Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da önemli açıklamalar yaptı. Perinçek, Akdeniz’de gemimize yönelik hukuk dışı baskının, Türkiye’ye karşı hem içerde hem dışarda önemli mesajlar içerdiğini ve kritik gerçeklerle yüzleşmemizi sağladığını belirtti. Perinçek’in açıklaması özetle şöyle:
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, geçen Salı günü Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu Programı’nda gündemi değerlendirdi. Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur ve Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel’in sorularını yanıtlayan Perinçek, Akdeniz’de Türk gemisine yönelik baskınla ilgili önemli saptamalarda bulundu. Perinçek şunları söyledi:
“KARŞIMIZDA SİLAHLI GÜÇ KULLANAN AB”
Türk bandıralı gemiye, kaptanın ve Türkiye’nin izni alınmadan zorla çıkılmıştır. Buradaki olay, Yunan Kaptanlı, Alman fırkateyni askerlerinin Türk ticaret gemisine silah zoruyla çıkması yani işgalidir. Gemideki Türk bayrağı ne demek, burası Türk toprağı demek! Evet, uluslararası hukukun ihlalidir ama bunun ötesinde, çok açık bir şekilde Türkiye’nin küçük düşürülmek istendiği bir meydan okuma görüyoruz. Karşımızda, Türkiye’ye karşı silahlı harekât yürüten Avrupa Birliği var.”
ABD VE AB’NİN ORTAKLIĞI
TÜRKİYE’YE AB ÇUVALI
“AB Deniz Kuvvetleri, namluları dayayıp mürettebatımızı ve kaptanımızı bir süreliğine esir aldılar. Bir de elleri havadayken, fotoğraflarını çekip dünyaya servis ettiler. Ülkemize ABD’den sonra bu kez de AB çuval geçirmiş bulunuyor.”
Perinçek, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de yöneltilen tehdidin merkezinde ABD var. AB de ABD’nin ortağı konumunda. Yunanistan ve Güney Kıbrıs tamamen Amerika’nın güdümünde; yanlarında İsrail de var. Fransa son zamanlarda Türkiye’ye açıkça namlularını çevirdi. Şimdi de Almanya, daha doğrusu Atlantik Almanya’sı, firkateyniyle o cepheye katılmış gözüküyor. Bu devletlerle birlikte ABD ve İsrail, Türkiye’ye karşı yıllardan beri Noble Dina ve Nemesis tatbikatlarını yapıyorlar. ABD’nin 2002 yılında Nevada’da sahnelediği Millenium Challenge 2002 Tatbikatı’nda da, hedef ülke Türkiye’ydi ve ülkemizin 96 saat içinde işgali öngörülüyordu.”
BIDEN CEPHESİNDEN ERDOĞAN İKTİDARINA KARŞI ATAK
Saldırının Erdoğan hükümetine zarar verdiğini belirten Perinçek şu ifadeleri kullandı: “Atlantik cephesinden, Biden merkezli cepheden Türkiye’ye yönelik ve hükümeti hedef alan bir harekât olduğu apaçık ortada. RAND Corporation raporunda yer alan ve Biden’ın da ilan ettiği ‘Erdoğan iktidarını devirme’ planı doğrultusunda kritik bir atakla karşı karşıyayız. Söz konusu planda, CHP- İYİ Parti- HDP- Sadet Partisi - Davutoğlu- Babacan ve Gül’e verilen ‘hükümeti birlikte yıkma’ görevi var. Kılıçdaroğlu da Biden’a çağrıda bulunarak “Türkiye’deki demokrasi hareketlerini destekleyin” talebini iletti. İşte gemi baskını, Atlantik güçlerinin bu talebe yanıtıdır. Kılıçdaroğlu’nun “demokratik destek” talebine Doğu Akdeniz sularında olumlu yanıt verildi. Biden Projesine göre, Türkiye’ye “demokrasi”, emperyalist namlularla getiriliyor.”
