Sakarya
Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ
Konuşmaları’nın 30’uncu konuşmacısı ‘İş Dünyasında Stratejik Yönetim ve
Liderlik’ başlıklı söyleşiyle Albayrak Grubu CEO’su Prof. Dr. Ömer Bolat oldu. Moderatörlüğünü
SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ömer Yazıcı’nın üstlendiği
söyleşide eğitim hayatının önemi, iş hayatının incelikleri, başarılı bir
kariyerin sırları, iyi bir yöneticinin özellikleri, hayat boyu eğitim ve
sürekli gelişim gibi konular üzerinde duruldu. Ayrıca izleyicilerden gelen
sorular cevaplandırıldı. Bolat, gençlere öğrencilik dönemlerine yönelik
tavsiyelerde de bulundu.
Alın teriyle
kazanılan ilk para unutulmaz
Üniversiteye
başladığında uluslararası ticaret yapabilmek için İngilizcenin olmazsa olmaz
bir lisan olduğunu fark ettiğini belirten Prof. Dr. Ömer Bolat, “Kendi kendime
gramer kitapları bularak günde 3-4 saat İngilizce çalıştım. 2 sene gramer ve
kelime haznesi yönünden öğrendim ama konuşmam zayıftı. O arada bir hocamdan
staj için destek istedim. Beni İktisadi Kalkınma Vakfı’na gönderdi. Stajyer olarak
çalışmaya başladım. Daha sonra beni beğendiler ve okul döneminde de yarım günde
olsa devam etmemi istediler. Hem oradaki faaliyetlerimi sürdürdüm, hem
derslerime çalıştım. Bir yandan da İngilizce ve Almancamı geliştirmek için
gayret gösterdim. Hayata erken atılmak son derece önemli. Fotokopi çekmek olur,
getir götür yapmak olur helal olan ne iş bulursanız çalışmanın tadını almaya
çalışın. İlk defa alın teriyle kazanılan paranın tadı unutulmuyor. Ben 1982’de
asgari ücretle ilk stajyer maaşımı aldım. O paranın tadı başkaydı. Çalışmaya alıştığınız
zaman iş hayatını anlıyorsunuz, bilgiye açık oluyorsunuz, çevreniz genişliyor
ve okul bittiğinde işiniz hazır oluyor” diye konuştu.
İş hayatı zor
Çok
iyi bir eğitime sahip olmanın önemine değinen Bolat, “Çalışkan ve dürüst bir
insan olacaksınız. İş beğenmemezlik etmeyeceksiniz. Dizilerdeki plaza
hayatlarında yansıtıldığı gibi iki tuşa basarak bol bol muhabbet ve kahveyle
geçen bir iş hayatı yok. İş hayatı zor. Ama işverenler çalışan ve kendisine
kazandıran insanları asla kaybetmek istemezler. Kişi bilgisi, donanımı ve
icraatıyla performans göstermeye başladığı zaman artık o tümseği aşmış ve ileri
doğru gidiyor demektir. Ona transfer teklifleri olur. İş pazarında performansı
beğenilen ve aranılan kişiler iyi maaşlar kazanırlar. Şunu da belirtmek gerekir
ki daha iyi bir iş bulmadan memnun olunmayan işten ayrılmamak gerekiyor. Böyle
durumlar eğer süreç uzarsa kişide psikolojik bozukluklara ve maddi sıkıntılara
sebep olabilir. Cemiyetçi olmak çok önemli. Üniversitede çok sayıda kulüpler
var. Bu kulüplerde görev alarak organizasyon, koordinasyon, bilgi akışı, sunum
ve iletişim faaliyetleriyle farkında olmadan çok güzel tecrübeler
edineceksiniz. Adeta üniversite eğitimi gibi bir eğitim olacak sizin için.
Yazın gittiğiniz şehirlerde 15-20 gün için de olsa staj imkânları bulmaya
çalışın. Bunlar da iş hayatını öğrenme noktasında sizlere büyük katkılar
sağlayacaktır.”
Hazıra alışmak
rehavet getirir
Hayata zorluklarla, sıkıntılarla başlayan, ezilen ve yokluklarla devam
eden insanların çalışkan olmaları şartıyla zirveye tırmanabildiğini gördüğünü
kaydeden Bolat, “Bizim oralarda ‘Hazıra Hasan Dağı dayanmaz’ diye bir söz var.
Mirasyedi gibi har vurup harman savuran insanlar yokluğa düşerler. Bunu
etrafımda çok gördüm. Eğer hazır bulursanız rehavet içerisinde oluyorsunuz.
Rehavet ise beraberinde çalışmamayı getiriyor. Yokluktan gelen insanlar ise
kurtuluş mücadelesi vererek başarıya ulaşıyor ve daha rahat bir hayata
kavuşuyorlar. Bununla birlikte yaşamın getireceği şoklara ve zorluklara da
hazırlıklı olmak, pes etmemek, mücadele etmek, azim ve iradeye sahip olmak
gerekir. Hayata atıldığımızda dava adamı, sorumluluklarının bilincinde olan,
görev sorumluluğunu yerine getiren insanlar olmaya çalışmalıyız. İşin sırrı
kendini geliştirmekte yatıyor. Eğitimi almalı ve boş durmamalı. Hayat boyu
eğitim ve işte eğitim ile yeni kabiliyetler kazanılmalı. Diploma 6 ay sonra
demode olur. Trendler ve teknoloji çok hızlı. Kendimizi süre