DEVA Partisi Genel
Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Düzce İl Kongresi’nde konuştu. Babacan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
‘Hakikati halktan gizleyemezsiniz!’
“Ülkeyi yönetenler,
bu salgını da kötü yönetti. Önlem alması ve salgını kontrol altında tutması
gerekenler neredeyse sadece izlemekle yetindiler. Sözde pandemiyle mücadele
için Bilim Kurulu kurdular. Onlardan da hakikati gizlediler. Aylardır
hepimizden vaka sayılarını gizlediler. Daha yeni yeni açıklamaya başladılar ki
uzmanlar bu sayıların da gerçek olmadığını söylüyor. Doğruyu söylemedikleri
ortaya çıktı, hâlâ da gizlemeye devam ediyorlar. Siz bu millete hizmet etmek için
seçildiniz. Bu millete hizmet edecek kişi halktan hakikati gizleyemez. Böyle
bir hakkı olamaz. Göreviniz bu ülkeye, bu millete hizmet etmek olmak zorunda.
Giz-le-ye-mez-si-niz!
Bu halktan bilgi gizleyemezsiniz. Şeffaf olmak zorundasınız. Bunun aması,
fakatı, lâkini yok. Hiçbir mazereti yok. İnsanlar ölüyor. Halkımız ölüyor.
Bundan daha acil, daha önemli hiçbir gündem olamaz.”
Salgın başladıktan
sonra Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı çeşitli reklamlarda şöyle yazıyordu,
hatırlıyor musunuz: ‘Koronavirüs alacağınız tedbirlerden güçlü değildir’. Ben
de buradan hükümete sesleniyorum: Koronavirüs hükümetin alacağı tedbirlerden
güçlü değildir.”
‘Bu halk sizin yanlış politikalarınız
yüzünden ölüyor!’
“Aylardır tedbir
almayan sizsiniz. Aylardır yapılması gerekenleri söyleyenlere kulaklarını
kapatan da sizsiniz. Bugün eğer bu kadar fazla can kaybediyorsak, bugün eğer
hastalık hızla yayılıyorsa, bu sadece iktidarın yanlış politikasından
kaynaklanıyor. Kimse suçu başka yerde aramasın.
Salgınla mücadele iyi yönetilmedi. Özellikle hazirandan beri, neredeyse hiç
önlem alınmıyor. T'urizmden biraz para gelsin de ekonomi
hareketlensin‘ zihniyetiyle baktıkları için önlem almadılar. Hastalığın
yayılmasını umursamadan vatandaşa 'maske tak‘ demekle yetindiler. Bugünlerde, resmi verilere göre, günde
yaklaşık 200 vatandaşımızı kaybediyoruz. Özellikle 'resmî’ diyorum. Gerçek sayıdan emin değiliz. Hiçbir şey olmuyormuş gibi iş hayatı devam ediyor. Alışveriş merkezleri açık. Adliyeler açık. Belediyeler açık. Tüm
kalabalık mekânlar açık. Bu halk sizin salgını kötü yönetmeniz nedeniyle, yanlış politikalarınız
nedeniyle ölüyor. Artık buna bir son verin!”
‘Vatandaş can, Cumhurbaşkanı muhalefete
saldırma derdinde’
“Geçtiğimiz
pazartesi gecesi cumhurbaşkanı salgınla ilgili yeni önlemleri canlı yayında
açıkladı. Tüm Türkiye ne olacağını merak ettiği için ekran başındaydı. Ama huylu
huyundan hiç vazgeçer mi? Vatandaş can derdinde bunlar başka bir şeylerin
derdinde. Yine başladı muhalefete saldırmaya.
Sayın Erdoğan, bir
kez olsun, mesela söz konusu sağlık iken, aklınıza tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı
olduğunuz gelmiyor mu? Bir kez olsun, anayasa gereği tarafsız olmanız gerektiği
aklınıza gelmiyor mu?
Kavgasız,
hamasetsiz konuşamıyorlar. Ülke bütünlüğünü değil kutuplaştırmayı ilke
edinmişler. Ama biz bu zihniyeti kabul etmiyoruz. O yüzden biz, tüm Türkiye’nin sesi olmak için
çalışacağız. Ayrımcılık yapmadan ülkemizin ve halkımızın menfaatleri için
çalışacağız.”
‘İdeolojik
denetim aracına dönen RTÜK en son Habertürk’e ceza kesti’
“Şu anda
hastanelerde yer yok. Yoğun bakımlar doldu. İnsanlar torpil ayarlamaya çalışıp
yakınlarına yatak arıyor. Halkımız nefessiz kalıyor, tedavi imkânına
ulaşamıyor. Bunları medyada görebiliyor muyuz?
Bu
vesileyle, hâlâ çoğulcu demokrasi adına mesleğini hakkıyla yapan, yapmaya
çalışan gazeteci arkadaşlarımızı da anmak isterim. Bugünkü iktidarın ekonomik
yıpratmasının yanı sıra, ideolojik denetim aracına dönüştürdüğü RTÜK
cezalarıyla karşı karşıyalar. Geçtiğimiz gün Habertürk televizyonu RTÜK tarafından
cezalandırıldı. Biz halkımızın haber alma hakkının ve basın özgürlüğünün
çoğulcu demokrasi için bir zorunluluk olduğunu söylüyoruz.
Basının baskıyla karşılaşması tüm ülke için, demokrasi için bir tehdittir.
Özgür basının yanındayız, susturulmaması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.”
‘Sosyal medya olmasa kayıp bakan istifasını
bile duyuramayacaktı… ‘
“Son dönemde haber alma hakkını kullanabilmek için elimizde
kalan tek yer, kısıtlı erişimiyle sosyal medya. Ama arkadaşlar bugünkü iktidar orayı da engellemek
için çalışıyor. Biliyorsunuz bir yasa çıkardılar. O yasaya göre yaptırımlar
uygulanmaya başlandı. Yandaş medyada ve devlet kanalında ne yayınlanıyorsa
sosyal medyada da sadece onu görmemizi istiyorlar. Eğer bu inatlaşma devam
ederse içe kapalı, dünyadan kopuk, daha da fakir bir ülke olacağız.
Bakın, Hazine ve Maliye Bakanları kayıplara karışmadan evvel,
istifasını sosyal medyadan paylaştı. Kendi abisinin başında olduğu gazete ve
televizyon bile istifayı yayınlamadı. Eğer sosyal medya olmasaydı, kayıp bakan
istifasını duyuracak mecra bile bulamayacaktı. Özgürlük herkese ve her zaman
lazım. Size bile…”
‘Artık şuur falan da kalmamış!‘
“Aylar geçti,
halkımız hem sağlığıyla boğuşuyor, hem açlık sınırında yaşıyor. Bunlar hazineyi
boşalttılar ama kendi harcamalarına kaynak buluyorlar. Sıra vatandaşa gelince
bırakın yardımı, IBAN vererek vatandaştan yardım toplamaya çalışıyorlar.
Bir de dün bir
açıklama yapmışlar. 'Salgın nedeniyle sıkıntı yaşayan bazı ülkelere bütçe desteği
vermeye çalışıyoruz’ demişler. Anlıyoruz ki artık şuur falan da kalmamış… Ekonomi
çökmüş, vatandaş aç biilaç yaşıyor. Madem paranız var, bu vatandaştan ne
istiyorsunuz? Ne diye hâlâ yardım istiyorsun, 'vergi vergi’ diye yakasına yapışıyorsun?”