Her hafta doğu veya batı medeniyetinden
bir mütefekkirin bir kitabın ve bir kavramın tanıtıldığı programda bu haftanın
öne çıkan ismi Hz. Mevlana oldu. Mevlana’nın eserlerinin kaynağı başta Kur'an
kıssaları olmak üzere tasavvufî menkıbeler ve geniş bir rivayet kültürü
olduğunu ifade eden Ömer BEKTAŞ: “Fîhî Mâ Fîh, Hazreti Mevlânâ’nın sohbet
meclislerinde yaptığı konuşmaların orada bulunan müridleri tarafından kayda
geçirilmesinden oluşmuş bir eser. Sohbet sırasında sorulan suallere verdiği
cevaplar, orada bulunanların hâl ve hareketleri veya sözleriyle ilgili ara yere
soktuğu cümleler, bunların hepsi kayda alındığı için okuyucuya adeta kendisi de
o meclislerde bulunmuş gibi bir yakınlık hissettiriyor. Hazreti Mevlânâ bu
sohbetlerde konuların daha iyi anlaşılması ve kalbe nüfuz edebilmesi için yer
yer ayetlerden, hadislerden, atasözlerinden, bilgelerin öğütlerinden, içinde
derin anlamlar barındıran şiirlerden örnekler veriyor. Mesnevi, ayetler,
hadisler, telmihler, hikâyeler, fıkralar, özdeyişlerle dolu bir eserdir. Mesnevî’
de akla gelebilecek her konu işlenmiştir. Eserde bilgiler ve hikâyeler Âyet ve
Hadislerle delil getirerek kuvvetlendirilir. Mevlâna hikmetli sözleri ve
gizli sırları hikâyeler yoluyla aktarmış ve anlaşılır olmasını sağlamaya
çalışmıştır. Mesnevi Varlıkta birlik anlayışını hayali veya gerçekçi
hikâyelerle anlatmaya çalışan bir eserdir. Hazreti Mevlânâ rubailerinin
birinde Hâkikat yolunda yüreği sancılı olanlara şöyle öğüt veriyor, “Vadide
hiçbir ayak izi yok, ama umutsuzlukta çok umutlar var. A gönül, sakın umut
kesme, yarın can bahçesinde bir söğüt ağacı, sana dalından hurma verir”.
Aslında biz Hazreti Mevlânâ’nın kurtuluşa çağıran bu sesini bütün eserlerinde
duyuyoruz. Çünkü Hakk dostlarının her sözü, kirleri arındıran su
ferahlığındadır. Onların ağzından yüreğimizi daraltan, zihnimizi bunaltan, bize
sıkıntı veren ne bir söz ne bir kinayenin dile gelmesi mümkün değildir. Aksine
insanın ta derinlerine nüfuz eden sözlerinin hakikatini ilâhî aşkın sırlarında
aramak gerekir. Hazreti Mevlâna “Buluttan denize yüz damla düşer, ama aşk
harekete gelmedikçe hiçbiri sedefte inci olmaz” diyor ve devam ediyor: “Sende
bir inci var ki, denizleri doldurur. Hatta öyle bir inci ki, binlerce denizi
incilerle doldur”.
SORU
İŞARETLERİNİ ORTADAN KALDIRIYOR
Kitabın en
önemli özelliklerinden biri de tasavvufun soru işaretli meselelerine açıklık
getirmesidir. Hazreti Mevlânâ verdiği misâller ve öze inen anlatımı ile en zor
meseleleri sade ve anlaşılır duruma dönüştürebilmektedir. Bu sadelik içimizde,
nefsimizdeki sıkıntılarla yüzleşme ve Allah yolundan alıkoyacak hâl ve
davranışlarımızdan vazgeçme arzusu uyandırır ve bakışlarımızı çer ve çöpten
ibaret olan dünya süsünden ebedi olan güzelliğe yönlendirir.
"BİR HEYECAN VE HAREKET KİTABIDIR
MESNEVİ"
Ömer Bektaş, Hazreti Mevlana'nın
yüzyıllar öncesinde kaleme aldığı Mesnevi'nin günümüze gelmesi ve hala büyük
ilgi görmesinin asıl sebebinin insanlara ümit, heyecan ve aşkı hissettirmesi
olduğunun altını çizerek, "Bir heyecan bir hareket kitabıdır Mesnevi"
dedi.
ALTERNATİFLER ÜRETMELİYİZ
Toplum olarak zor günlerden geçtiğimizi ifade eden BEKTAŞ: “Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali bizde elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Toplum olarak sağduyulu olmaya ve alternatifler üretmeye ihtiyacımız var. Kitapsız Kütüphane bu minvalde vücut bulmuş bir program. Allah nasip ederse her hafta farklı bir mütefekkir ve kitapla dinleyenlerimizin karşısında olacağız.” diyerek programı nihayete erdirdi.