Dr. Öğr.
Üyesi Şükrü Şirin’in moderatörlüğünü yaptığı panelde; Filistin en-Necâh
Üniversitesi’nden Dr. Râid Abdurrahîm, Ürdün Kâsıd Enstitüsü’nden Dr. Hâlid Ebû
Amşe, Ürdün İvân Enstitüsü’nden Hâlid Benî Umer katılımcı olarak yer alırken
konuşmacıların sunumları Öğr. Gör. Sümeyye Atıcı tarafından Türkçeye çevrildi.
Ar. Gör.
Zehra Özbek’in sunumu ile başlayan panelde konuşmacılar, Arapçanın Kur’an-ı
Kerim’in dili olması hasebi ile tüm Müslümanlar için önem arz ettiğini, öte
yandan küreselleşme nedeniyle gittikçe küçülen dünyada iletişim dili olarak da
ön plana çıktığını vurgulayarak, Arapça öğrenirken nelere dikkat edilmesi
gerektiğine dair tavsiyelerde bulundular.
Filistin
en-Necâh Üniversitesi’nden Dr. Râid Abdurrahîm, dili öğrenirken temel
dilbilgisi kurallarının yanı sıra iletişimsel yeterliliğin, öğrenilen dilin
kültürüne hakimiyetin de göz ardı edilemeyeceğini vurguladı. “Muhakkak ki
Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz” âyeti üzerine her
Müslüman’ın düşünmesi gerektiğini ifade eden Abdurrahîm, gerek Kur’an’ı Kerim,
gerek lügâtlar, gerek Arapça dili üzerine yapılan eserler vasıtası ile bu dilin
muhafaza edildiğini, ancak Müslümanlar’ın da kendi üzerlerine düşen bireysel
sorumlulukların bilincinde olmaları gerektiğini ifade etti.
Arapçanın
siyasi, ekonomik ve sosyal sebeplerle son zamanlarda uluslararası boyutta
yeniden eski önemini kazanmaya başladığını ifade eden Ürdün İvân Enstitüsü
Müdürü Hâlid Benî Umer ise Türkiye ve Türkler açısından Arapçanın özel konumuna
değinerek, Türkiye’nin Arap dünyası ile hem coğrafi hem tarihi hem de kültürel
ortaklığı bulunduğunu ifade etti. Öğrencilere verdiği tavsiyeler çerçevesinde
Arapça öğrenen kişinin kıyamete kadar yaşayacak bir dili öğrendiğin bilincinde
olması gerektiğini söyleyen Umer, üniversite çağlarının dil öğrenmek için en
uygun dönemler olduğunu ve bu dönemdeki kişilerin belli bir süreçten sonra
bağımsız olarak dillerini geliştirebileceklerini ifade etti. Bütün dünyada
uzaktan eğitimin sürdüğü bu süreçte öğrencilerin internetin avantajlarını
kullanarak dil eğitimini kendi başlarına çok yönlü olarak sürdürebileceklerini kaydeden
Umer, bunun için kararlı, sabırlı ve azimli olmak gerektiğini sözlerine ekledi.
Son olarak
söz alan Ürdün Kâsıd Enstitüsü’nden Dr. Hâlid Ebû Amşe, dil öğrenmenin uzun bir
yol olduğunu, “Şu kadar saatte şu dili öğretiyoruz” gibi iddiaların gerçekçi
olmadığını, bu süreçte kararlı olup motivasyonu sürekli yüksek tutmanın önemli
olduğunu ifade etti. Yabancı bir dilin iletişim, çeviri, iş ilişkileri, siyasi
ilişkiler gibi çok çeşitli sebeplerle öğrenilebileceğini ifade eden Amşe,
kişinin yolun en başında hangi amaçla dili öğrendiğini bilip ona göre bir
program izlemesinin önemli olduğunu vurguladı. Öğrenme sürecinde elektronik
değil matbu sözlük kullanmanın, öğrenilen dille ilgili bol bol dinleme yapmanın
dil öğrenme sürecini hızlandıracağını vurgulayan Ebû Amşe, “Öğrendiğiniz dili
kullanırken yaptığınız hatalar öğrenmenin göstergesidir” diyerek öğrencilere
öğrendikleri dilli kullanırken hata yapmaktan korkmamalarını tavsiye etti.
Programın
sonunda yayına katılan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı da
kısa bir konuşma yaparak, programa katılan konuklara, programı organize eden
Arapça Öğrenci Topluluğu (Mülteka lügâti-d-dât) Akademik Başkanı Öğr. Gör.
Hülya Afacan’a, topluluk öğrencilerine, programın gerçekleşmesine katkıda
bulunan hocalara ve izleyicilere teşekkürlerini ifade etti. Öğrencilerinin
programa gösterdikleri teveccühün ve YouTube yayınına yazdıkları, programdan
duydukları memnuniyeti ifade eden yorumların kendilerini çok mutlu ettiğini
belirten Prof. Bostancı, sözlerini “Rabbim ömrünüzün sonuna kadar Kur’an’ı
Kerim’in dili olan Arapçayı öğrenmeyi ve öğretmeyi, ömrümüzü bu şekilde
geçirmeyi hepimize nasip etsin” duası ile sonlandırdı.