Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Anadolu Gençlik
Derneği olarak Kudüs’ten vazgeçmemiz mümkün değildir. Tüm kalbimizle şuna
inanıyoruz ki Kudüs Müslümanların en çetin imtihanıdır. Kudüs, bugünün
Müslüman’ının yeryüzünde olup bitenler karşısında nerede durduğunun, kimlerle
olduğunun ve neye hizmet ettiğinin en önemli göstergesidir. Bu coğrafyaya çizilen yapay sınırlar tarih
atlaslarında sömürgeciliğin sonu olarak yer alacaktır. Kudüs mutlaka özgürlüğe,
Müslümanlar da mutlaka birliğe kavuşacaktır. Mescid-i Aksa’nın işgal altında
olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Ümmetin meselesidir.
“Herkes
Üzerinde Düşeni Yapmalı”
Sadece
Müslümanların değil insanlığın onurunun hiçe sayıldığı bir uygulama ile karşı
karşıyayız. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bizler gerek sosyal medyada gerekse
sokaklarda elimizden geldiğince tepkimizi gösteriyoruz. Geldiğimiz noktada
artık slogandan öteye geçilmelidir. Bu zulüm fiilen bitirilmeli, Mescidi
Aksa’ya el uzatmak akıllara bile getirilmemelidir.
“Anadolu Gençlik Derneğimiz Kudüs’ten Vazgeçmesi Mümkün Değildir”
Her Ramazan ayının son Cuma
günü Kudüs günü olarak programlar tertip edilmektedir. Siyonist Terör örgütü
İsrail, Müslüman
toplumun Kudüs meselesindeki hassasiyetini tekrardan tazelediği bugünde
kutsalımız olan Mescid-i Aksa’ya haince ve teröristçe saldırılar düzenlemekten
çekinmemektedir.
Mescid-i Aksa,
Müslümanların kırmızı çizgisidir. Efendimiz (sas), ‘Mescid-i Aksa’ya gidin ve
içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamaz iseniz kandillerinde
yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin’ buyurmuşlardır. Zeytinyağı bir
semboldür. Bize düşen tarih boyunca vahyin, tebliğin ve mücahedenin merkezi
olmuş bir beldeye sahip çıkmak, oranın bir İslam şehri olması için her türlü
desteği o topraklara vermektir. Mekke’nin Fethini, İstanbul’un Fethini,
Diyarbakır’ın Fethini bu ülkede gündeme taşıyan Anadolu Gençlik Derneğimizin
elbette Kudüs’ten vazgeçmesi de mümkün değildir. Mescid-i Aksa ve çevresi için,
Kudüs ve civarı için, yani Filistin toprakları için, İsra süresinde, çevresinin
mübarek kılındığı söylenmiştir. Maide Suresi’nde
topraklarının kutsallığı vurgulanmıştır. Enbiya ve Araf surelerinde
bereketlendirilmiş belde olarak nitelendirilmiştir. Kudüs İslam’ındır ve
kıyamete kadar da öyle kalacaktır.
“Kudüs Mutlaka Özgürlüğe, Müslümanlar İse Birlik ve Beraberliğe
Kavuşacaktır”
Kudüs’e yürümek
Müslümanların yeryüzünün Firavunlarının, Nemrutlarının, Ebu Leheblerinin
zulümlerinden kurtuluşunun en önemli sembolüdür. Tüm kalbimizle şuna inanıyoruz
ki; Kudüs Müslümanların en çetin imtihanıdır. Kudüs, bugünün Müslüman’ının
yeryüzünde olup bitenler karşısında nerede durduğunun, kimlerle olduğunun ve
neye hizmet ettiğinin en önemli göstergesidir. Bir organizasyon kimlerle saf
tutuyor, kimlerle işbirliği halinde, nihai noktada kime hizmet ediyor, bunu en
iyi gösteren Kudüs davasıdır. Bugün ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa,
peygamberler şehri Kudüs ve bereketli Filistin toprakları işgal atındadır.
1916 Mayıs’ında
imzalanan Syces-Picot Antlaşması, Kasım 1917’de yayınlanan Balfour
Deklarasyonu, Şubat 1945’de gerçekleşen Yalta Konferansı işgalcilerin kim
olduğunun göstergesidir. İşgalciler bu topraklara nasıl geldilerse öyle de gideceklerdir.
