Ankara’nın
Polatlı ilçesine bağlı Sarıoba köyünde gerçekleştirilen kurultayda Vatan
Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, coşku ile karşılandı. Perinçek,
Sarıoba Üretim Devrimi Kurultayı'nın ardından, Sarıoba Köyü'nde çiftçiler ile
birlikte yemek yedi ve sohbet etti. Vatan Partisi Genel Başkanı ile sohbet eden
köylüler “ Hep söylüyorlardı inanmıyorduk, siz bizdenmişsiniz halk
adamıymışsınız.”dediler.
Vatan
Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Sarıoba Üretim Devrim Kurultayı’nda
yaptığı konuşmasında, Türkiye’de üretenlerin hükümetini kuracaklarını dile
getirerek, “Bu sistem çiftçiye yük bindiriyor. Çözümü buradaki çiftçiler
gösterdi; üretici milletin efendisidir.’ diyen Perinçek, kararları üreticilerin
verdiği bir Üretim Devrimi programı hazırladıklarını belirterek, ‘Faizciye
giden kaynaklarla üretim yapacağız. Faizciye giden kaynakları çiftçiye
çevireceğiz. Kaynağı faizciye değil, üreticiye vereceğiz.”dedi.
Sarıoba
Üretim Devrimi Kurultayı’nda sorunlarını anlatan üreticiler ise, “Çiftçi artık
para kazanamaz oldu. Girdilerimizin hepsine zam geldi. Bu sorunlar tüm kamu
kuruluşları eski devletçi sisteme geçtiği zaman çözülür.”dediler.
“BİZ NASIL AYAKTA DURACAĞIZ?”
Kurultayda konuşan Sarıoba üreticisi, “Biz Sarıoba
olarak üretmeyi gerçekten seven bir köyüz. Geçen sene 37 bin ton olan hasadımız
bu yıl 9 bine düştü. Ziraat odalarımız iki yıl önce bir toplantı yaptı. Biz de
onlara sorunlarımızı anlattık. Pancar tarımı bitmek üzereydi, o zamana göre de
iyi bir fiyat olan %27'lik oranı verdiler bize. %27 fiyat verdiklerinde
elektriğimize %90 zam geldi. Çiftçi artık para kazanamaz oldu. Girdilerimizin
hepsine zam geldi. Pancar ekimini düşüren hatta durduran çiftçiler oldu. Bu
durumu bildirdiğimizde bize 'biz enflasyonu baz alırız' dediler. Bu şartlarda
nasıl ayakta duracağız, nasıl üretim yapacağız? Çiftçinin halinden anlayan yok.
Çiftçi de gerçekten vefalı, üretmeyi seven, ülkesine emek veren insandır. Biz
bu şartlarda ayakta duramıyoruz. Ürettiğimiz soğanı 60-70 kuruşa satıyoruz,
markette fiyatı 2-3 lira. Biz bu soğana emeğimizi veriyoruz ama arada iki defa
el değiştirince bizim 6-7 ayda kazandığımız para bu adamların cebine giriyor.
Çiftçi artık son zamanlarını yaşıyor, ekemiyor. Biz artık gübreyi, mazotu ucuza
almak istiyoruz.” dedi.
“BİZ
ÜRETTİKÇE BATIYORUZ”
Sarıoba üreticilerinden Yılmaz Kaya, “Bir aylık
kullandığımız elektriğe 110 bin lira maliyet çıkarıyorlar. Biz ürettikçe daha
da batıyoruz. Kendimizi kurtarabilsek, onu da verelim diyeceğiz ama kendimizi
de kurtaramıyoruz. Böyle bir sistem olmaz. Çiftçiyi düşünen kimse yok. Sadece
seçimlerde bazı vaatlerde bulunuyorlar. Onlar orada lüks hayat yaşıyorlar, biz
12 ay sürekli çalışıyoruz.”dedi.
MİLLETİN
EFENDİSİNİ KÖLE YAPTILAR
“Atatürk
çiftçi milletin efendi dememiş miydi? Çiftçi şimdi köle oldu” diyen bir başka
Sarıoba üreticisi ise, “Hasta yatağımızdan kalktık geldik. Benim trafom kapalı,
traktörüm başkasının evinin önünde. Gelir götürürler diye korkuyorum. Ben
nereye gideceğim, kimin kapısını çalacağım? Devlet içinde devlet varmış, hiç
haberimiz yokmuş. Ziraat Bankası bir devlet, Tarım Kredi Kooperatifi bir
devlet… Madem benim bankamsın, bana hizmet et. Onlar altında halıyla geziyor.
