O çığlık bütün kadınların çığlığıdır, Türkiye’nin çığlığıdır, insanlığın çığlığıdır.Kadınlar ölmek istemiyor. Kadınlar bu memleketin havasını koklamak, suyunu içmek, ekmeğini yemek, dağında gezmek, denizinde yüzmek, güzelliklerini seyretmek, sevmek, sevilmek, çalışmak, üretmek, öğrenmek, öğretmek; var olmak, yaşamak istiyor!
Yaşayacağız, yaşatacağız. Başı dik, özgür biçimde, bir arada insanca yaşayacağız. Kadını vahşetten, erkeği utançtan kurtaracağız. Sorumluluklarımızın farkındayız. Sorumluluk almaya davet ediyoruz. Kadına şiddeti yaratan iklimi hep birlikte değiştireceğiz. Kadına yönelik şiddeti ve her türlü ayrımcılığı önlemek için toplumsal seferberliğe çağırıyoruz.Toplumsal seferberliğe çağırıyoruz çünkü kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorundur. Şiddeti doğuran etkenler de şiddetin sonuçları da bireysel değildir. Dolayısıyla çözüm de toplumsaldır. Kadına yönelik şiddetle mücadele; çok yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesini gerektirir. Kadınıyla erkeğiyle hiçbir yurttaşın, devletin hiçbir kurumunun, siyasi partilerin hiçbirinin, hiçbir demokratik kitle örgütünün, hiçbir medya kuruluşunun bu mücadeleden kaçma lüksü yoktur. Sosyal medya tepkiselliğiyle, göz boyamalık çözümlerle, genel geçer laflarla Emineleri, Tuğbaları, Cemileleri, Özgecanları, Münevverleri yaşatamayız. Değişmek, değiştirmek, insanlığın ortak özlemlerinde buluşmak mecburiyetindeyiz.
YENİDEN CUMHURİYET KÜLTÜRÜ İÇİN EĞİTİM SEFERBERLİĞİ
Cumhuriyet Devrimimizin değerlerinin aşınması yine en çok kadına zarar vermektedir. Bu yozlaşmaya karşı; insan, doğa ve hayvan sevgisinin, paylaşmanın, hoşgörünün, barışın, kardeşliğin, elseverliğin, üreterek gelişmenin yani toplumcu ahlakın ve değerlerin yayılması, kök salması şiddet ortamını yok eder. Kadına şiddetle mücadele özünde yeni bir toplum ve yeni bir insan yaratma mücadelesidir. Köklerimiz Cumhuriyet Devrimindedir. Yeniden Cumhuriyet kültürü, milli kültür için eğitim seferberliği başlatılmalıdır.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ İLE ETKİLİ VE YAYGIN MÜCADELE
Kadına yönelik şiddeti doğuran temel etkenlerden biri de toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatın birçok alanında erkeklerin baskın olduğu, kadınların ikincil konuma itildiği eşit olmayan güç ilişkilerini içermektedir. Eşit olmayan güç ve egemenlik ilişkileri beraberinde şiddeti getirmektedir. Toplumun cinslere yüklediği roller kadını değersizleştirmekte, toplumdan soyutlamakta, erkeği saldırganlaştırmakta, kadına da erkeğe de zarar vermektedir.Toplumsal cinsiyet eşitsizliği etkili ve yaygın biçimde mücadele edilmelidir. Kadınların siyasi hayata daha etkin katılmaları, karar alma mekanizmalarında bulunmaları, sosyal yaşantıda, bilimde, sporda, sanatta önder roller üstlenmeleri de eşitsizlikle mücadelenin en etkili yöntemlerindendir.
Emine Bulutların çığlık çığlığa öldürülmediği bir Türkiye için, kadın-erkek arasında saygı ve sevgiye dayanan, eşit bir paylaşım ilişkisinin olduğu, kaynaşmış bir toplum için göreve çağırıyoruz.
Bu çağrımız tüm Türkiye’ye!
