Programa siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu
temsilcileri ve Sakarya’nın önde gelenlerinden birçok misafir katıldı.
Program saat 19.54’de Mekke’nin Fethi tanıtımı için hazırlanan
video ile başladı. Başından sonuna kadar liseli gençlerin görev aldığı program
izleyenler tarafından büyük beğeniyle karşılandı.
Açılış konuşmasını yapan Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şube
Başkanı Ali Ahmet Çelik: Cenabı Allah, her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz
“İnsanlığa Bir İnşirah Mekke’nin Fethi” programımızı hayırlara vesile kılsın.
Bizler kardeşler topluluğuyuz. Bu salondakiler, bu salonda bulunmayanlar, 82
milyon Türkiye, 1 milyar 800 milyon tüm dünya Müslümanları ile biz bir
kardeşler topluluğuyuz. Ve yine bizler, Müslüman olsun ya da olmasın tüm
insanlara faydalı olmayı inancımızın gereği sayan bir topluluğuz.
ŞAPKAYI ÖNÜMÜZE KOYMA VAKTİ GELDİ
Böyle güzide bir topluluğun mensubu olan bizler bugün değerlerimizi
her zamankinden daha çok temsil etmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Bu anlamda
bizler bugün tüm herkesin amasına fakatına bakmadan geniş çaplı bir özeleştiri
yapması gerektiğini düşünüyoruz. İşte o zaman ki Mekke’nin Fethi
Programlarımızın da bir manası olabilir. Yoksa Müslümanlar olarak yaşadığımız
bu dönemde hakiki bir özeleştiri yapmadan eski fetihleri kutlamanın hiçbir
manası kalmamaktadır. Fethin manasına erişebilmek için, yeni fetihlere yol
almak için, gelecek nesillerimizin kalplerini fethedebilmek için artık
kendimizi gerçek manada bir hesaptan geçirmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Bugün maalesef ki İslam insanlarımız arasında konuşulan ama
yaşanmayan, anlatılan ama uygulanmayan, tavsiye edilen ama uyulmayan bir yaşam
tarzı haline gelmiştir. Ve ne yazık ki Müslümanlar olarak çok yönlü krizler
yaşadığımız küresel çağda İslam’ın güzelliklerinin, değerlerinin hayatlarımızda
yansımaları gittikçe belirsizleşmektedir.
MODERN DÜNYA’NIN İÇİNDE KAYBOLAN İNSANLIK
İnsanımız modern dünyanın buhranları içinde kaybolmaktadır.
Allah’ın yasak kıldığı içki ve kumar her tür çeşidiyle rağbet görmekte, zinalar
ve yasak ilişkiler çoğalmakta, ailelerde huzursuzluk ve boşanma oranları
artmakta, toplumda psikolojik sorunlar ve intihar vakaları yayılmakta,
teknoloji; aileler ve toplum arasındaki ilişkiyi-muhabbeti baltalamaktadır.
Adalet yalnızca mahkeme duvarlarında asılı durmakta, liyakate hiçbir resmi veya
sivil kurumlarımızda önem verilmemekte, iltimas ve adam kayırmacılık hak
görülmekte, yolsuzluk ve rüşvet alıp başını götürmekte, zulüm
normalleşmektedir.
Halbuki bugün fethini kutladığımız Mekke’nin Fatihi Efendimiz (sav)
ümmetine böyle bir miras bırakmış değildir. O; müşrikler tarafından türlü
işkencelerle, zulümlerle çıkarıldığı yurduna geri döndüğünde, Mekke’yi
fethettiğinde devesinin üzerinde secde ederek şehre girecek kadar tevazu sahibi
ve kendisine zulmedenleri affedecek kadar merhametli bir peygamberdi.
İslam konuşulsun diye değil; yaşanılsın diye indirilmiş bir dindir.
Bu yaşantının da en güzel örneği Efendimiz’dir. O’nun öğrettikleri üzerinden
diyebiliriz ki; Müslüman zulüm kimden gelirse gelsin ve mazlum kim olursa olsun
zulme karşı olan, mazluma sahip çıkan insan demektir. Bugün hangimiz
yaşadığımız bireysel, toplumsal ve küresel meselelerde bu ölçüye göre hareket
ediyoruz? Müslüman kendi ve yakınlarının aleyhine bile olsa adaleti ayakta
tutan insan demektir. Hak kavramının gerekliliklerini yerine getiren, hakkı
olmayana elini uzatmayan, bir başkasının hakkına göz dikmeyen, yalnızca Hakk’ın
rızasını gözeten insan demektir. Güvenilir olmaktır, ahlaklı olmaktır, adil
olmaktır İslam.
Burada sözlerimin başına atıfta bulunarak bugün değerlerimize sahip
çıkma ve yaşamada her zamankinden daha çok hassasiyet göstermemiz gerektiğini
tekrar belirtmek istiyorum. Zira bugün çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya
bulunmakta olduğumuzu söyleyebilirim. Genç kuşaklarımız bizim yaşadığımız
İslam’ı, daha doğrusu bizim yaşadığımızı iddia ettiğimiz İslam’ı, günlük
hayatta karşılaştıkları Müslümanlık örnekliklerini görerek yüzyıllardır bu
toprakların kimliği olan inancımız, değerlerimiz ve hassasiyetlerimizle ilgili
sorgulamaya gitmektedirler.
