Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek kurultayda çiftçilerin sorunlarını dinledi ve partisinin çözüm önerilerini anlattı. Perinçek, “Elektrik üretimi ve dağıtımı kamu görevidir ve devletleştirilmelidir. Çiftçi batacağına DEDAŞ batsın.” dedi.
“Burada sesini yükselten insanlar Türkiye’nin
karnını doyuran insanlar.” diyen Perinçek, büyük çözümlerin önemli ve zor
durumlarda geldiğini söyledi. Perinçek konuşmasında şunları kaydetti: “Burada
hakikatin, faziletin, adaletin sesini ama en önemlisi Türkiye’yi yönetecek sesi
duydum. Türkiye’yi yönetecek insanlarla konuştuk, görüştük. Türkiye’yi kim
yönetmeli? Türkiye’yi çalışanlar, üretenler, toprağa alın teri dökenler, siftah
yapanlar, fabrikada çalışanlar yönettiği zaman Türkiye, bambaşka bir Türkiye
olacaktır.
“İSTANBUL’A KANAL DEĞİL, ANADOLU’YA SU!”
Üreticilerin iktidarının kurulacağını vurgulayan
Vatan Partisi Genel Başkanı, “Üretenleri kimse bir yere götüremez. Üretenleri
götürmek isteyenleri, biz götüreceğiz. Üretenler hükümet olacak, üretenlerin
hükümetini kuracağız. Bütün çözümlerin başı budur. Çözüm devletin, milletin
kaynaklarını doğru değerlendirmek, doğru yerde değerlendirmektir. İstanbul’a
kanal yapmak istiyorlar. İstanbul’un her tarafı deniz zaten. İstanbul’daki
deniz yetmiyor mu? Neden ortasından yararak bir kanal, bir deniz daha
yapıyorsunuz? Biz de diyoruz ki; İstanbul’a kanal değil, Anadolu’ya su!
Mardin’e, Kızıltepe’ye, Hakkari’ye, Yozgat’a su… Anadolu susuzluktan
kıvranıyor. Anadolu kuruyor. İstanbul’a 25-30 milyar TL döküp kanal
yapacağımıza önce şu GAP’ı bitirelim. Önce bu toprakların çağırdığı suyu,
topraklara verelim. Hayvanlarımız otlasın. Türkiye’yi besleyelim, doyuralım”
ifadelerini kullandı.
“DEVLET, ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK İÇİN VAR”
Üretimde devlet desteğinin olması gerektiğinin altını
çizen Perinçek, “Devletin kaynaklarının nerede kullanılacağı çok önemli. O
kaynakları DEDAŞ’a mı yoksa çiftçiye mi akıtacağız? Soru bu kadar basit.
DEDAŞ’ı mı besleyeceğiz, Mardin’in, Kızıltepe’nin çiftçisini mi besleyeceğiz?
Çiftçiyi besleyeceğiz ki üretsin. Bu çiftçinin elektriğini, suyunu kesersek,
çiftçiye haciz, icra terörü yaparsak, yarın bu Türkiye’nin karnını kim
doyuracak?
Elektrik ve su bir ülkenin insanlarının temel ihtiyaçlarıdır. Devlet ne için var? Devlet, çiftçiyi sömürmek için değil, çiftçiye elektrik, su vermek için var. Devlet, çiftçiye ucuz mazot, ucuz tarım ilacı vermek için var, çiftçiyi ucuz kredi ile desteklemek için var. Aksi takdirde, insanlar devletine, hükümetine soğur. Durum ciddidir. Ama ciddi durumlarda büyük çözümler gelir. Bütün insanlık tarihinde durumlar ciddi oldu mu çiftçinin, halkın, üreten emekçinin çözümleri gelir. Türkiye bir karara gidiyor.” diye konuştu.
“ÜRETİCİLERİN SESİNİ KİMSE SUSTURAMAZ”
Perinçek, “Burada yüksek sesle konuşuyoruz. Burada
sesini yükselten insanlar Türkiye’nin karnını doyuran insanlar. Burada
konuşanlar Türkiye’nin etini, buğdayını, mısırını üreten insanlar. Üreten
insanların yüksek sesle konuşmaya başlamasının bir anlamı var. Bu ses
Hakkâri’den Van’a, İstanbul’dan Ankara’ya yankılanıyor, yankılanacak. Bu sesi
kimse durduramaz. Kimse bu sesin önünü kesemez.