Bu coğrafyaya çizilen yapay sınırlar tarih atlaslarında sömürgeciliğin sonu
olarak yer alacaktır. Kudüs mutlaka özgürlüğe, Müslümanlar da mutlaka birliğe
kavuşacaktır. Mescid-i Aksa’nın işgal
altında olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Kudüs’ün işgal
altına olmasını Araplarla İsrail arasında bir mesele değildir. Bu tüm
inananların ve ümmetin meselesidir.
“Irkçılığı, Mezhepçiliği ve Kardeş Kavgasını Körükleyen İsrail’dir”
Bir ırkın
üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm’in insanlığa getireceği ancak
ve ancak köle düzeni olacaktır. Irkçılığın, mezhepçiliğin, kardeş kavgasının bu
coğrafyaya zerrece bir faydası yoktur. Yine Müslümanlar şunun farkına varmalı
ki bu coğrafyada ırkçılık, mezhepçilik ve kardeş kavgasını körükleyen
İsrail’dir. Üzücü olan taraf kardeşlerimizin bunu görememesidir.
Kudüs
coğrafyamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü Kudüs demek Mekke demektir, Medine
demektir. Kudüs demek Şam, Bağdat, Kahire demektir. Kudüs demek Meşhed, Kum,
Tahran demektir. Kudüs demek Diyarbakır, Ankara, İstanbul demektir. Biz
biliyoruz ve inanıyoruz ki Kudüs’e sahip çıkmak, Bağdat’a, Şam’a, Tahran’a,
Beyrut’a, Kahire’ye ve Mekke’ye sahip çıkmaktır. Biz biliyoruz ki Kudüs’e sahip
çıkmak Müslüman ya da değil tüm mazlumlarının dertleriyle dertlenmektir.
“Terör örgütü İsrail’in Kudüs’ten ve işgal ettiği topraklardan
sökülüp atılacağı günler çok yakındır”
Terör örgütü
İsrail, ‘çok yakında nasıl bir inkılâba uğrayıp devrileceğini’ görecektir.
Terör örgütü İsrail’in Kudüs’ten ve işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacağı
günler çok yakındır. Sadece güçten anlayan, insanlıktan nasibini almamış, her
gün onlarca insanı gözünü kırpmadan öldüren ve yaralayan, gözü yaşlı Filistinli
annelerin acılarına acı katan, genç çocukları öldürmekten çekinmeyen, bebek,
kadın, yaşlı demeden kan döken terörist örgüt İsrail, hak etti tokadı Allah’ın
izniyle bir araya gelmiş, birlik olmuş Müslümanlar tarafından yiyecektir.
Bölgeye ve Dünya’ya huzur ancak bu şekilde gelecektir.
Bundan
sonra söz bitmiştir artık. Bu zalimlere anladığı dilden konuşma vaktidir. TBMM
toplanmalıdır. İslam İşbirliği teşkilatının toplanması sağlanmalıdır. Ordumuz
teyakkuz haline geçmesi gerekir. Allah için yola çıkanın yardımcısı Hazreti
Allah'tır. Anadolu Gençlik Derneği olarak 81 ilden milyonlarca teşkilat
mensubumuzla, Kudüs Gönüllüsü olarak yola çıkmaya, Aksa için kanımızı akıtmaya ve
canımızı vermeye hazırız. Son Siyonist ölünceye kadar mücadeleye devam
edeceğiz. Mücahedemiz; başta Kudüs ve tüm İslam
beldeleri, kutlu bir zaferle Siyonizm'den kurtulana dek devam edecektir.
Terör örgütü
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yapmış olduğu haince saldırıları kınıyor ve
lanetliyoruz. Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu, verdikleri diriliş
mücadelesinde onlarla birlikte saf tuttuğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz.
Filistin ve
Kudüs davasının yılmaz savunucusu Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın;
“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Allah nurunu tamamlayacaktır.” İnancıyla
Filistinli kardeşlerimizi ve Kudüs davasını savunanları selamlıyoruz.