‘Pandemiyle müziğin ne alakası var?’
“Bir yasak daha getirdiler.
Müzik yasağı. Pandemi önlemlerini açıklarken söylüyor bunu. Hani ‘Merkez Bankasının
döviz rezervlerini pandemi döneminde harcadık’ diyor ya, ki daha önce de
söyledim bu doğru değil. Milletin gözünün içine baka baka gerçekleri
çarpıtıyorlar. Rezervleri pandemiden önce eritmeye başladılar. Pandemi
başlamadan rezervler sıfıra düşmüştü zaten. Sığınabilecekleri bir tek koronavirüs
var, ona sığınıyorlar. Gene aynısını yapıyorlar. Pandemiyle müziğin ne alakası
var? Sizin müzisyenlerle alıp veremediğiniz ne var? Bu nasıl bir
akıldışılıktır? Gidip de başkasından ‘benim ihtiyacım var’ demeye çekindiği için
canına kıyan kaç müzisyen oldu bu ülkede. Müzisyenlerin hepsi açlığa mahkum
edildi, inanılır gibi değil.”
‘Özgürlük mücadelesi veren
insanlardan aldığınız yetkiyle başka insanların özgürlüğünü kısıtlamanıza izin
vermeyeceğiz’
“Esas siz kusura bakmayın Sayın
Erdoğan. Bu toplum birbirine saygı duymayı sizin yasaklarınızdan öğrenmeyecek.
Bu toplumun birbirine saygısı sizin yasakçı zihniyetinizden çok daha güçlü,
merak etmeyin. Siz; inanç özgürlüğü yasaklanan, eğitim hakkı yasaklanan
insanların onurlu mücadelesiyle iktidara geldiniz. Şimdi yıllarca özgürlük
mücadelesi veren o insanlardan aldığınız yetkiyle, başka insanların özgürlüğünü
kısıtlamaya çalışıyorsunuz. Biz buna izin vermeyeceğiz. Yasaklarla, baskılarla
sanatı ve toplumu şekillendiremeyeceksiniz.”
‘Pandemiyi baskı mazeretine
çevirdiler’
“Neymiş, çok ses oluyormuş.
Koronavirüsten önce ses olmuyor muydu? Müzik aletinden ses çıkmasını
koronavirüs mü sağladı? Pandemiyi, bu sağlık afetini, baskı mazeretine
çevirdiler. Bu çok önemli bir zihniyet meselesi. Biz, toplumun tüm kesimleriyle
el ele veren, karşılıklı saygının esas olduğu bir anlayışla yola çıktık. Yasaklara
daha fazla müsaade etmeyeceğiz.”
‘Ekonomiyi düzeltmenin yolu hukuktan geçer diye yazıp
günde on defa tekrarlamaları lazım’
“Reçete çok basit. Aylardır söyleyip
duruyoruz ama kopya çekmeyi bile beceremiyorlar: Ekonomiyi düzeltmenin yolu
hukuk devletinden geçer. Türkiye’yi
yönetenlerin bunu büyük puntolarla masalarının üzerine yazmaları lazım. Her
gün, sabah akşam, on defa onu okumaları, tekrarlamaları lazım. Yanlarında çalışanlara
da ‘Bana günde on defa hatırlat; ekonomiyi düzeltmenin yolu hukuktan geçer’
demeleri lazım. Ama maalesef bunların artık hakla hukukla ilgisi kalmamış.”