ABD B.ELÇİLİĞİ’NİN YARATICI YIKICILIK MERKEZLİ YENİ PROJESİ
“Şimdi de ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden bir bağış programı açıklandı. ABD diyor ki ‘Ben Türkiye’de sivil toplum örgütlerine para dağıtacağım.’ LGBT, insan hakları, medyaya destek, hukukun üstünlüğü gibi kategoriler belirleyerek 5 bin dolardan 50 bin dolara kadar hibe vereceğini duyuruyor. Özetle Türkiye’de Amerikancı hareketlenmelere fon sağlayacağını ilan ediyor. Türkiye’deki “Biden Tayfası”nın, “Yaratıcı Yıkıcılık” programına kaynaklar hazırlanıyor. Biden henüz koltuğa oturmadan Kılıçdaroğlu’nun istediği destekler gelmeye başladı.”
TÜRKİYE’NİN AB’DE BİR YERİ VAR MI?
Perinçek, gemi baskınının, hükümet katından da savunulan, ‘AB’ye üye olma hedefinin’ yanlışlığını bir kez daha kanıtladığını vurguladı: “Türk kaptanın ve mürettebatın elleri havada görüntüsü, Türkiye’nin AB’deki yerini ortaya koymaktadır. AB üyeliğini isteyen, egemenliğinden vazgeçmek zorundadır. Öte yandan Avrupa Birliği, Zenginler Kulübü ve Hıristiyan Kulübü’dür. Türkiye’nin AB kapısına bağlanması, bir Atlantik-ABD formülüydü. Hatırlayacaksınız Türkiye aday yapıldığı zaman Avrupa’da karikatürler çıkmıştı. Bir Avrupa binasının kapısının önüne bir köpek kulübesi konmuş üzerine bizim şanlı Türk bayrağı vardı. O karikatürdeki gibi bir Türkiye ve Avrupa yok.”
ALMANYA KARŞISINDA DOĞRU SİYASET
Almanya’nın söz konusu cepheleşmede tam olarak nerede konumlandığına ilişkin görüşlerini paylaşan Perinçek, şu tespitleri yaptı: “Almanya içindeki Atlantikçi eğilimin Türk gemisine karşı bu küstahça saldırıyı tezgâhladığını görüyoruz. Ancak Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin ABD hegemonyasından kurtulma eğilimlerini dikkate almak gerekir. Tabii Almanya dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Böyle büyük sermayesi olan bir ülke, ABD’nin uydusu olamaz. Mesela siz Almanya’yı, bir Güney Kıbrıs gibi bir Yunanistan gibi yönetemezsiniz. Almanya’nın büyük tekellerine karşı, büyük sermayesine karşı Amerika bazı operasyonlar yapmaya kalktı. Aralarında bir rekabet var. İşte ben ‘iki Almanya var’ derken sosyo-ekonomik temellerden bahsediyorum. Dolayısıyla, Türkiye doğru bir siyaset izlediği zaman Almanya’nın Amerika karşısında bu ayrışmasını değerlendirebilir. Emperyalist Alman devletinden söz ediyoruz. Bunlar tabii bizim istediğimiz şekilde dost olmazlar, ama en azından Türkiye’ye karşı düşmanca olmayan konumlara Almanya’yı çekebiliriz Hükümetin Almanya’ya karşı yaptığı açıklamalarda bir uyanış gördüm, onu da memnuniyetle belirtiyorum.”
DOĞU AKDENİZ’DE NE YAPMAK GEREKİYOR?
Perinçek, Türkiye’nin Vatan Savaşı ve Mavi Vatan’daki egemenlik hakları için stratejik noktaya dikkat çekti: “İrini Tatbikatı’nda başlatılan uygulama, yeni tehditlerin habercisidir. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin öz gücünü geliştirmek yanında ittifak birikimini hayata geçirmesi, en önemli güvenlik görevidir. Bu bağlamda, Atlantik güçlerine verilecek en etkili yanıt, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Rus, Çin ve İran donanmasıyla Doğu Akdeniz’de ortak tatbikat yapmasıdır. Türkiye, Karadeniz, Hazar, Akdeniz, Kızıl Deniz ve Umman Denizi’ne uzanan tek cephede bütünsel bir strateji kurmak zorundadır. Vatan Partisi’nin Karadeniz Akdeniz Dostluk ve Barış Planı, bu açıdan ele alınmalıdır.”
