Ender Serbes, Adapazarı İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı
Hüsnü Gürpınar’ı ziyaret etti. Aldığı bilgiler doğrultusunda, Sakarya’nın
muhtemel bir depreme hazır olmadığını dile getirildiğini ifade eden Serbes, “Ülkemizin
ve Sakaryamızın depreme hazır olmaması, yöneticilerin olası bir
depremde can ve mal kaybından doğan sorumluluktan kurtaracaklarına
inanmalarından kaynaklanıyor. Çünkü birkaç müteahhit ve teknik eleman dışında
karar alıcı, denetleyici konumda olan hiçbir yetkili depremin sonuçlarından
sorumlu tutulmadı.” diye konuştu.
17 Ağustos 1999 depreminde Sakarya’da
resmi kayıtlara göre 3 bin 891 kişinin hayatını kaybettiğini, 25 bin 543 konut ve
işyerinin ağır hasarlı olarak yıkıldığını, 19 bin 841 konutta orta derecede
hasar oluştuğunu hatırlatan Serbes, “Bu kadar büyük ölüm ve yıkım olmasına rağmen
hala ders almadık. Depremde yıkılmayan çok katlı mevcut yapı stokumuz halen
güvensiz. Geçmiş depremden uzaklaştıkça yeni depreme yaklaşıyoruz. Uzmanlar bu
yapılara olası bir depremde ‘beton tabutluk’ gözüyle bakıyor ve 17 Ağustos
depreminden daha yıkıcı sonuçlar meydana getireceğini belirtiyor.” diye
konuştu.
DEPREM SADECE ÖLÜME VE YIKIMA SEBEP
OLMUYOR
Depremin sadece can ve bina kaybı
ortaya çıkarmadığını anlatan Serbes, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Deprem genel bir yıkıma sebep oluyor. Depremin
yaşandığı bölgenin altyapısı ve ekonomik düzeni bozuluyor. Üretim, pazar kaybı,
gelir kaybı, çevrenin bozulması ve işsizliğe sebep olarak sosyal hayatı da etkiliyor.
Psikolojik travmalara, sakatlanmalara yol açıyor. Depremin yıkıcı ve yakıcı
etkisi insan hayatının her alanında, kendini acı bir şekilde gösteriyor. İnsan hayatında
unutulmaz kötü izler bırakıyor.“
Ender Serbes, edindiği bilgiye göre Türkiye’de inşaat mühendisliği eğitimi veren
üniversitelerin sadece yüzde 9’unun yeterli öğretim üyesine sahip olduğunu
vurgulayarak, öncelikle mühendislik eğitimine önem verilmesi gerektiğini kaydetti.
Deprem konusunda uzmanların görüş ve önerilerinin de mutlaka
dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Serbes, bu önerileri şöyle sıraladı: “Kentsel dönüşüm gibi uygulamalarında
birinci öncelik deprem riski altında bulunan binaların güvenli hale getirilmesi
olmalıdır. Ülkemizde ve Sakaryamızda yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın
iki temel yolu var. Birincisi mevcut yapı stokumuzun iyileştirilmesi, ikincisi
ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir. Yapılan son değişikliklerle meslek
odaları devre dışı bırakılmış, imar barışı gibi uygulamalar, yapı denetim
sürecini denetimsizliğe mahkum etmiş, güvenli yapı üretimini engelleyecek
sonuçlar ortaya çıkarmıştır.”
İNŞAAT MÜHENDİSİ MESLEK YASASI
ÇIKARILMALI
İnşaat Mühendisliği Meslek Yasası’nın
çıkarılması gerektiğini de dile getiren Serbes, açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu yasayla mühendisin imzasını kullanma evresinde
mesleki yeterliliğine bakılacak. Haksız rekabeti önüne geçilerek İnşaat Mühendisliği ve İhtisas
alanları belirlenmiş olacak. Uzmanlık, istihdam ve çalışma koşulları netlik
kazanacak. İnşaat mühendisleri meslek odaları bu yasanın bir an önceçıkarılmasını
bekliyor. Proje üretiminden başlanarak, yapı üretim sürecinin tüm evreleri
sertifikalı yetkin mühendisler tarafından denetlenmesine imkan verilmesi
halinde, güvenli yapı stokumuz ortaya çıkacak. Meslek odalarının bu talepleri
daha çok can ve mal kaybı yaşanmaması için görmezden gelinmemeli. Ayrıca
karar alıcılar da kararlarından sorumlu tutulmalı.”