SATSO Meclis Başkanı Talip
Kuriş Başkanlığında gerçekleştirilen toplantı video konferans şeklinde
gerçekleştirildi.
Toplantıya online bağlanarak
konuk olan Faik Tunay meclis üyelerine, Kovid-19 salgınının dünyaya ve özellikle de Türkiye’ye
etkileri, gelecekteki yeni dünya düzeni hakkında bilgiler verdi
24. Dönem İstanbul Milletvekili Sakaryalı Faik Tunay
konuşmasında şunları dile getirdi:
“Yaklaşık 2 aydır tüm dünya evlerine kapanmış ve dünyada ticaret adeta durmuş
durumda. Geçen seneki dünya sağlık örgütünün verilerine göre normal gripten
toplamda 650 bin kişi hayatını kaybetmiş.Koronavirüs salgını nedeniyle ise 4 ayda tüm dünyada 218 bin kişi
hayatını kaybetti. IMF’nin yayınladığı
rapora göre hayat yakın bir zamanda normale dönerse bile dünya ticaretinin
kaybı 9 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Koronavirüs’ün 3 aylık süreçte küresel
ekonomiye verdiği zarar budur. Eğer korona Çin’de değil de daha başka bir yerde
çıksaydı sonuçları belki de daha farklı olabilirdi. Çin bilindiği gibi dünyanın
fabrikası konumunda bir ülkedir. Tüm dünya olarak sağlığımızı korumanın
derdinde olduğumuz için ekonomik etkileri çok iyi analiz eden kuruluş şu anda
maalesef yok.
2018 yılında Çinli vatandaşlar 150 milyon kere yurtdışına çıkmışlar ve
otel, konaklama gibi giderlere tam 280 milyar dolar harcamışlar. Eğer Çinliler Koronavirüs
nedeniyle hiç yurtdışına çıkmasaydı bile küresel ekonomide otomatik olarak 280
miyar dolar kayıp olacağı ön görülmekteydi.
Amerika ve İngiltere’nin Çine karşı bir tazminat davası hazırlığı
olduğu, Çin’in yanlış rakamlar vererek, dünyayı bilgilendirmeyerek suç işlediği
söyleniyor. Fransa Cumhurbaşkanı, Avrupa Birliği’nin Fransa’ yı bu süreçte
yalnız bıraktığını belirterek Avrupa Birliğinden ayrılmayı düşündüklerini
belirtiyor.
Bu süreç ve sonrası için Türkiye’nin önünde iki seçenek var. Teknolojik
üretim ve tarım. Salgın sürecinden sonra teknolojide dönüşümler bir şekilde
gerçekleşecek. Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde çok ciddi adımlarda
bulundu. Ancak katma değerli ürünler ihracatta ne kadar fazla yer kaplıyorsa o
kadar güçlüsünüz dünya ticaretinde de o kadar söz sahibi olduğunuz anlamına
gelmektedir.
Ülkemiz için diğer bir seçenek ise tarım. Tüm dünyada dikey tarım gün
geçtikçe daha da önemli olmaya başladı. Virüs salgını sonrasında devletlerin
bir süre içe kapanacağı ve dikey tarıma da ciddi yatırımların yapılacağı tahmin
ediliyor.
Yapılan bir araştırmada insanların salgın sürecinden sonra tüketim
alışkanlıklarının değişeceği de belirtilmektedir. İnsanların çoğunun Koronavirüs
sürecinden sonra artık daha fazla tüketim yapmayacağını ve tutumlu olacakları
belirtiliyor. Yakın zamanda Çin’i sıkıştıracak birçok ülke olacak, birçok
şirket üretim tesisini Çin’den taşımak isteyecek ve bu süreçte en avantajlı
ülke, konumu neticesiyle Türkiye olacaktır. Doğru politikalar uygulanırsa bu
üretim kayması ülkemize fayda sağlayacaktır. Koronavirüs sürecinden sonra
bizleri bir enkaz bekliyor. Öz kaynakları fazla olan ülkeler ayakta duracak. Öz
kaynakları kısıtlı olan ülkelerin ise sıkıntı çekeceği öngörülmektedir.”
ifadelerini kullandı.
COVİD -19 POST-PANDEMİ TOPLUMSAL VE EKONOMİK PROJEKSİYONU
Faik Tunay’ın sunumunun ardından konuşan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A.
Akgün Altuğ ise Faik Tunay’a verdiği değerli bilgilerden dolayı teşekkür ederek
“Faik Bey’in verdiği bilgilerin ve öngörülerin altına imzamı atarım”
ifadelerini kullandı.
Başkan Altuğ SATSO tarafından hazırlanarak raporlanan Covid -19
Post-Pandemi Toplumsal ve Ekonomik
Projeksiyonu ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.
Başkan Altuğ süreç sonrası ile ilgili toplumsal, ekonomik ve sosyal
hayata dair öngörülere değinerek şunları dile getirdi:
“Dünyanın karşı karşıya kaldığı Covid-19 Pandemisi tüm toplumlarda
sosyolojik ve ekonomik değişimleri mecburi kılmış ve toplumların düzeninin
değiştirmiştir ya da halihazırda olan değişimin hızını arttırmıştır.
