İkizoğlu, yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği değerlendirdi. Bu konuda iktidarı sonuna kadar destekleyeceklerini ifade eden İkizoğlu, “Haklı olduğumuz konularda hiçbir taviz verilmemeli, geri adım atılmamalıdır. Gösterilebilecek en küçük bir zafiyet sadece bu günümüze değil, geleceğimize, gelecek nesillerimize büyük bir yük anlamına gelecektir.” diye konuştu.
Doğu
Akdeniz’in Türkiye’nin ekonomik ve stratejik nefes borusu olduğunu
vurgulayan İkizoğlu, bin 850 kilometre ile bölgenin en uzun sahiline Türkiye’nin sahip olduğunu hatırlattı. İkizoğlu, “Ülkemizin Antalya körfezine sıkıştırılmasına dayalı emrivakilere sessiz kalamayız. Bu
açıdan bakıldığında; son dönemde Türkiye’nin göstermekte olduğu güç projeksiyonu son derece haklı gerekçelere
dayanmaktadır.” şeklinde konuştu.
DİPLOMASİMİZ ZAYIF
Ancak bu güç projeksiyonu ile
uyumlu bir diplomasi yürütülemediğinin de bir gerçek olduğunu dile getiren
İkizoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: “ Yürütülen diplomasi,
çıkarları bakımından bir araya gelemeyecek ülkeleri aynı safta birleştiriyorsa
gözden geçirilmek zorundadır. Bugün Doğu Akdeniz konusunda ülkemize destek beyan eden tek
ülke Azerbaycan kalmıştır. Buna mukabil ABD, Rusya, Fransa, Almanya gibi küresel
aktörler karşımızdadır. Ayrıca Mısır, Yunanistan, GKRY ve İsrail başta olmak üzere bölgesel aktörlerin neredeyse
tümünün, ülkemizin pozisyonunun karşısında yer alması pozisyonumuzun
haksızlığından değil, diplomasimizin zayıflığından kaynaklanmaktadır.”
HAMASET SÖYLEMLERİN ULUSLAR ARASI KARŞILIĞI YOK
İçerde gündem değiştirmeye dönük hamaset yüklü söylemlerin uluslararası alanda bir karşılığın olmadığını dile getiren
İkizoğlu “ABD, Fransa, Rusya, ABD’nin Türkiye aleyhine tutumu kabul edilemez. Bu dış güçler
daha öncede vardı. Buna rağmen Türkiye denge diplomasisi yürütebiliyordu. Ancak bu gün
maalesef diplomasimiz, stratejik, taktiksel, kademelendirme ve çeşitlendirme
yeteneği ile etki analizi yapma becerini kaybetmiş durumdadır. Üzülerek söyleyelim ki bu gün dış politikamız hiç bir stratejik analiz ve uygulama
kademelendirmesi yapılmaksızın Sayın Cumhurbaşkanı’nın o anki ruh haline göre aldığı refleks kararlarla yürütülmektedir. Yapılacak
hataların bedellerini gelecek nesillerin ödeyeceği
gerçeği unutulmamalıdır. Diplomasimizin yetersizliğinin yükünü donanmamız ve
ülkemiz taşımamalıdır.” ifadelerini kullandı.
GERGİNLİK İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMAMALI
Öte yandan gerginliğin iç politika malzemesi yapılması ve bazı kesimlerinin
çözüme katkı vermekten dışlanmasının doğru olmadığını
dile getiren İkizoğlu, "Bu yaklaşımlardan kaçınılması, samimi ve yapıcı
olması kaydıyla eleştirel mahiyette bile olsa her türlü görüş ve önerinin dikkatle dinlenmesi gereklidir.” uyarısında
bulundu.
Her türlü ihtimale karşı askeri olarak hazır olmanın yanı sıra, teknik olarak iyi hazırlanmış ve Türkiye’nin haklılığını ortaya koyan raporların yoğun olarak uluslar arası kamuoyunun gündemine getirmesinin yararlı olacağının altını çizen İkizoğlu, “ Bu raporlar başta ABD, AB ve bölgede etkin ülkelere, bıkmaksızın, usanmaksızın Türkiye’nin haklılığı anlatılmalı. Devletimizin yanındayız ve her türlü katkıyı vermeye hazırız. Emrivaki ile Türkiye’nin geleceğini gasp ettirmeyiz.” sözleriyle açıklamasını tamamladı.