SORUNLU GENÇLER DEĞİL ÖRNEK OLMAYAN BÜYÜKLER
Fakat biz diyoruz ki; bugün kamuoyunda Z Kuşağı olarak tanımlanan
bir problemimizden daha çok Z Kuşağı olarak yaftaladığımız gençlerimize
örneklik oluşturacak bir üst kuşak problemimiz vardır. Kuranı Kerimde Rabbimiz
‘’Niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz’’ diye bizleri uyarırken;
gençlerimiz, evlatlarımız, çocuklarımız büyükleri olan bizlerin
söylediklerimizin yaptıklarımızla uyuşmadığını görmektedir. Bir an önce en
başta kendi dünya ve ahiretimiz için ve gelecek kuşaklarımız için kendimize
Rabbimizin uyarıları ve emirleri doğrultusunda çeki düzen vermemiz
gerekmektedir. Bugün tekrardan, yeniden, bir kez daha Mekke’nin Fethini ve
özündeki manayı kavramamız gerekmektedir.
Bu doğrultuda elbette ki her yıl 31 Aralık’ta Anadolu Gençlik Derneğimiz
olarak Türkiye’nin 81 ilinde 600 farklı noktasında düzenlenen Mekke’nin Fethi
Programları; birtakım organizasyonların alternatifi olarak değil; insanımızın
hataya, günaha düşmemesi için uyarı ve de Mekke örnekliği üzerinden
değerlerimizi hatırlatma görevidir.
Sözlerimi toparlarken gençlerimizin öneminin farkında olan ve her
daim bu farkındalıkla hareket eden Anadolu Gençlik Derneği olarak, bugün burada
bu programın gerçekleştirilmesinde başından sonuna kadar tamamıyla ortaokullu,
liseli ve üniversiteli gençlerimizin yer aldığını belirtmek ve onlara il
başkanları olarak, bir ağabeyleri olarak teşekkür etmek istiyorum. Bu salonda
görev alan, aylardır gecesi ve gündüzüyle bu programın gerçekleşmesi için
gayret gösteren, sahnede şiir okuyacak ortaokullu Mehmet Emin kardeşimden
tiyatro oynayacak İbrahim Eymen kardeşime, sunuculuk yapan liseli Yavuz Selim
kardeşimden, rejide duran Ensar kardeşime, kuliste ortaokullu kardeşlerinin
başında duran Mehmet Fatih kardeşime, salonun dış kapısından itibaren
misafirlerimizi karşılayan üniversiteli Cihan kardeşimden salon içinde görevli
olan Eren kardeşime kadar tüm gençlerimize teşekkür ederim.
EKREM YÜCE PRGRAMA KATILDI
İl Başkanı Ali Ahmet Çelik’in konuşmalarının ardından programa
katılanlar arasında yer alan Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce misafirlere
seslendi. Yüce’nin konuşmasından sonra
sahneye kaşif grubu öğrencileri yakın
zamanda ahirete uğurladığımız Türk Şiirinin Büyük Ustası Sezai Karakoç’un
“Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” şiirini seslendirdiler. Şiir sunumunun
ardından yapılan Tiyatro gösterisi ilgiyle izlendi.
MUSTAFA AYDIN HOCA MEKKE’NİN FETHİ PROGRAMINI
ANLAMLANDIRDI
Mustafa AYDIN konuşmasında; “Müslümanlar adil olmadan, Peygamber
Efendimizin hayatını kendine rehber edemeden kurtuluşa eremeyecektir. Küçük
büyük, yaşlı, genç demeden herkesin hakkını gözeten Peygamber Efendimizin
hayatı bizim de hayatımızın başköşesinde durmalıdır.” dedi.
Mustafa AYDIN Hoca’nın konuşmasının ardından Örnek Şahsiyetler
sunumu liseli gençler sahne aldı. Cevher Dudayev’in, Muhammed Mursi’nin, Şeyh
Şamil’in, Furkan Doğan’ın, Malcolm X’in, Şeyh Ahmed Yasin’in, Aliya
İzzetbegoviç’in, Abdulaziz Er-Rantisi’nin, Necmeddin Erbakan’ın, Tarık
Kesekçi’nin ve Ömer Muhtar’ın canlandırıldığı sunumda birlik, beraberlik ve
ümmet bilinci vurgulanırken gönüllerinde hoş bir seda bıraktı.
EZGİ ve MARŞLARI İLE ABDULBAKİ KÖMÜR
Ezgi ve marş geleneğinin duayenlerinden olan Abdulbaki Kömür
seslendirdiği ezgilerle salonda bulunanların kulaklarının pasını sildi.
Program, Fetih çalışmalarında yer alanların çektirdiği hatıra
fotoğrafı ile nihayete erdi.