Bu süreçte insanlık tüm Dünya’yı yönlendirebilecek bir liderliğin
olmadığını gördü. Pandemi sonrası süreçle ilgili en kritik noktalardan biri
insanların biyometrik verilerinin hükümetler tarafından toplanması ve şeffaf
olmayan bir şekilde kullanılması riski olarak karşımıza çıkıyor. Bu verilerin
sağlık amacı dışında kullanılması durumunda totaliter rejimleri ortaya çıkacağı
ve güç kazanacağı riski öngörülmekte.
Özellikle 5G teknolojisiyle web 3.0’ın gerçekleşmesi sağlanacak veri
aktarım hızındaki artışlar şimdiye kadar kullandığımız internet deneyiminin çok
daha farklı ve gelişmiş şekillerde kullanmamızı sağlayabilir. Sosyal medya
değişecek, giyilebilir teknolojilerin önemi artacak, uzaktan ameliyatlar daha
mümkün hale gelecek ve hologramik görüşme gibi teknolojiler görüntülü görüşmenin
yerini alacak.
Ekonomik Öngörüler
Ulaşım, turizm ve hizmet sektörleri bu süreçten en çok etkilenecek
sektörlerin başında gelmektedir. Tarım ve gıda güvenliği gittikçe daha fazla
önemli hale gelecektir. Sağlık alanında daha güçlü altyapılar ve daha nitelikli
beyinlere ihtiyaç olacaktır. Bazı sektörlerde en önemli yapısal değişim
elektronik sistemle uzaktan çalışma olacak ve fiziki yüz yüze ofis ortamı
yerini evden bilgisayar ortamında çalışmaya bırakacaktır. Para ve kredi 16. yüzyıldan
beri kurumsallaştırıp geliştirdiği banka ve finans sistemi yerini tamamen
olmasa da önemli bir oranda dijital bir sisteme bırakacaktır. Bu dönemde
üretimde ve ticarette uluslararası iş birliklerini artırmak önem kazanmaktadır.
Petrol fiyatlarındaki düşüş önemli bir darboğazda olan firmaların
maliyetlerinin düşmesini sağlayacaktır.
Covid-19 salgınının yol açtığı yapısal dönüşüm ve tüketici
davranışlarındaki değişiklikler bazı sektörlerde geçici etkilere yol açacakken
bazı sektörlerin topyekûn değişmesine sebep olacaktır. Sürecin kaybeden
sektörleri toplumsal etkileşimin fiziksel olarak yüksek olduğu turizm ve ulaşım
sektörleri iken bilişim teknolojileri temelli sektörler yerlerini
sağlamlaştırmış olacaktır.
Tüm dünya ekonomisinde küçülme tahminlerinin yapıldığı bir dünyada
Türkiye’nin bu süreçten olumsuz etkilenmemesini beklemek doğru olmaz. Fakat
orta vadede bu olumsuzluklar fırsata çevrilebilmesi için hükümet yeni
düzenlemeler yapmalıdır.
Tüm dünya artık Türkiye’de üretilen ürünlerin kalitesini yakından
tanıyor. Avrupa ve Afrika pazarlarına, Amerika pazarını da bu dönemde
ekleyebilmek ihracatçılarımız için çok mühim bir kazanım olacaktır.
Sosyal Hayat
Eğitim ve araştırma sektöründeki en önemli yapısal değişim elektronik
sistemle uzaktan eğitimin giderek önemi artacak ve fiziki yüz yüze eğitim ve
araştırma yerine evden bilgisayar ortamına bırakacaktır.
Daha paylaşımcı, herkesi kuşatıcı, dayanışmacı ve daha dengeli
“sürdürülebilir bir kalkınma” modeli ortaya çıkacaktır.
İnsanların tüketim önceliklerinin ve dünyaya bakışlarının sorgulanması
sonucu finanstan çevreye, konuttan eğitime, sağlıktan güvenliğe ve siyasi
hayattan inanç sistemlerine kadar eleştiri ve değişim süreçleri kaçınılmaz
olarak gelecek nesilleri etkileyecektir.
İnsanların hayat boyu aynı mesleği yapması ya da aldıkları ortalama 16
yıllık eğitim ile 40 yıl boyunca çalışmaları mümkün görülmemektedir. Bunun
yerine sürekli eğitim ve disiplinler arası öğrenme önem kazanacak, bir insan
ömründe birden fazla uzmanlık ile çalışması gerekecektir.
Vasıfsız işçilerin yerini alacak otomasyon sistemleri sosyal yapıyı
etkileyecek bir vasıfsız işsiz sınıfı oluşmasına neden olacak, refah seviyesi
yüksek devletler bu işsiz sınıfına sosyal haklar tanıyarak bakabilecekken
gelişmekte olan ülkelerde ciddi sosyal çatışmalar yaşanabilecektir.