Acılarımız, büyük sıkıntılarımız var ama sizin gözlerinizdeki ateşi görüyorum ve hiç korkmuyorum. Türkiye’nin geleceğine güveniyorum çünkü sizler varsınız. Bu ülkenin çiftçisi, işçisi, memuru, çalışanı var. Türkiye’nin önünde çözümler var. Doğru kararlar veren hükümetleri kuracağız. Elektriği özelleştirirsen, çiftçiyi özelleştirmenin insafına bırakırsın. Elektrik üretimi, su meselesi devletin görevidir ve kamu tarafından yapılır. Kamu verdiği için insaflıydı. Ancak Türkiye’yi gözü dönmüş, kar etme hırsının eline bırakırsak, Türkiye’yi ve emeğimizi kaybederiz.”dedi.
“ÜRETİM OLMAZSA HAYAT DA OLMAZ”
Vatan Partisi olarak; elektrik üretimi ve dağıtımı kamu görevidir ve devletleştirilmelidir, özel sektör eline bırakılmamalıdır diyoruz.”diyen Perinçek, “Çiftçi batacağına DEDAŞ batsın. DEDAŞ batarsa Türkiye’ye hiçbir şey olmaz. Çiftçiyi ayakta tutacağız, yaşatacağız. Çiftçiyi kırmayacağız, incitmeyeceğiz. Bu milletin efendisi çiftçidir, köylüdür. Bu sözler, cumhuriyet kurulurken boşuna söylenmemiştir. Bize bu vatanı kazandıran çiftçiye sırt dönmek nedir? Vatan Partisi liderleri olarak bütün Türkiye’yi dolaşıyoruz. Çiftçi feryat halinde. Ekim zamanı geldi. Çiftçi neyle ekecek, neyle gübre atacak? Banka borçları Türkiye’nin çok büyük bir sorunu haline gelmiştir. Bütün Üretim Devrimi Kurultaylarımızda şu programı ilan ettik: Çiftçinin faiz borçları silinsin. Bu milletin kanını emmek yeter. Bankaların ve Tarım Kredi Kooperatifinin çiftçinin kanını faizlerle emdiği yeter. Sülükleri artık koparıp atalım diyoruz. Türkiye kritik bir durumda. Çiftçi borçları bir yıl ertelensin, beş yıl takside bölünsün ki çiftçimiz üretebilsin. Çiftçilerin tepesindeki banka terörüne son verilmeli. Kızıltepe’den tüm Türkiye’ye ve bütün dünyaya ilan ediyoruz; bu böyle gitmez. Nasıl gider? Halktan, üretenden yana gider. Üretim her şeyin başı, üretimle yaşıyoruz. Üretim olmazsa hayat da olmaz. Üretenden yana bir hükümet kuracağız. Diğer partilere de üretimden yana bir program öneriyoruz. Üretenlerin milli hükümetini kuralım. Üreticiden yana olalım, çiftçinin, esnafın, emekçinin yanında olalım. Faizcinin, bankacının, DEDAŞ’ın yanında olmayalım.” diye konuştu.
“TERÖRÜ SURİYE İLE BİRLEŞEREK BİTİREBİLİRİZ”
Türkiye ile Suriye’nin işbirliğine dikkat çeken
Perinçek, “Buradan elimizi uzatsak
Suriye, orada da kardeşlerimiz var. Türkiye ile Suriye’nin iş birliği yapması
gerekiyor. Ellerimizi dikenli tellerin arasından uzatmayalım. Aramızdaki
dikenli telleri, mayınları kaldıralım. Ticaret olsun; tırlar gitsin, tırlar
gelsin, üreticiler gitsin, üreticiler gelsin. Suriye ile aramız neden kötü
olsun, ne sorunumuz var? Birleşelim ve terörü ortadan kaldıralım. Türkiye,
Suriye, Irak ve İran birliktelik kurarsa; ticaret büyür, üretim büyür,
zenginlik büyüt, refah büyür, terör küçülür, Amerika küçülür, İsrail küçülür.
Bu güzelim toprakları, peygamber diyarlarını Amerika’ya, İsrail’e vermiyoruz. Amerika bizim aramızı bozamayacak, içimizde kavga, ikilik yaratamayacak. Amerika bizim kardeşlerimizle olan ilişkilerimize ipotek koyamayacak. Eğer biz bölge ülkeleri olarak aramızdaki dikenli telleri kaldırır, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirirsek ekonomik sıkıntılarımız da çözülür.”dedi.