“BIDEN TAYFASI ÇIKMAZDA”
Perinçek son olarak şu vurguyu yaptı: “Biden Tayfası’nın arzuladığı ortam, Türkiye’yi, Amerika’nın esiri haline getirir. Ama esir haline getirmenin yolları, Türkiye’nin harap ve teslim olmasıdır. Bilmeleri gerekir ki bu yol kapalı. Biden Tayfası çıkmazı temsil ediyor. Onların başarılı olma şansı sıfır. Türkiye’yi, ABD’yle birleşerek birleşerek yenme şansları yok. Bunu, Irak’ta başaramayan, Suriye’de başaramayan ABD, Türkiye’de hiç başaramaz ve başaramayacaktır! ABD son olarak da Kafkaslarda kaybetti. Doğu Akdeniz’de belli dengeler var, henüz sorun çözülmedi ama orada da ABD’nin karşısına baş edemeyeceği güçler diziliyor.”
- Karşımızda Türkiye’ye karşı silahlı harekât yürüten ve baskının fotoğraflarını dünyaya servis eden Avrupa Birliği var.
- ABD’den sonra bu kez de AB çuval geçirmiş bulunuyor. Türkiye’ye açıkça meydan okunuyor.
- Baskının arkasında, Avrupa içindeki Biden – ABD güdümlü cephe var. Akdeniz’deki bu tehdit, ABD’nin daha önceki tatbikatları Noble Dina, Nemesis ve Türkiye’yi işgal planı “Millenium Challenge”la birlikte değerlendirilmelidir.
- Baskın, RAND – Biden planındaki “Erdoğan iktidarını yıkma” hedefi doğrultusunda Atlantik güçlerinin bir atağıdır.
- Atlantik güçleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “demokratik destek” talebine Doğu Akdeniz sularında yanıt vermişlerdir.
- Türk kaptanın ve mürettebatın elleri havada görüntüsü, Türkiye’nin AB’deki yerini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin AB kapısına bağlanması, bir Atlantik formülüydü.
- Almanya içinde iki ana eğilim var. Birincisi, Türkiye’ye karşı bu saldırıya ortak olan Atlantikçi Almanya. Diğeri, ABD hegemonyasından kurtulmaya çalışan Almanya. Doğru bir dış politikayla Almanya düşman olmayan konumlara çekilebilir.
- Türkiye’nin vereceği en etkili yanıt, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Rus, Çin ve İran donanmasıyla Doğu Akdeniz’de ortak tatbikat yapmasıdır.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, geçen Salı günü Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu Programı’nda gündemi değerlendirdi. Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur ve Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel’in sorularını yanıtlayan Perinçek, Akdeniz’de Türk gemisine yönelik baskınla ilgili önemli saptamalarda bulundu. Perinçek şunları söyledi:
“KARŞIMIZDA SİLAHLI GÜÇ KULLANAN AB”
Türk bandıralı gemiye, kaptanın ve Türkiye’nin izni alınmadan zorla çıkılmıştır. Buradaki olay, Yunan Kaptanlı, Alman fırkateyni askerlerinin Türk ticaret gemisine silah zoruyla çıkması yani işgalidir. Gemideki Türk bayrağı ne demek, burası Türk toprağı demek! Evet, uluslararası hukukun ihlalidir ama bunun ötesinde, çok açık bir şekilde Türkiye’nin küçük düşürülmek istendiği bir meydan okuma görüyoruz. Karşımızda, Türkiye’ye karşı silahlı harekât yürüten Avrupa Birliği var.”
