Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Bir Yaşam Biçimi Olarak Tasavvuf’ isimli söyleşi ile devam etti. Doç. Dr. Sezai Küçük’ün konuşmacı olarak katıldığı söyleşi programı Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleşti ve programa çok sayıda sanatsever katıldı.
İnsanlar artık
birbirlerine aşina
Doç. Dr. Sezai Küçük, “Her birimiz bir hayatı devam
ettiriyoruz. Bu hayatın içinde nefes alıp verirken mensup olduğumuz kültür,
inanç, yol ve anlayış söz konusu. Dünyanın neresine gidersek gidelim insanın
bir gidişatı vardır fakat yaşadığımız çağ yaşam biçimi hususunda hercümerç
olmuş bir çağdır. Uzaktan yakından fark etmeksizin dünyanın her bir köşesinde
insanlar artık birbirlerinin kültürlerine inançlarına aşina ve birbirlerini az
çok tanıyorlar. Bugün Çin’de, Anadolu’da, Amerika’da veya Afrika’da aynı
kıyafetle gezen insanlar görmekteyiz. Bazen yaşam tarzı, hatta ve hatta bazen
inançlar bile birbirinden seçilmez hale gelmiş durumda. Dolayısı ile bizler bir
inanca mensup insanlar olarak, acaba bu yaşam tarzının birbirine girdiği bu
dünyada nasıl bir üslubu tercih edersek mutlu mesut oluruz ya da bu yaşamış
olduğumuz dünyanın içinde bir tasavvufi yol tercih edilirse, huzur mutluluk ve
benzer birçok hasletlere ulaşabilir miyiz diye düşünmeliyiz” dedi.
Değişime en
güzel örnek
İnsanlar tarihin neresinde veya hangi coğrafyada
yaşarsa yaşasın bir yaşam biçimi içerisinde olduğunu ifade eden Doç. Dr. Küçük,
“Kimse başıboş, anlamsız veya her gün ayrı bir tarzda hayat süremez. Mutlaka
kendine göre idealleri ve tercihleri vardır. Geriye dönüp bakınca Mekke’de Hz.
Peygamber gelmeden önce bir yaşam tarzı vardı. Hakkın ve adaletin olmadığı,
güçlünün haklı olduğu bir hayat vardı. Sonra ilahi bir el dokundu. İlahi bir
dokunuşla yaşam şekli değişmeye başladı. Bu değişimle beraber cahiliye dönemi
değişerek asr-ı saadet dediğimiz dönem başladı. Bu da hayattaki değişimin en
güzel örneklerinden bir tanesidir” dedi.
Tercih insanın
kendisine kalır
Tercihin insanın kendisine kaldığını belirten Doç. Dr. Sezai Küçük, “Eğer kendi gönlüne sahip olabiliyorsan kesen dolu olsun önemli değil. Eğer cüzdanının dolu olması seni sen olmaktan alıp götürüyorsa o zaman kesenede kasanada dikkat et. Mesela İbrahim Ethem’den bahsedilir, İbrahim Ethem bu hususta tacını tahtını terk eden bir örnektir. Fakat İbrahim Ethem tacı tahtı terk etti ama ilahi bir taht ve taç ile mükâfatlandırıldı. Önemli olan bu süreci iyi takip etmektir yoksa herkese ilahi bir taht ve taç verilmez. Gözü arkada kalan bir adama taht ve taç terk ettirilmez, elinden alınmaz” dedi.