“TÜRKİYE’NİN
UFKUNU BİRLİKTE YARATACAĞIZ”
Mardin’in Türkiye dış siyasetinde önemli bir rol oynadığını söyleyen Perinçek, “Mardin Kızıltepe, Türkiye’nin dış siyaseti açısından da duyarlı, çözüm üreten bir çevredir. Sizler bu bakımdan görmüş geçirmiş, büyük tecrübelerden gelen, ülkeyi yönetme faziletini kazanmış bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Türkiye’nin önü ve bahtı açıktır. O açık ufku el birliği ile yapacağız. Bunun için sizleri göreve davet ediyorum. Siyaseti bizlerin alın terini sömürenlere bırakmayacağız. Her şey tersine dönmüş; hırsızlar, namuslu insanlara ‘hırsız’ diyor. Hayatını alın teri ile kazanan insanlar suçlanıyor. Bu nasıl bir hukuktur, nasıl bir vicdandır? Bizim ellerimiz üstümüze hacizle, icrayla gelenlerin yakasındadır.” dedi. Perinçek, üretenlerin Türkiye’sine el birliği ile kavuşacaklarını belirtti.
ÇİFTÇİLER DERNEĞİ BAŞKANI: GERÇEK ÇÖZÜMLER İSTİYORUZ
Yüksek faiz oranları ve borçlara yapılan orantısız yapılandırmalar nedeniyle geçinmekte zorlandıklarını dile getiren Çiftçiler Derneği Başkanı Muhtar Mikail Erbeyi; “Çiftçiler olarak bir yalan uydurduk aramızda ve buna ilk olarak biz inandık. Bizim başımıza gelen her şeyden herkesin haberi var. Batık spor kulüplerine harcanan paranın üçte biri çiftçilere destek olarak harcanmıyor. Tarım kredi faizleri, tefeci faizi gibi. Bu fiyatlarla Türk tarımı batar, kurtulamaz. Üretim maliyetleri bize ağır geliyor; elektrik, mazot ücretlerini ödemekte zorlanıyoruz. Buna rağmen bizimle dalga geçer gibi davranıyorlar. Bu dönemde bizim sorunlarımızı dinleyecek, çözecek birilerine ihtiyacımız var. Bizim artık yalanlara karnımız yok, gerçek çözümler istiyoruz.” dedi.
ZAHİRECİLER
DERNEĞİ BAŞKAN YARDIMCISI: GÜNEYDOĞU İLLERİNDE ONARIM HER ŞEYDİR
Mardin’in göz ardı edilmesinden mustarip olduklarını
belirten Zahireciler Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ece, “Kızıltepe,
Türkiye’nin 52 ilinden daha büyük olan bir ilçedir. Şehrin içinde insan
yürüyemiyor. Ne yolumuz var, ne çevre yolumuz var… Şehir içindeki yollarda ayda
en az 2-3 kaza oluyor. Çevreyolu yapılmıyor, yan köylerin tozundan milletin
gözleri kör oluyor. Güneydoğu’da hepimizin üzerine çizgi çekilmiştir. Güneydoğu
illerinde elektrik, su, bakım, onarım her şeydir.
Bugün Mardin’de bir tane üniversite yok. Bir tane doğru dürüst hastane yok. Hastalarımız Diyarbakır’a, Antep’e, Urfa’ya, Adana’ya sevk ediliyor. Böyle üretim olmaz. Böyle başıboş, terk edilen iller olmaz. Türkiye’nin kaç ilinde üniversite yok? Büyükşehirse, üniversite bizim de hakkımız.” dedi.
SULAK KÖYÜ MUHTARI: BİZİM DERDİMİZ ÜRETİM
GAP’ın bitirilmesi ile Güneydoğu illerindeki çoğu
problemin daha kolay çözüleceğine değinen Artuklu Köyü Muhtarı Şeymus Fakaoğlu
Fakaoğlu, şunları söyledi; “Hududun güvenliği bizim açımızdan çok önemlidir.
Söke sınırımızda yapılan duvarı üç ayda bitirdiler, duvarın uzunluğu 780
kilometre. Biz buna karşı değiliz. Güvenlik güçlerimiz canımızı, malımızı,
namusumuzu korumakla mükelleftir. Onların güvenliği bizim için bir öncülüktür.
Eğer GAP da bitirilseydi, şu anda bu kadar sorun olmazdı.
Biz sayın MHP Genel Başkanımızı da, sayın
Cumhurbaşkanımızı da burada görmek isteriz. Bu milletin, bu vatanın, bu
insanların derdi; aş, iş, çocuklarımızın geleceğidir. Biz vatanımızı,
bayrağımızı gerçekten seven insanlarız. Bu sene Türkiye genelinde bir kuraklık
oldu. Bizim ortalama zararımız %85 civarında. Hükümetimiz zarar gören
çiftçilerin borçlarını bir yıl ertelemesiyle ilgili talimat verdi. Ziraat
Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi yine de borçları ödemeye çağrı yaptı. Bu
sene ürün alamadık, ürün satamadık. Mevzuatlarının farklı olduğunu söylediler.