Biz toprağa basıyoruz.
ÇİFTÇİ ÜRETEMEZSE TÜRKİYE KARNINI
NASIL DOYURACAK?
Türkiye’deki
çiftçilerin zarara uğradıkları için ekmekten vazgeçmek zorunda kaldığını
söyleyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanına seslenerek
“Çiftçi, ekmekten vazgeçerse Türkiye karnını nasıl doyuracak? Yarın Sayın
Cumhurbaşkanı, Sakarya Meydan Muharebesi kutlamaları için Polatlı'ya geliyor.
Sesimizi duysun, tüm Türkiye sesimizi duysun. Bu maliyetlerle, bu girdilerle,
bu giderlerle, bu elektrik fiyatlarıyla çiftçi üretemez noKtaya getirilmiştir.
Bu Türkiye'nin en önemli sorunudur. Çiftçi üretemezse, Türkiye'ye yazık olur.
Üretemeyen Türkiye borç almak zorunda kalır. bu programla 1980 yılında çiftçi
kambur ilan edilmişti. Ürünlerimizi yurt dışına satmayı bırakın, biz şimdi
okyanus ötesinden saman, buğday ithal ediyoruz, topraklarımız ise boş yatıyor.
Sakarya Muharebesi hepimize kutlu olsun. Ama bu muharebe çiftçisinin yanında
kutlanır. Bize bu toprakları bırakan şehitleri saygıyla anıyoruz.”dedi.
“FAİZCİLER DEĞİL ÜRETİCİLER BAŞ
TACIDIR”
Türkiye’nin
sorunlarına çözümünün üretmekten geçtiğini söyleyen Vatan Partisi Genel Başkanı
“Karamsar olmaya gerek yok. Üretici baş tacı dersek Türkiye'nin çözümünü
üretiriz. Faizciler, bankacılar, elektrik dağıtım şirketleri değil, çiftçiler,
üreticiler, esnaf, emekçiler baş tacıdır. Üretenler baş tacı dediğimiz zaman
program arkasından gelir, bütün sorunlar çözülür. Bu çözülecek düğümdür. Ucuz
mazot, tarım ilacı, gübre, faizsiz kredi veren sistem Türkiye'nin sorunlarını
çözer. Bunları yapmak için faizciden vazgeçeceksin. Faizci politikası çiftçinin
üretim şevkini yıkan bir politika. Biz çok basit bir program ilan ettik. İlk
maddesi; faiz borçları silinsin. Faiz borçları haram olan bir borç. Biz ter
dökerken, şezlonga uzanmış büyük bankalar, büyük tefeciler kazanıyor. Buna can
dayanır mı? Ekonomi böyle gelişir mi? Çiftçi gelecek sene üretemeyeceğini
düşünüyor. Ana borçları bir yıl erteleyeceğiz ki çiftçi rahatlasın, ekim
yapsın, hayvan otlatsın. Kalan borçları da beş taksite böleceğiz. Bu Türkiye
tarımı için, Türkiye'nin karnını doyurması için alınması gereken öncelikli
tedbirdir.”diye konuştu.
İSTANBUL’A KANAL DEĞİL ANADOLU’YA
SU
Çiftçilerin
sorunlarını dinleyen ve partisinin çözüm önerilerini anlatan Vatan Partisi
Genel Başkanı Doğu Perinçek, “En büyük ekonomi profesörleri buradaki çözümü
gören köylülerdir. Şu anda Türkiye çiftçisi faize çalışıyor. Türkiye'nin en
temel gerçeği bu. 34 Üretim Devrimi Kurultayımızda kentlerden köylere gittik,
en büyük gerçekle tanıştık; Türkiye işçisi faize çalışıyor. Ama bu toprakları o
çiftçinin ataları kan vererek kurtardı. Bu topraklar ekilip biçilsin diye
kurtarıldı. Vatan ekilip biçildiği zaman vatandır.”ifadelerini kullandı.
