Özkoç, “Süleyman Soylu, niye
tutukluyorsun sen öğrencileri? Senin gücün yetiyorsa, mafyayla uğraşsana. Sana
uyuşturucu baronunun konteyner numaralarını verdik, onu tutuklasana. Kara para
aklayıcılarını yurtdışına çıkartan Süleyman. Sen niye öğrencilerle annesinin,
babasının evlatlarıyla uğraşıyorsun, hiç mi yüzün kızarmıyor? Senin bir tek
gücün on sekiz, on dokuz, yirmi yaşındaki öğrencilere mi yetiyor?” dedi.
Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği
basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Özkoç, şöyle konuştu: “Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili olarak soruyorum: Türkiye'de ne oluyor? İçişleri
Bakanlığı ne yapmak istiyor? İçişleri Bakanı'nın kara para aklayıcısını
devletin birimleriyle bir araya gelerek kaçırdığını ben bu kürsüden bütün
milletimize duyurdum, üstelik de belgelerini sundum. İçişleri Bakanı kendi
ağzıyla ‘ben kara para aklayıcısını devletin diğer birimleriyle beraber
kaçırdık’ diye kayıtlarını sundu. Peki arkasından? Uyuşturucu baronunu; 4.9 ton
kokaini Mersin Limanı'nda adına kayıtlı konteyner numaralarını verdiğimiz
uyuşturucu baronunu İçişleri Bakanı'nın bilerek onun hakkında bir soruşturma
yürütmediğini, onu kolladığını buradan söyledim. Arkasından mafyayı kolladığını
söyledim. Arkasından El Kaide militanlarını, Türkiye Cumhuriyeti'nde uyuşturucu
baronlarına, kara para aklayıcılarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı
verildiğini İçişleri Bakanlığı tarafından söyledim. Şimdi bütün bunlara gücü
yetmeyen ya da kasti olarak yapmayan İçişleri Bakanı, Türkiye'de doksan tane üniversitede
okuyan öğrencimiz, ‘yurtlarda kalacak yerimiz yok, tarikat yurtlarında kafa
kesiyorlar; biz çaresiziz, sesimizi duyurmak istiyoruz’ dedikleri için darp
edilip, tutuklanıyorlar. İçişleri Bakanı'nın uyuşturucu baronları kolladığı
açık, mafyayı kolladığı açık. İçişleri Bakanı'nın El Kaide militanlarını
kolladığı ve onlara yurttaşlık verdiği açık. Cezaevlerindeki katilleri,
mafyaları dışarı çıkarttığı açık. Onlara gücü yetmiyor İçişleri Bakanı'nın ya
da bilerek onları kolluyor ama İçişleri Bakanı'nın bir düşmanı var:
Üniversitelerde okuyan gençlerimiz. Yahu anneler babalar evlatlarını
üniversiteye göndermek istiyorlar. Kiralık ev arayacaklar, kiralık ev sizin
yüzünüzden, sizin politikalarınız yüzünden almış başını gidiyor. Öğrenciler ev
kiralayamıyorlar. Öğrenci evleri yok. Oralarda sizler engel çıkarttınız. Yurt
açmıyorsunuz, Türkiye'de beş öğrenciden bir tanesi sokakta. Ya bunun annesi
babası çocuğum okusun, yurtta kalsın, tek derdi bu. Siz bunları niye
tutukluyorsunuz arkadaşlar?” dedi.
ÖĞRENCİLERİ DERHAL SERBEST BIRAKIN
Süleyman Soylu, niye
tutukluyorsun sen öğrencileri? Senin gücün yetiyorsa, mafyayla uğraşsana. Sana
uyuşturucu baronunun konteyner numaralarını verdik, onu tutuklasana. Kara para
aklayıcılarını yurtdışına çıkartan Süleyman. Sen niye öğrencilerle annesinin,
babasının evlatlarıyla uğraşıyorsun, hiç mi yüzün kızarmıyor? Senin bir tek
gücün on sekiz, on dokuz, yirmi yaşındaki öğrencilere mi yetiyor? Onların
cebinde kokain mi buldun? Onların cebinde silah mı buldun? TRT'nin önünde
makinalı tüfekleri dağıtıyorsun, şimdi de kalkıyorsun doksan tane öğrenciyi
gözaltına aldırıyorsun. Ne gerekçeyle gözaltına aldırıyorsun? Yavrular
çıkmışlar, demişler ki: ‘Okuyacağız, sokakta yatıyoruz.’ Ya Allah ıslah etsin,
daha beter söyleyeceğim, Allah ıslah etsin seni. Seni Türkiye Cumhuriyeti'nin
başına saranları de Allah ıslah etsin ya. Seni hala orada tutanları da Allah
ıslah etsin. Bu kadar kepazelik olur mu? O gençler derhal serbest bırakılacak,
derhal... Bütün milletvekillerimizi görevlendirdik, hukukçu milletvekillerimizi
görevlendirdik. Sen uyuşturucuyla, kaçakçılarla, onlarla uğraş. O gençleri
derhal bugün serbest bırakacaksınız.
SUÇLU MARKETÇİ DEĞİL, AKP’DİR
Numan Kurtulmuş çıkmış,
"bir kere siyasetçinin dürüst ve ahlaklı olanına bakacaksınız." Bize
ahlak öğretiyor, diyor ki Numan Kurtulmuş: ‘Devletin kendisine vermiş olduğu
Türk lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır.’ Ben sana ahlaksızlık
nedir söyleyeyim Numan Kurtulmuş. Bir siyasi parti seni genel başkan yapıyorsa,
sen genel başkan olduktan sonra milletin huzuruna çıkıp da ‘bu AKP'ye dünya laf
söylüyor, kendi seçmenlerine ben buradayım, bana güvenin’ diyorsa, ondan sonra
da bir bakanlık uğruna kendi seçmenini ve partini satıyorsan, işte tam
ahlaksızlık budur. Ahlaksız bir siyasetçinin söylediğine kimse güvenmez.