ABD VE AB’NİN ORTAKLIĞI
TÜRKİYE’YE AB ÇUVALI
“AB Deniz Kuvvetleri, namluları dayayıp mürettebatımızı ve kaptanımızı bir süreliğine esir aldılar. Bir de elleri havadayken, fotoğraflarını çekip dünyaya servis ettiler. Ülkemize ABD’den sonra bu kez de AB çuval geçirmiş bulunuyor.”
Perinçek, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de yöneltilen tehdidin merkezinde ABD var. AB de ABD’nin ortağı konumunda. Yunanistan ve Güney Kıbrıs tamamen Amerika’nın güdümünde; yanlarında İsrail de var. Fransa son zamanlarda Türkiye’ye açıkça namlularını çevirdi. Şimdi de Almanya, daha doğrusu Atlantik Almanya’sı, firkateyniyle o cepheye katılmış gözüküyor. Bu devletlerle birlikte ABD ve İsrail, Türkiye’ye karşı yıllardan beri Noble Dina ve Nemesis tatbikatlarını yapıyorlar. ABD’nin 2002 yılında Nevada’da sahnelediği Millenium Challenge 2002 Tatbikatı’nda da, hedef ülke Türkiye’ydi ve ülkemizin 96 saat içinde işgali öngörülüyordu.”
BIDEN CEPHESİNDEN ERDOĞAN İKTİDARINA KARŞI ATAK
Saldırının Erdoğan hükümetine zarar verdiğini belirten Perinçek şu ifadeleri kullandı: “Atlantik cephesinden, Biden merkezli cepheden Türkiye’ye yönelik ve hükümeti hedef alan bir harekât olduğu apaçık ortada. RAND Corporation raporunda yer alan ve Biden’ın da ilan ettiği ‘Erdoğan iktidarını devirme’ planı doğrultusunda kritik bir atakla karşı karşıyayız. Söz konusu planda, CHP- İYİ Parti- HDP- Sadet Partisi - Davutoğlu- Babacan ve Gül’e verilen ‘hükümeti birlikte yıkma’ görevi var. Kılıçdaroğlu da Biden’a çağrıda bulunarak “Türkiye’deki demokrasi hareketlerini destekleyin” talebini iletti. İşte gemi baskını, Atlantik güçlerinin bu talebe yanıtıdır. Kılıçdaroğlu’nun “demokratik destek” talebine Doğu Akdeniz sularında olumlu yanıt verildi. Biden Projesine göre, Türkiye’ye “demokrasi”, emperyalist namlularla getiriliyor.”
ABD B.ELÇİLİĞİ’NİN YARATICI YIKICILIK MERKEZLİ YENİ PROJESİ
“Şimdi de ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden bir bağış programı açıklandı. ABD diyor ki ‘Ben Türkiye’de sivil toplum örgütlerine para dağıtacağım.’ LGBT, insan hakları, medyaya destek, hukukun üstünlüğü gibi kategoriler belirleyerek 5 bin dolardan 50 bin dolara kadar hibe vereceğini duyuruyor. Özetle Türkiye’de Amerikancı hareketlenmelere fon sağlayacağını ilan ediyor. Türkiye’deki “Biden Tayfası”nın, “Yaratıcı Yıkıcılık” programına kaynaklar hazırlanıyor. Biden henüz koltuğa oturmadan Kılıçdaroğlu’nun istediği destekler gelmeye başladı.”
TÜRKİYE’NİN AB’DE BİR YERİ VAR MI?
