Konuşmasına
çocukluk hayatının geçtiği köyü anlatarak başlayan Celal Fedai, huzurlu ve
mutlu bir çocukluk geçirdiğinden bahsetti. Dedesinin hayatındaki yerini anlatan
Fedai, dünyayı anlamasında dedesinin büyük etkisi olduğunu ve eğitimi için
köyden şehre dedesinin öncülüğünde taşındıklarını söyledi.
Yüksek
lisansını İsmet Özel üzerine yapan Celal Fedai, Özel’le ilk defa üniversitedeyken
Erbain kitabını okuyarak tanıştığını ve kitabı başta pek beğenmediğini dile
getirdi. Ardından İsmet Özel’le birebir tanışma imkânı bulan Fedai, kendisinden
ve en çok da dünyaya karşı duruşundan oldukça etkilendiğini söyledi. İsmet
Özel’i bir dağ olarak tanımlayan Fedai, bu dağa tırmanmak için dağcılık eğitimi
alınması gerekir diyerek İsmet Özel hakkında çalışma yaparken epeyce
zorlandığından bahsetti.
Celal
Fedai niçin şiir yazdığını şöyle ifade etti: “Ben şiir yazıyorum çünkü başka
bir seçeneğim yok. Ben böyle bir yetenekle donatılmışım ve bunu yapmamak elimden
gelmiyor. Bunu yaptıktan sonra da dönüp kendime bakıp ‘ne güzel bir şey
yapmışım’ demek doğru gelmiyor. Bakarsam yaptığım şeyin doğasını bozmuş
olurum.”
Maddi
çıkarlarını gözeterek içinden geldiği gibi değil de insanların istediği şekilde
şiir yazan şairleri eleştiren Fedai, o kimseleri “üvey kardeş” olarak
tanımladı. Avamlaşmayı okumuşların büyük problemi olarak gören Fedai, okumuş
olsalar da insanların yüksek ideallere sahip olmadığını söyledi. Bir şairin
şiirlerini okuduğumuzda yaşamında geçirdiği süreçleri, düşmelerini kalkmalarını
ve iç dünyasını göreceğimizi sözlerine ekledi.
Konuşmasını
gençlerin şiire bakış açısını anlatarak sonlandıran Celal Fedai, gençlere zorla
kitap okutmaya çalışmanın bir anlamı yok diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Gençlere oku demenin manası yok. Müslümanların ilk emri okumaktır fakat neden
az okuyoruz diye tartışırız. Okumanın hiç keyifli bir şey olmadığının
farkındayım. Kişi düşünmüyorsa, etrafında neler olup bittiğine bakmıyorsa
yazılı bir metni okumasının da hiçbir manası yok. Gençler okuma ihtiyacı
hissediyorlarsa okurlar. Ben onları düşünmeye çağırırım, isteyen gelebilir. Ne
gençlerin öncüsü olmak isterim ne de gençlere yaltaklanmak isterim. Onlar
düşündükleri zaman her şeyin farkına varacaklardır.”
Konuşmanın
kaydına aşağıdaki linkten ulaşılabilir: