Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sakarya İl Başkanı Mehmet
Sağlam Açıklamasında: 20 yıl önce Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanında
kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biri olduğuna dikkatleri çekerken, yanlış
tarım politikaları sonucu Türkiye’nin bu konumunu bugün kaybettiğini ifade etti…
Sağlam, “Çok değil 20 sene önce okullarda okutulan coğrafya
ve sosyal bilgiler kitaplarında şu bilgi vardı: ‘Ülkemiz tarım ve hayvancılık
alanında kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biridir.’ 4 mevsimin
yaşandığı, verimli toprakların bulunduğu ve bu toprakları işleyecek genç ve
dinamik nüfusa sahip olan bir ülke için aksinin söylenmesi hayatın olağan
akışına uygun değildi. Maalesef ülke olarak; hayatın olağan akışına aykırı
olanı başardık. Bugün ülkemiz; et ithalatından tutun da, buğday, mercimek,
fasulye, Nohut, soğan ve patates gibi soframıza gelen birçok tarım ürününü
ithal eder duruma geldi.”
Türk çiftçisi yalnız
bırakıldı
2000’li yılların başından beri tarımda tahdit yasaları ile
başlayan, ithalatın önü açılıp tamamen kendi imkanları ile ayakta kalmaya
çalışan Türk çiftçisinin, milyarlarca Euro destek alan Avrupa çiftçileri
karşısında ezdirilmesi ile devam eden ve de Avrupa Birliği’ne (AB) uyum
çerçevesinde planlı bir şekilde tarım nüfusunun azaltılması üzerine kurulu
tarım politikalarının sonucudur bu tablo. Yani bilmemezlikten değil, bilerek
izlenen politikaların sonucudur.
AB; Türkiye’den, tarım nüfusunun azaltılmasını istedi.
Hükümetimiz de, tarım nüfusunu azaltacak bir tarım politikası izledi ve bunda
da başarılı oldu! 2000’li yılların başlarında merhum Genel Başkanımız Prof. Dr.
Haydar Baş, bu günleri gördüğü için köy köy, ilçe ilçe dolaşıp, “Bunlar AB’ye tarım nüfusunu
azaltacaklarının sözünü verdiler ve bu çerçevede tarım politikaları
geliştiriyorlar. Sizleri kulağınızdan tutup köyünüzden, tarlanızdan atamazlar,
ama ürününüz para etmeyecek, yok pahasına tarlalarınızı satarak ya da terk
ederek büyükşehirlere gitmek mecburiyetinde kalacaksınız. Bunlara destek
vermeyin” diyordu. Çiftçimiz Haydar Hoca’yı dinlemedi. Şimdi; tarımda
çalışan insan sayısı yarı yarıya azalmış, tarım kesimi, evini bahçesini terk
ederek büyük şehirlerde zor şartlarda yaşamaktadır. Köyünü terk etmeyen
çiftçiler ise perişanlık içindedir, 2002’den bu tarafa çiftçinin borcu yaklaşık
50 kat artmıştır…
Prof. Dr. Baş çözümü
de anlattı
Prof. Dr. Haydar Baş, tarım ve hayvancılığı sektörünün
gireceği bu zor günleri yıllar öncesinden anlatırken çözümü de anlatmaktaydı.
“Devlet olarak ürün
alım garantisi vereceğiz. Tohumu toprağa atmadan ürün bedelinin yüzde 50’sini
avans olarak vereceğiz. Siz de ürününüz de sigortalı olacak. Çiftçiye mazotu
vergisiz vereceğiz” diyordu.
Yani çiftçimize, ‘siz üretecek ve kâr edeceksiniz. Sadece
üretme derdiniz olacak, başka hiçbir derdiniz olmayacak’ diyordu. Merhum genel
başkanımızın anlattıklarının tamamı yine ona ait olan Milli Ekonomi Modeli’nin
gereğidir. Milli Ekonomi Modeli’nin tamamı Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP)
programındadır. Yani BTP iktidar olduğunda Milli Ekonomi Modeli uygulanacak ve
merhum genel başkanımızın anlattıklarının tamamını yapacağız. O zaman ülkemizi
tarım ithalatından, çiftçimizi yoksulluk esaretinden kurtaracağız. O zaman Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi köylü milletin efendisi olacaktır…
İl Başkanı Keleş’i
siyasi ahlaka davet ediyoruz
BTP Sakarya İl Başkanı Sağlam 20 yıldan beri anlattığımız ve
noter üzerinden Taahhüt ettirdiğimiz tarım projelerimizi, Ana muhalefet Partisi
Sakarya İl Başkanı Sayın Ecevit Keleş’in, siyasi vaat olarak dillendirmesi,
geçte olmuş olsa, tabi ki bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Ancak, Sayın
Keleş Bağımsız Türkiye Partisinin Parti programına almış olduğu, Milli Ekonomi
Modelinden, adeta kopyalamak suretiyle alıntı yapmış olduğunu da ifade
etmesini, siyasi ahlak gereği kendilerinden beklemekteyiz. dedi