Ahlaksızlık, yol arkadaşlarını satmaktır. Ahlaksızlık, partini satmaktır.
Sadece bu yeter mi? Bak sana bir ahlaksızlık daha söyleyeyim: Senin kendi
partini satarak geldiğin AKP'nin politikaları doğrultusunda vatandaştan Türk
lirası olarak vergileri toplayıp, beşli çeteye ve yandaşlara dolarla ihale
vermek ahlaksızlığın dik alasıdır. Bir insanda birazcık utanma olur. Sen kimsin
de millete ahlaksız diyorsun? Sen hiç aynaya bakmıyor musun? Sen hangi yüzle
millete ahlaksız diyorsun? Türk lirasını yerle yeksan etmişsin, insanlar
çaresiz, bir lokma ekmek peşindeler. Sen televizyonlara çıkmışsın, ahlak dersi
veriyorsun. Senin ahlak dersi verecek halin mi var? Biz söylüyoruz... ‘Efendim
stokçular, depocular, bilmem neler suçludur.’ Depoculuğu hortlatan sizlersiniz,
stokçuluğu hortlatan sizlersiniz. Biz diyoruz ki, çiğ süte yüzde 47 zam geldi,
bunu kim yaptı? Üreticiler mi? Yem fiyatlarını arttırıyorsun, girdi fiyatlarını
arttırıyorsun, üreticiler ne yapacağını bilemiyor. Bu koydukları zamla bile
kendilerini kurtaramaz hale gelmişler. Yumurta öyle, ekmek öyle, simit öyle,
her şeye zam geliyor, ‘efendim suçlu marketçi...’ Suçlu marketçi değil, senin
gibi ahlak yoksunu iktidardakilerdir. Suçlu AKP iktidarıdır. Sen kimsin de
millete ahlaksız diyorsun?
T.C.'DEN RAHATSIZSINIZ?
Türkiye Cumhuriyeti devleti
hemen acilen Türkiye Cumhuriyeti'nden neden rahatsız oluyor açıklamalı. Neden T.C.'den
rahatsızsınız? T.C.'nin yerine ne getirmek istiyorsunuz? Şimdi bir gazetede, ‘camilerde
bundan sonra tabelalarda T.C. olmayacak.’ Ne olacak? Cumhurbaşkanlığı forsu
olacak. Ne demek ya? Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nden daha yüksek bir
yerde mi? Cumhurbaşkanı başka bir ülkenin cumhurbaşkanı mı? Cumhurbaşkanı
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı değil mi? Buradan Sayın Devlet Bahçeli'ye
de sesleniyorum: Hatırlıyorum bir konuşmanızı, ‘T.C. ile uğraşanların hepsinden
hesap soracağım’ demiştiniz. ‘O tabelaların hepsine T.C.'nin tekrar mührünü
vuracağım’ demiştiniz. Ortağınızın yaptığı bu gerçekten T.C.'ye düşmanlığa
karşı söyleyecek bir sözünüz var mı? Bunu lütfen açıklayın. Ne istiyorsunuz?
Öğrenciden ne istiyorsunuz? T.C. damgasından ne istiyorsunuz? Türkiye
Cumhuriyeti'ndeki yurttaşlardan ne istiyorsunuz? Açık net, uyuşturucu baronları
sizin dostunuz. Açık net, mafyalar, Çakıcı'lar sizin dostunuz. Onlar sizin için
yorum yapıyorlar, kolluyorlar. Cezaevinden çıkarttığınız katiller sizin
dostunuz, El Kaide militanları sizin dostunuz. Ama Türkiye Cumhuriyeti
öğrencileri sizin düşmanınız; T.C'ye siz düşmansınız.
ASGARİ ÜCRETTEN VERGİYİ KALDIRIN
Türkiye Cumhuriyeti'nde şu
anda Meclis Genel Kurulu'nda bütçeyi konuşuyoruz ve siz, bize konuşacak bütçe
bırakmadınız, vatandaşın bütçesini yerle bir ettiniz. Şimdi diyorsunuz ki: ‘Biz
asgari ücreti açıklayacağız millet bayram edecek’ Milletin belini kırmışsınız,
‘öyle bir yapacağız ki, millet şaşıracak...’ Yahu millet düştüğü durumda size
artık şaşıracak hali kalmadı. Siz asgari ücreti 180 dolar aşağıya çektiniz. Şu
anda karşılığı 5 bin liradır. Şu anda getirmeniz gereken rakam 5 bin TL'dir.
Gerçi siz 5 bin TL verseniz dahi vatandaşı geçinemeyecek duruma getirdiniz. Ev
kiraları bin 500, 2 bin, 2 bin 500 TL... Peynir, süt, simit, ekmek, almış
başını gidiyor. Bir de çıkmışlar, gülerek, insanların yüzüne bakarak, yüzleri
kızarmadan diyorlar ki: "Efendim biz size öyle bir asgari ücret vereceğiz
ki..." Asgari ücretten vergiyi kaldırın. Asgari ücretten vergiyi kaldırın;
işvereni de, işçiyi de, emekçiyi de, emekliyi de memnun edecek asgari ücret,
5000 liranın üzerindeki asgari ücrettir. O da ancak telafi eder, ancak telafidir,
başka bir şey değildir. O yüzden bu iktidar bir an önce ayağını denk alsın.