Vatan Partisi Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen noktada Türkiye'nin kaynaklarının doğru değerlendirilmesi esas mesele. İstanbul'a kanal açalım diyorlar. Bu kanal bir ihtiyaca yanıt vermiyor. Kaynakları doğru değerlendirelim. Sarıoba'nın suyu bol ama Anadolu kuraklıktan yanıyor. Burada yalnızca Sarıoba'nın değil, tüm çiftçilerin sorunlarını konuşuyoruz. O yüzden, İstanbul2 kanaldan önce Anadolu'ya su diyoruz. 40 milyar doları İstanbul kanalına vereceğimize daha düşük bir maliyetle Anadolu'nun su ihtiyacını karşılayabiliriz. Bugün 200 metrelik kuyudan su çeken çiftçimiz var ancak sularımız taşıyor. Kontrol edilen su bereket olur. Böyle bir sistemi kurmak Türkiye tarımını şahlandırır. Doğru tercihler, doğru hükümetlerle olur. Türkiye'nin bugün üretenlerden yana bir hükümete ihtiyacı var, üretenlerin hükümetini istiyoruz. İşçimiz, esnafımız, zanaatkarlarımız, üretenlerimiz hükümet olsun. Üretenlerin yönettiği bir hükümet kurmak istiyoruz, bu hükümeti kurmakta kararlıyız.”
ÇİFTÇİ BATACAĞINA BANKALAR BATSIN
“Gelirken çadırları gördük. Tarım işçilerimiz
orada çok zor şartlar altında çalışıyorlar. Türkiye'nin artan sığınmacılar ile
yükü de artıyor. Bizim işgücümüz bize yeter. Bu sorunu komşularımız ile barışı
sağlayarak, misafirlerimizi vatanlarına geri döndürerek çözeriz. Onlarla
ticaret yaparsak ekonomimizi de rahatlatırız. Ekonomimiz aynı zamanda dış
politikaya da bağlı. 'Çiftçi sırtımızda kambur, ondan kurtulalım' dediler,
çiftçiyi faizlerle boğuşmak zorunda bıraktılar. Bu ülkenin elektriğinin
özelleştirilmesi de çok ağır faturalar çıkardı bize. O yüzden diyoruz ki;
elektriği kamulaştıracağız. Özel şirket faturayı büyütmeye bakar, devlet ise
çiftçiyi, üretimi düşünmek zorunda. Bunun köklü çözümü elektrik dağıtım
şirketlerinin kamulaştırılmasıdır. Türkiye ekonomide büyük sorunlarla karşı
karşıya. Zorluklar büyük olunca çözümler de büyük olacak, köklü çözümler
gelecek. O yüzden Üretim Devrimi Kurultayları
yapıyoruz. Zorluklara meydan okuyoruz, zorluklar bizden korksun. Türkiye çok
köklü bir çözüme gidiyor. O çözümün sloganı; üretici baş tacıdır. Türkiye
üreticilerin çözümüne yürüyor. Vatan Partisi programıyla, fedakar kadrolarıyla,
üreten insanlarıyla bu çözümün hizmetindedir. Sizi tarlalarınızdan siyaset
alanlarına davet ediyoruz. Türkiye'yi buranın ahlakı yönetirse bütün sorunlar
çözülür. Çiftçi batacağına bankalar batsın. Çiftçi batarsa Türkiye batar ama
banka batarsa Türkiye batmaz. Bu nedenle Türkiye'ye üretimi destekleyen
hükümetler lazım.”
FAİZCİ DE ÇALIŞSIN, ÜRETSİN
Vatan
Partisi’nin iktidarında faizciye giden kaynakları üreticiye ayıracağız diyen
Perinçek, “Faizciye giden kaynaklarla üretim yapacağız. Faizciye giden
kaynakları çiftçiye çevireceğiz. Kaynağı faizciye değil, üreticiye vereceğiz.
Hükümet ya faizciden yana olacak, ya da üretenlerden yana olacak. En büyük
ekonomi profesörleri buradaki çözümü gören köylülerdir. Bu sistem bitti. Çünkü
bu sistem çiftçiye yük bindiriyor. Çözümü buradaki çiftçiler gösterdi; üretici
milletin efendisidir. Sorun sistem sorunudur. Üretene yol veren, ateşleyen,
mutlu eden sistem gelecek. Türk toplumu böyle çıkmazlara gediğinde büyük
çıkışlar üretir. Biz de yeni sistemi faizciyi denize dökerek kuracağız. O da
bizim gibi çalışsın, üretsin. Çalışanlar faizciye borçlu, bu durum tersine
dönecek. Türkiye'nin başına borçlu olanlar geçecek çünkü üretenler onlar.
Faizcilerin evindeki o pahalı halıları kaldırıp toprağa basacağız. Halıya
basanlar değil, toprağa basanlar hükümet olacak!” diye konuştu.