Sakarya
Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ
Konuşmaları’nın 17. konuşmacısı Yazar Dursun Ali Yaz oldu. ‘Takastan Bitcoin’e
Paranın Serüveni’ başlıklı söyleşinin moderatörlüğünü Sosyal ve Kültürel
Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Öğr. Gör. Mehmet Alper
Cantimer üstlendi. Üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den canlı yayınlanan
söyleşide; paranın 6 formu, cumhuriyet döneminde ve Osmanlı Devleti’nde
gelişimi, nakit ile farkları, sermaye piyasalarının önemi ve kripto paranın
aslında ne olduğu gibi başlıklar ele alındı. Program başlangıcında Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün 83. vefat yıl dönümü vesilesiyle Atatürk’ün paraya bakışı ve
attığı adımlar da değerlendirildi.
25 milyar
dolarlık banknot var
Gerçeğin
tek, doğrunun çok olduğunu kaydeden Yazar Dursun Ali Yaz, “Para zorunluluktan
ortaya çıkmış, değiş tokuş ihtiyacını gidermek için insanların kendi
kendilerine icat ettiği bir araçtır. Türkiye’deki bütün parayı toplasanız 25
milyar dolarlık nakit banknot yapar. Herhalde bu parayla üniversitenin
kampüsündeki arazinin ve binaların tamamını satın alamayabilirsiniz. Demek ki
paranın gücünün arkasında başka bir sır var. Para kitabımda parayı 6 forma
ayırdım. Bunlardan ilki trampa paraydı. 10 bin yıl önce Mezopotamya dediğimiz
coğrafyada insanların ihtiyacını karşılamak için ortaya çıkmış ve 5 bin yıl
boyunca kullanılmıştır” diye konuştu.
Para en büyük
zihinsel icatlardan
Trampa
paranın ardından Sümer arpasının çıktığını söyleyen Yaz, “Bir ürünün fiyatı
örneğin 100 lira kabul edilerek diğer malların fiyatını da o ürünün fiyatına,
boyuna vs. endeksleyerek onu mal para yaparak mesela bir işçi günlük 3 kilo
Sümer arpası alacak gibi mal para denilen bir dönem yaşanıyor. Ardından
Mısırlılar değerli madenlerin dünyada az olduğunu görüp altın, gümüş ve bakırı
kesip tartarak para olarak kullanıyorlar. Günümüzden yaklaşık 2 bin 500 sene
önce bütün dünyada yanlışlıkla da olsa kabul gören Lidyalılar devreye girerek
değerli metalleri bugün bizim bozuk para formatında kullandığımız madeni
paralara dönüştürüp dünyaya yayıyorlar. Para, insanlığın en büyük zihinsel
icatlarından birisidir. En büyüğü ise devlettir. Para ve devlet arasında büyük
bir ilişki vardır.”
Tüm borçlar
ödense kredi parası kalmaz
Madeni
paralardan sonra paranın 5. formu olarak Çinlilerin icat ettiği kâğıt paranın
ortaya çıktığı bilgisini veren Yaz, “Osmanlı 1840’lardan sonra ilk kaimeleri
basıyor. Kaime, altın ya da gümüş yerine ikame edilen anlamında kullanılıyor. Paranın
6. formu ise sanal para ki iktisatçılar buna kredi parası demektedirler. Dünyadaki
tüm borçlar ödense kredi parası kalmazdı. Sadece banknotlar kalırdı. İnsanların
kendi uzmanlık alanları dışında başkalarına muhtaç olduğu ihtiyaçlarını
karşıladığı zaman onun bedelini teşekkür mahiyetinde ödediği şeye nakit denir. Bu
para değil. Para bambaşka bir şeydir. Türkiye’deki bütün reel sektör ve
yaşamsal düzenekler maalesef bankacılık kredilendirmesi üzerinden dönüyor. O
yüzden ikide bir Merkez Bankası’nı konuşuyoruz. Devletin bir sürü organı var.
Eğer Merkez Bankası’ndan ses geliyorsa orada problem vardır.”
Akla en
yatkını sermaye piyasaları
Türkiye’de ekonomide 2 canavar olduğunu belirten Yaz, “Bunlardan bir
tanesi enflasyon, diğeri ise işsizlik. Kripto varlıklar devletin otoritesine
isyan eden bir aklın ödeme sistemidir. Kripto varlık üretimi yapanların yüzde
20’si Hindistan’da. Sermaye piyasası gelişmemiş ülkelerde. Kazanılan paranın
değerinin düşmemesi için modern dünyanın bulduğu en akla yatkın mekanizma
sermaye piyasaları. Amerika Birleşik Devletleri’nde insanların birikimlerinin
yüzde 54’ü bu piyasalarda yer alıyor. Bu ayrıca bir koruma mekanizması. Sakarya
halkının şehirde bulunan bir lastik fabrikasının hisselerinden aldığını
düşünürsek kimse gidip oranın camına taş atmaz. Aksine sahiplenir. İşte kripto
varlıklar bu piyasaların olmadığı ve tasarrufların reel sektöre aktarılamadığı
yerlerde özellikle çoluk çocuğun içinde olduğu bir yer. 7. bir para formu
olacaksa bu blockchain içinden çıkacaktır. Bu dünyayı değiştirecek bir teknolo