Bütün kadınlara ve erkeklere!
Sessiz kalmayacağız, sorumluluk alacağız, mücadele edeceğiz.
VATAN PARTİSİ SAKARYA ÖNCÜ KADIN İL BAŞKANI
MELİKE TOY
Yaşayacağız, yaşatacağız. Başı dik, özgür biçimde, bir arada insanca yaşayacağız. Kadını vahşetten, erkeği utançtan kurtaracağız. Sorumluluklarımızın farkındayız. Sorumluluk almaya davet ediyoruz. Kadına şiddeti yaratan iklimi hep birlikte değiştireceğiz. Kadına yönelik şiddeti ve her türlü ayrımcılığı önlemek için toplumsal seferberliğe çağırıyoruz.Toplumsal seferberliğe çağırıyoruz çünkü kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorundur. Şiddeti doğuran etkenler de şiddetin sonuçları da bireysel değildir. Dolayısıyla çözüm de toplumsaldır. Kadına yönelik şiddetle mücadele; çok yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesini gerektirir. Kadınıyla erkeğiyle hiçbir yurttaşın, devletin hiçbir kurumunun, siyasi partilerin hiçbirinin, hiçbir demokratik kitle örgütünün, hiçbir medya kuruluşunun bu mücadeleden kaçma lüksü yoktur. Sosyal medya tepkiselliğiyle, göz boyamalık çözümlerle, genel geçer laflarla Emineleri, Tuğbaları, Cemileleri, Özgecanları, Münevverleri yaşatamayız. Değişmek, değiştirmek, insanlığın ortak özlemlerinde buluşmak mecburiyetindeyiz.
YENİDEN CUMHURİYET KÜLTÜRÜ İÇİN EĞİTİM SEFERBERLİĞİ
Cumhuriyet Devrimimizin değerlerinin aşınması yine en çok kadına zarar vermektedir. Bu yozlaşmaya karşı; insan, doğa ve hayvan sevgisinin, paylaşmanın, hoşgörünün, barışın, kardeşliğin, elseverliğin, üreterek gelişmenin yani toplumcu ahlakın ve değerlerin yayılması, kök salması şiddet ortamını yok eder. Kadına şiddetle mücadele özünde yeni bir toplum ve yeni bir insan yaratma mücadelesidir. Köklerimiz Cumhuriyet Devrimindedir. Yeniden Cumhuriyet kültürü, milli kültür için eğitim seferberliği başlatılmalıdır.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ İLE ETKİLİ VE YAYGIN MÜCADELE
Kadına yönelik şiddeti doğuran temel etkenlerden biri de toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatın birçok alanında erkeklerin baskın olduğu, kadınların ikincil konuma itildiği eşit olmayan güç ilişkilerini içermektedir. Eşit olmayan güç ve egemenlik ilişkileri beraberinde şiddeti getirmektedir. Toplumun cinslere yüklediği roller kadını değersizleştirmekte, toplumdan soyutlamakta, erkeği saldırganlaştırmakta, kadına da erkeğe de zarar vermektedir.Toplumsal cinsiyet eşitsizliği etkili ve yaygın biçimde mücadele edilmelidir. Kadınların siyasi hayata daha etkin katılmaları, karar alma mekanizmalarında bulunmaları, sosyal yaşantıda, bilimde, sporda, sanatta önder roller üstlenmeleri de eşitsizlikle mücadelenin en etkili yöntemlerindendir.
Emine Bulutların çığlık çığlığa öldürülmediği bir Türkiye için, kadın-erkek arasında saygı ve sevgiye dayanan, eşit bir paylaşım ilişkisinin olduğu, kaynaşmış bir toplum için göreve çağırıyoruz.
Bu çağrımız tüm Türkiye’ye!
Bütün kadınlara ve erkeklere!
Sessiz kalmayacağız, sorumluluk alacağız, mücadele edeceğiz.
VATAN PARTİSİ SAKARYA ÖNCÜ KADIN İL BAŞKANI
MELİKE TOY