Biz bu sıkıntılarla karşı karşıyayız.
Sadece bizim değil, hudutta nöbet tutan güvenlik güçlerinin de elektrikleri kesiliyor. Biz elektriği kaçak kullanıyor, faturaları ödemiyor olalım; güvenlik güçleri de mi kaçak elektrik kullanıyor, faturalarını ödemiyor? Güvenlik güçlerinin, kolluk kuvvetlerinin elektriğini neden kesiyorlar? Bu insanların derdi aş, iş ve çocuklarının geleceğidir. Bütün siyasi partilerden ricamız; bu milleti, bu insanları kaybetmeyin. Tarih gelecek, bunların hesabı sorulacaktır. Bizim derdimiz üretimdir, insanlarımızın geleceğidir, çocuklarımızın geleceğidir.”
DARA
KÖYÜ E. MUHTARI: MARDİN’İN İŞ KAPISI TARIM VE HAYVANCILIK
DEDAŞ’ın fahiş faturalandırmalarının çiftçiyi zor durumda bıraktığı belirten Dara Köyü E. Muhtarı Yunus Ete, “Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in Mardin’e gelmesi, çiftçilerimizin umudunun yeşermesi demektir. Mardinli çiftçiler olarak, artık DEDAŞ yönünden bir beklentimiz kalmamıştır. DEDAŞ, işçilere çok ağır faturalar çıkarmaktadır. Bizim bu faturaları ödeyecek gücümüz yoktur. DEDAŞ, devlet aracılığıyla bizim desteğimize el koymaktadır. Çiftçi desteklerini alamıyor, destekler faturalara gidiyor. Bütün çiftçiler olarak icra altındayız. DEDAŞ icra müdürleri, jandarmayı da yanına alarak, çiftçilerin tarlalarını söküp götürüyor. Daha iki gün önce Artuklu Köyü’ne jandarma ile gelerek baskın yaptılar. Vatan Partisi yöneticisi Savaş Oruç ve Mardin İl Başkanı Zeynettin Bozan’a çok teşekkür ederiz. Gelip bize destek oldular. Biz Mardin çiftçileri olarak, elektriğin kamulaştırılmasını istiyoruz. Daha önce elektrik daha ucuz veriliyordu ancak DEDAŞ faturaları yüzle çarpıyor. Bizim bunu ödeyecek gücümüz yok, kimse ödeyemez. DEDAŞ’ın bu zulmünden kurtulmak istiyoruz. Mardin’de fabrika yok, başka bir iş yok. Buranın bütün iş kapısı tarım ve hayvancılık. GAP tamamlandığı zaman bizim su sorunumuz da büyük ölçüde ortadan kalkar.” dedi.
“ÇİFTÇİLER GÜNÜNDE ELEKTRİKLERİ KESTİLER, İSTİFA ETTİM”
14 Mayıs çiftçiler gününde bütün bölgede
elektriklerin kesilmesi üzerine Ak Parti’den istifa ettiğini belirten Bağımsız
Mardin Belediye Meclis üyesi Vedat Kılıçarslan, “Vatandaşın ve çiftçinin
menfaatine olan bu programın düzenlenmesi talimatını veren Sayın Genel
Başkanımız Doğu Perinçek’e teşekkür ediyorum. Keşke bütün partiler böyle
programlar uygulayabilse, biz de ulusal kanallarda bölgelerimizin sorunlarını
açıkça söyleyebilsek. Ben 2019 yılı yerel seçimlerinde Kızıltepe’de Ak
Parti’den Belediye Meclisi üyesi seçildim. Geçen sene 14 Mayıs çiftçiler
gününde bölgemizin tamamında elektriğin kesilmesi üzerine partiden istifa
ettim.
Pandemide bütün ülkeler üretimi stoklamaya giderken,
biz hala üretimin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz. Bu, bizim gibi
gelişmiş ülkeler için büyük bir utançtır. En pahalı gübreyi, mazotu, ilacı
zaten biz kullanıyoruz. Biz bir hesap yapıyor, her şeyin maliyetini
çıkarıyoruz. Bu hesapla kazancımızı da buluyoruz. Ancak bir bakıyoruz DEDAŞ’tan
200-300 bin TL fatura geliyor. Bu şartlar altında çiftçinin üretmesi de
geçinmesi de çok zor.” diye konuştu.