
“Duygusal
Anlar Yaşandı”
1989 zorunlu göçünü anlatan resim sergisinin gezilmesinin ardından salondaki program, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Zorunlu göçü anlatan film gösterimi ile Ela Yılmaz isimli kızın okuduğu şiir, salondakilere duygusal anlar yaşattı.
“Herkesin
İstikameti Ana Vatan Türkiye Oldu”
Anma programına katılan başta Sayın Valimiz olmak üzere herkese minnettar olduklarını söyleyerek programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Sakarya Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Erdinç Bilaloğlu, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Balkanlar’dan Anadolu’ya 1 milyondan fazla Müslüman Türkün göç etmek zorunda kaldığını, sonraki yıllarda da insanların doğduğu, büyüdüğü ata topraklarını terk etmeye zorlandığını, herkesin istikametinin de ana vatan toprağı Türkiye olduğunu, şimdi ise değişenin sadece göçün şekli olduğuna değindi.
“O
Günleri Unutmamalıyız”
30 yıl önceki göçü yaşayanlardan birisi olduğunu ifade eden Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, o zaman yaşadıklarını yeni neslin bilmesi için hem kendi ailesine hem de çevresine anlatmaya çalıştıklarını, o dönem doğdukları, büyüdükleri toraklardan koparılmak için etnik temizlik yapmaya başlandığını, 350 bin kişinin kapının önüne konulduğunu, ancak dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı merhum Turgut Özal ve yöneticilerin kendilerine ev sahipliği yaptıklarından dolayı da minnettar olduklarını söyledi.
“Dilimizi,
Dinimizi ve Ülkümüzü Terk Etmedik”
Anadolu’nun insanları bağrına basan önemli bir vatan toprağı olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Balkanlar gibi birçok coğrafyaya kültürümüzü taşıdığımızı, gittiğimiz her yere medeniyet ve insanlık götürdüğümüzü, dünyada ufuk açan milletimizin her türlü çileye rağmen kendi benliklerinden vazgeçmediğini, bu kadar zorluğa rağmen soydaşlarımızın dilimizi, dinimizi ve ülkümüzü terk etmediklerini belirtti.
“Dünya
Tarihi Acılarla Dolu”
Tüm soydaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine
başlayan Vali Ahmet Hamdi Nayir, “İnsanlık tarihini incelediğimizde
istikrarın, huzurun, mutluluğun genel olarak insanlığa çok az zamanda nasip
olduğunu görüyoruz. Daha ziyade acılarla yoğrulmuş bir tarih var önümüzde, acı
var, gözyaşı var, zulüm var, göç var, göç yolunda ölümler var, göç yolunda
hastalıklarla mücadele var. Böyle olmaması hepimizin arzusuydu, hepimizin
dileği idi, ancak maalesef dünya tarihi böylesi dramlarla doludur.
“En
güvenilir liman Anadolu”
Anadolu, en güvenilir liman, en güvenli sığınak olarak, tüm
insanlığa açılmış bir coğrafya olarak önümüzde duruyor. Bizler Orta Asya’dan
kopup buralara geldiğimizde gözümüz batıda, gözümüz Avrupa’daydı. 1299 yılı
Osmanlı’nın kuruluşu diyoruz, ancak 1453’te İstanbul fethedilmeden 100 yıl
önce, yani 1354 yılından itibaren bizler zaten Balkanlar’ın ortasındaydık.
1600’lerin ortasına kadar Osmanlı sayesinde 300 yıl Balkanlar hep huzur
bulmuştu, 1600’lerden sonra oradaki hâkimiyetimizi kaybetmeye başlayınca artık
zorunlu göçler oluştu. 300 yıllık bu sürede 1989’a gelindiğinde o coğrafyada
çok daha büyük acılar yaşandığını biliyoruz. En son hâkimiyetimizi tümüyle
kaybedip o bölgeyi terk etmek zorunda kaldığımızda yine göçler durmaksızın
devam ediyordu.
“Sakarya
da İnsanlığın Özetini Görebiliyoruz”
Bu coğrafya, kitaplara konu olacak, hafızalara nakşedilecek
acıların örnekleri ile doludur. Diğer taraftan bakıldığında, bu kadar sıkıntıya
rağmen merhametin en güzelini göstermeye çalışan yine bizler olduk, insanlara
kapılarını açan, soydaşlarımızı saygıyla karşılayan, bunu da dünyaya örnek
olacak şekilde yapmaya gayret eden yine bizlerdik.
Sakarya’mız, Balkanlar’dan Kafkaslar’a kadar insanlığın
özeti şeklinde örülmüş bir kenttir. Bu şehirde bir huzur iklimi var, dünyanın
birçok yerinden, her coğrafyasından buraya gelerek ötekileştirilmeden asli
unsur olarak çalışmaya, barınmaya devam eden insanlarımız da çoğunlukta
bulunuyor.
“Balkan
Göçmenleri Örnek Kişilikteler”
Balkanlar’dan gelen insanlarımızın üretici gücünün,
çalışkanlığının ve uyum kabiliyetlerinin, Anadolu’ya da, Sakarya’mıza da çok
şeyler ilave ettiğine inanıyoruz. Bizler tüm dünya insanlarının en güzeline
layık olduğunu düşünüyoruz. 8 milyar insanı barındıran bu dünyanın, 16 milyara yetecek
bir yer olduğu kanaatindeyiz. Yeter ki paylaşmasını bilelim, yeter ki insanlık
olarak bize düşen en güzel davranışı sergileyebilelim. Hiçbir milletin
Balkanlar’da yaşanan bu tür olaylarla karşılaşmasını istemeyiz, en büyük
arzumuz ve dileğimiz budur.
Böyle anlamlı bir organizasyonu düzenleyen arkadaşlarımıza ve o günleri hatırlatıp ders almamızı sağlayan derneklerimize, federasyonlarımıza, konfederasyonumuza teşekkür ediyorum” dedi.
“Sempozyum
da Düzenlendi”
Anma programının ardından Uludağ Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Kader Özlem, Belene Mağdurları Seydali Aliş Akgün ve STK temsilcisi Zürfettin Hacıoğlu’nun konuşmacı olduğu bir Sempozyum düzenlendi.