Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Fuat Sezgin ve Bilim Dünyamız’ konulu panel ile devam etti. AKM’de gerçekleştirilen ve Prof. Dr. Mustafa Kaçar, Prof. Dr. Bedizel Aydın, Prof. Dr. Mehmet Yaşar Ertaş ve Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun konuşmacı olarak katıldığı panelde Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Furkan Beşel ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk’ün yanı sıra çok sayıda kültür sanat dostu yer aldı.
Bilimin batıya
ait olduğu yargısını kırdı
Fuat
Sezgin’in önemli çalışmalara imza attığından bahseden Prof. Dr. Bedizel Aydın,
“Fuat Sezgin hoca bir bilim adamıydı ve gerçekten bir bilim adamı olarak önemli
işlere imza attı. Fuat Sezgin’i bunun ötesinde farklı kılan bir başka yönü var.
İslam dininin bilimsel çalışmalara engel teşkil ettiği, İslam medeniyetinin
antik yunan medeniyeti ürünlerini Avrupa’ya aktaran bir köprü görevi olmanın
ötesinde herhangi bir katkıda bulunmadığı ve buna bağlı olarak bilimin batıya
ait olduğu gibi yargıların kırılmasında özellikle Fuat Bilgin’in çalışmaları
fevkalade kıymetlidir” dedi.
Bilim tarihi
çalışmalarının önünü açtı
Fuat
Sezgin’in neden kendini bilime adadığı ile ilgili konuşan Prof. Dr. Mehmet
Yaşar Ertaş, “Fuat Sezgin Müslüman bir aydındı. Kendi dinine ve milletine
bağlı, çalışkan, azimli, sebatkâr projeleri ve çalışmalarıyla gerçekten dudak
ısırtacak kadar verimli bir bilim insanıydı. Onun ortaya koyduğu eserler ve
projeler muazzamdır. Fuat Hocanın bir taraftan oryantalist çevrenin etkisiyle
ve onların tedrisatıyla çalışma yaparken diğer taraftan Müslüman camianın bir
ferdi olarak İslam dünyasının bilim dalında gördüğü lüzum ile dertlenmiş
birisidir. Bu sayede tarihsel bir çizgide değerlendirirsek yaptığı çalışmalarla
çok sayıda bilim tarihi çalışmalarının önünü açmıştır” dedi.
Bir davası,
bir derdi vardı
Doç.
Dr. Tuncay Zorlu, “Fuat Hoca 94 yaşına kadar durmak bilmeden çalışan bir bilim
insanıydı. Hocamızın bir davası, bir derdi vardı. Öyle bir derdi vardı ki bin
dermana değişmezdi. İslam dünyasının hak etmediği bir durumda olduğunu, aslında
büyük bir birikime sahip olduğunu ortaya koymak ve İslam dünyasında yer alan
‘yapamayız’ düşüncesini bizatihi yenmek istiyordu. Bunu da yaparken hamasi
hareket etmiyordu. Yani yapmışızdır diyerek değil, kesin kaynak üzerinden
hareket ederek yapıyordu” dedi.
Ömrünü bilime
adadı
Prof.
Dr. Mustafa Kaplan, “Fuat Hoca çok az uyur çok fazla çalışırdı. Bir insanının
üç günde üreteceğini o bir günde üretmeye çalıştı. Ömrünün büyük kısmını bilime
adadı. Bizimde misyonumuz bence bu olmalı. Yani geleceği şekillendirecek kendine
güvenen komplekslerinden arınmış bilim ve teknolojide çığır açacak yeni
nesiller üretmeliyiz. Gerçekten gelecek nesillerimizin bu insanlık kültürüne
büyük katkılarda bulunmasını istiyorsak Fuat Hocamızın başlattığı bu misyonu
devam ettirmemiz gerekiyor” dedi.