VİRÜS İNSANI, AÇLIK İNSANLIĞI ÖLDÜRÜR
Ülkemizde Mart ve Nisan aylarının; özellikle sebze tohumu ve
fidesi ile pamuk, ayçiçeği, mısır gibi ürünler için ekim, dikim, gübreleme ve
ilaçlama zamanları olduğunu belirten Ekici, "Üreticilerimiz, çiftçilerimiz
ise bugün maalesef önlerini görememekte. Unutmayalım ki, bir aylık ekim
sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek
tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız." dedi.
SU KAYNAKLARIMIZI KORUMAK VE TARIMSAL ÜRETİMİ ARTIRMAK
ZORUNLULUK
Halen bakım çalışmaları yürütülen mevsimlik meyvelerin hasat
zamanının yaklaştığını ifade eden Ekici, "İçinde bulunduğumuz bugünlerde,
doğa ile birlikte Anadolu da uyandı. Meyvelerimiz çiçek açarken, meralarımız
tüm biyoçeşitliliği ile hayvanlarımızı cezbederken, tohumlarımız ve fidelerimiz
toprak ile buluşmayı beklerken, yurttaşlarımız Covid-19 salgını karşısında
sağlığını koruma, yeterli ve dengeli beslenme telaşında. Çiftçilerimiz ise bir
yandan sağlık tehdidiyle uğraşırken, bir yandan da geçimi için üretim
telaşında.
Öncelikle, tüm dünyada ve ülkemizde yurttaş olarak
alkışlarla destek verebildiğimiz özveriyle çalışan sağlık emekçilerini yürekten
kutluyor, özlük hakları dahil tüm mesleki ve insani haklarına kavuşmalarını
diliyoruz. Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli
etkenlerinden ikisi, her insanın temiz ve sağlıklı su ile gıdaya ulaşma
hakkıdır. Su ve gıda, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki
üründür. Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal
üretimimizi artırmamız mutlak bir zorunluluktur.
Özellikle 1980’li yıllardan sonra uygulanan dış odaklara
bağımlı, desteklerin kaldırılması ve azaltılmasına, dış alıma, özelleştirmelere
dayalı tarım politikalarının ülkemizde kronikleşen tarım sektörü ve kırsal alan
sorunlarını günümüzde de çözemediği ortadadır. 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. maddesindeki
tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden
az olamayacağı hükmüne rağmen, verilen desteğin milli gelire oranı hiçbir yıl %0,6’nın
üzerine çıkmamıştır." dedi.
20 YILDA 3,5 MİLYON HEKTAR İŞLENEBİLİR TARIM ARAZİSİ
EKİLMİYOR
Baki Remzi Suiçmez yaptığı basın açıklamasında şu görüşlere
yer verdi: "Tarımsal ürünlerde net dışa bağımlı hale gelen ülkemizde,
tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı her geçen yıl azalmaktadır. Tarımın milli
gelire ve istihdama katkısı azalırken, çiftçinin yıllardır devletten alacağı
büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere başvurmakta, borç batağında tarlasını
satmaktadır. Tarımsal örgüt enflasyonunda aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz
üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım
arazisini ekmekten vazgeçti.
KORONAVİRÜS SALGINININ YIKICI ETKİLERİ OLACAK
Tarım sektörümüz yıllardır uygulanan yanlı ve yanlış tarım
politikaları nedeniyle bu yapısal sorunlarını çözememiş iken, ülkemizi de yoğun
olarak etkileyen koronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağı
açıktır. Bu süreçte; Covid-19 salgınının ülkemize en az zarar vermesi için, 18
Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan “Ekonomik İstikrar
Kalkanı”ndaki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmedi. 25 Mart 2020
tarihli ekonomik destek paketinde de tarım sektörü yer almadı.
FARK ÖDEMELERİ YENİ DESTEK ANLAMINA GELMİYOR
Tarım ve Orman Bakanı tarafından 19 Mart 2020 tarihinde
açıklanan yakın dönem bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında yer alan fark
ödemeleri, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım desteklemelerinin son
başvuru tarihlerinin uzatılmasına ilişkin açıklamalar olumlu olmakla birlikte
üreticilerimizin sorunlarını çözmeye yeterli olmadı. 20 Mart 2020 tarihinde
açıklanan 1 milyar 572 milyon 500 bin lira TL tarımsal destek ödemesi ise,
önceki yıllardan kalan ödemeleri kapsayıp, bu yılki üretim sezonu için gerekli
olan acil işletme sermayesine yönelik yeni bir destek anlamına gelmemektedir.
BİR AYLIK EKİM SEZONUNU KAÇIRIRSAK BİR YILLIK MAHSULÜ
KAYBEDERİZ
Unutmayalım ki, bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir
yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz.
Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız. Dış alım, normal zamanlarla birlikte,
özellikle salgının dünyayı tehdit ettiği günümüzde de çözüm değil. Çözüm;
çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve
tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde
ulaşmasının sağlanmasıdır.
CHP SAKARYA TARIM KOMİSYONU ÖNERİLERİ:
5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan
kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en
az 1’i düzeyine yükseltilmelidir.
2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal
ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan üretici destekleme
başvuru tarihleri, destekleme kapsamındaki diğer ürünler için de
uygulanmalıdır.
Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı
genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri
sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.
Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz
alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının
silinmesi de gündeme gelmelidir.
Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu
sonuna ertelenmelidir.
TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi
vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim maliyetlerinin üzerinde alım
fiyatı açıklamalıdır.
Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi
temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli,
KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle
alınmalıdır.
Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve
çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su
hizmetleri ücretsiz verilmelidir.
Salgın sürecince bayilerin hafta sonları kapalı olması, hafta içi mesai saatlerinin temas mesafesi ve bulaşma riskini azaltma kurallarına uyularak 08.00-17.30 olarak düzenlemesi, bayilerde çalışan kişi sayısının azaltılması ve haftalık dönüşümlü çalışmaya geçilmesi, ortak uygulama için bu önlemlerin tüm illere Tarım ve Orman Bakanlığı resmi yazısıyla duyurulması, bayilik denetimlerinin artırılması, önlemlere uymayanlar ve kural ihlali yapan bayilere gerekli yaptırımların uygulanması.
Gıda egemenliği, gıda güvenliği ve gıda güvencesi ülke
gündemindeki yerini almalı, olumlu resmi açıklamalara karşın, merdiven altı
üretim, stokçuluk ve fahiş fiyatlar boyutu dahil uygulamalar doğru, etkin ve
hızlı şekilde denetlenmelidir.
Yaş sebze ve meyve pazarları ile Hallerde aracılık sistemi
devreden çıkarılmalı, ürün sunumunda hijyenden ödün verilmemeli, etkin
denetimler yapılmalıdır.
Tarımsal üretimde önemli bir işgücü konumunda bulunan
geçici, gezici ve mevsimlik tarım işçilerin karşılaşacağı sorunlara yönelik
kalıcı çözüm önerileri geliştirilmeli, şehirlerarası nakil ve barınma koşulları
dahil üretim sezonu öncesi gerekli önlemler ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır.
Dezavantajlı kesim olan kırsal alanlarda yaşayan
insanlarımıza yönelik olarak ek uyarıların yapılması ve yaygınlaştırılması,
gezici sağlık ekipleriyle kırsaldaki özellikle 65 yaş üzerindeki
yurttaşlarımızın sağlık taramasından geçirilmesi salgının yıkıcı etkilerinin önlenmesi
açısından gereklidir.
Gıda arzının sürekliliği, verim ve üretici gelirinin artması
için sulamaya uygun tarım alanları bütçeden yeterli kaynak ayrılarak ivedilikle
sulu tarıma açılmalı, su tasarrufu sağlayan basınçlı/kontrollü sulama
yöntemleri uygulanmalı, sulanan alanlarda eşgüdümlü olarak arazi toplulaştırma
ve tarla içi geliştirme hizmetleri tamamlanmalıdır.
Covid-19 salgınından ders çıkararak, ülkemizde bir an önce
“kamucu tarım politikası” değişikliğine gidilmelidir.
Unutmayalım, boş rafları gıda maddeleri ile doldurmanın tek
yolu, her koşulda tarımsal üretime devam etmektir.
Her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri
desteklemek hepimizin temel amacımız olmalıdır.
Tarımın ve gıdanın önemini daha iyi anlamamız, anlatmamız ve
buna uygun şekilde üretim politikaları geliştirmemiz, üreticiden tüketiciye kadar
hepimizin sorumluluğudur.
Yaşadığımız ekonomik, siyasal, yönetim ve de sağlık krizi
ortamında tarım sektörümüzün tüm bileşenlerinin ortak mücadele etmesi bir
zorunluluktur.
Çiftçilerimizin, üreticilerimizin, tüketicilerimizin
sağlıklı ve dengeli beslenmesi için, bilimle tarımsal üretimi buluşturabilmek
için, ülke olarak kendimize yetebilmemiz için, gıda güvenliği ve gıda güvencesi
için, gecikmeden, derhal, yerli üretime ve istihdama dayalı bir seferberlik
başlatma zamanıdır.
Chp Sakarya İl Başkanlığı olarak; ülkemizde derhal “Tarımsal
Üretim Seferberliği” ilan edilmesini talep
Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür.
Ercan Ekici
CHP Sakarya
Tarım Politikalarından Sorumlu İl
Başkan Yrd.