Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Dijital İzleme Formları ve Anlam Dünyası’ isimli söyleşi ile devam etti. Moderatörlüğünü Ahmet Faruk Arslan’ın üstlendiği söyleşi programına Sinema Yazarı Enver Gülşen katıldı. Alicanlar Konağı’nda gerçekleştirilen programda çok sayıda dinleyici yer aldı.
Dijital platformlar daha mı özgür?
Enver
Gülşen, “Sinemanın yerini, başka bir platformun tutacağını düşünmüyorum. Sinema
seyircisi, sinema salonuna gidip
filmlerini izlemek ister. İnternet platformları sinemanın yerini tutamaz. O
platformlarda olan şey masum mu? Genellikle o platformlar normal televizyon
kanallarının yapmadığı şeylere taliplermiş izlenimiyle yola başlıyorlar. Birinci madde özgürlük. O platformlarda daha
özgürsünüz. Çekeceğiniz diziler daha özgür olacak. Her fikrinizi çok daha özgür
ifade edeceksiniz. İnsanlara çok cazip
gelen parlak cümleler bunlar ve nefsi anlamda izleyicide de benzer bir karşılık
buluyor.”
Dijital platform ürünleri sanat eseri
midir?
“Özgürlük
meselesi sanatla alakalı konuşulduğunda, bana komik gelir. Tarkovski diyor ki;
‘‘Sanatçı bir eser yaratmaya kalktığında kendisine sonsuz bağlarla bağlıdır.
Sanatçı için özgürlük denen bir şey yoktur, bu anlamda.” Bu internet
platformları, oralardaki diziler Tarkovski gibi sanatçıların bu bağlarından
sıyrılmayı amaçlıyorlar. Ama o şişenin içinde durduğu kadar masum bir şey
değil. Sıyrıldıkları şey, sanatı nereye kaydıracak? Sanatımızla nasıl bir şey
yapmak istiyorsunuz? Ne yapmak istiyorsunuz? Bunlar şayet sanat eseriyse bu
eserlerle mutlak anlamda bir özgürlük mümkün müdür? Onun özgür olduğunu iddia
eden bu tür platformlarda izlediğimiz dinlediğimiz şeyler dâhil olmak üzere
özgürlük mümkün müdür sorusu konuşulmalıdır.”
Dijital platformlar Hollywood’un
ultramodern hali
Gülşen,
“Kayıp elbette var. Bu kaçınılmaz bir şey zaten. O kayıptan daha ciddi şeyler
var. Bizim anlama biçimimiz çok ciddi bir hegemonya oluşturuyor. Dijital platformları
Hollywood’un ultramodern hali gibi görüyorum.
Son derece elitiz sofistike yapıyor şu an bu platformlar. Hollywood’a göre çok daha tehlikeli. Bir tür propaganda dili, ancak Hollywood’daki
kadar net değil. İnsanoğlunun neyine hitap ettiği konusu ancak belli bir göz
eğitimi, kulak eğitiminden sonra fark ettiğiniz bir şey. Çünkü en nihayetinde
insanoğlunun en kolay tuzağa yakalandığı yeri ‘nefsini’ hedefliyor. Nefsin alt
katmanlarıyla alakalı” ifadelerinde
bulundu.