Perinçek, gemi baskınının, hükümet katından da savunulan, ‘AB’ye üye olma hedefinin’ yanlışlığını bir kez daha kanıtladığını vurguladı: “Türk kaptanın ve mürettebatın elleri havada görüntüsü, Türkiye’nin AB’deki yerini ortaya koymaktadır. AB üyeliğini isteyen, egemenliğinden vazgeçmek zorundadır. Öte yandan Avrupa Birliği, Zenginler Kulübü ve Hıristiyan Kulübü’dür. Türkiye’nin AB kapısına bağlanması, bir Atlantik-ABD formülüydü. Hatırlayacaksınız Türkiye aday yapıldığı zaman Avrupa’da karikatürler çıkmıştı. Bir Avrupa binasının kapısının önüne bir köpek kulübesi konmuş üzerine bizim şanlı Türk bayrağı vardı. O karikatürdeki gibi bir Türkiye ve Avrupa yok.”
ALMANYA KARŞISINDA DOĞRU SİYASET
Almanya’nın söz konusu cepheleşmede tam olarak nerede konumlandığına ilişkin görüşlerini paylaşan Perinçek, şu tespitleri yaptı: “Almanya içindeki Atlantikçi eğilimin Türk gemisine karşı bu küstahça saldırıyı tezgâhladığını görüyoruz. Ancak Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin ABD hegemonyasından kurtulma eğilimlerini dikkate almak gerekir. Tabii Almanya dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Böyle büyük sermayesi olan bir ülke, ABD’nin uydusu olamaz. Mesela siz Almanya’yı, bir Güney Kıbrıs gibi bir Yunanistan gibi yönetemezsiniz. Almanya’nın büyük tekellerine karşı, büyük sermayesine karşı Amerika bazı operasyonlar yapmaya kalktı. Aralarında bir rekabet var. İşte ben ‘iki Almanya var’ derken sosyo-ekonomik temellerden bahsediyorum. Dolayısıyla, Türkiye doğru bir siyaset izlediği zaman Almanya’nın Amerika karşısında bu ayrışmasını değerlendirebilir. Emperyalist Alman devletinden söz ediyoruz. Bunlar tabii bizim istediğimiz şekilde dost olmazlar, ama en azından Türkiye’ye karşı düşmanca olmayan konumlara Almanya’yı çekebiliriz Hükümetin Almanya’ya karşı yaptığı açıklamalarda bir uyanış gördüm, onu da memnuniyetle belirtiyorum.”
DOĞU AKDENİZ’DE NE YAPMAK GEREKİYOR?
Perinçek, Türkiye’nin Vatan Savaşı ve Mavi Vatan’daki egemenlik hakları için stratejik noktaya dikkat çekti: “İrini Tatbikatı’nda başlatılan uygulama, yeni tehditlerin habercisidir. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin öz gücünü geliştirmek yanında ittifak birikimini hayata geçirmesi, en önemli güvenlik görevidir. Bu bağlamda, Atlantik güçlerine verilecek en etkili yanıt, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Rus, Çin ve İran donanmasıyla Doğu Akdeniz’de ortak tatbikat yapmasıdır. Türkiye, Karadeniz, Hazar, Akdeniz, Kızıl Deniz ve Umman Denizi’ne uzanan tek cephede bütünsel bir strateji kurmak zorundadır. Vatan Partisi’nin Karadeniz Akdeniz Dostluk ve Barış Planı, bu açıdan ele alınmalıdır.”
“BIDEN TAYFASI ÇIKMAZDA”
Perinçek son olarak şu vurguyu yaptı: “Biden Tayfası’nın arzuladığı ortam, Türkiye’yi, Amerika’nın esiri haline getirir. Ama esir haline getirmenin yolları, Türkiye’nin harap ve teslim olmasıdır. Bilmeleri gerekir ki bu yol kapalı. Biden Tayfası çıkmazı temsil ediyor. Onların başarılı olma şansı sıfır. Türkiye’yi, ABD’yle birleşerek birleşerek yenme şansları yok. Bunu, Irak’ta başaramayan, Suriye’de başaramayan ABD, Türkiye’de hiç başaramaz ve başaramayacaktır! ABD son olarak da Kafkaslarda kaybetti. Doğu Akdeniz’de belli dengeler var, henüz sorun çözülmedi ama orada da ABD’nin karşısına baş edemeyeceği güçler diziliyor.”