Akyazı Kaymakamlığı ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
işbirliğinde Akyazı Mehmet Niyazi Özdemir İlçe Halk Kütüphanesinde
gerçekleştirilen söyleşide; Akyazı Kaymakamı Yakup Güney, Akyazı Belediye
Başkanı Bilal Soykan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Yorulmaz, İlçe Milli
Eğitim Müdürü Recep Özdemir ile 11. sınıf öğrencileri yer aldı.
“Yeni
Bir Gelenek Başlatıyoruz”
Devletimizin Bakanlık nezdinde vatandaşlarımızı kitap okumaya
teşvik etmek için önemli çalışmalar yaptığını söyleyen İl Kültür ve Turizm
Müdürü Hüseyin Yorulmaz, Kütüphanelerin önemini belirtmek için Mülki İdare
Amirleri, şairler, yazarlar ve sporcular gibi birçok alanda kendisini kabul
ettirmiş kişilerin konuk olacağı ‘Kütüphane Konuşmaları’ adı altında yeni bir
gelenek başlattıklarını, bu geleneğin ilk konuşmacısı olarak ağırladıkları Vali
Ahmet Hamdi Nayir’e katılımlarından ve kendilerine verdikleri desteklerden
dolayı müteşekkir olduklarını belirtti.
“Kütüphane
Amacına Ulaşmış”
Geçen yıl yine Mart ayında açılışını gerçekleştirdikleri bu
Kütüphaneden büyük ümitleri olduğunu ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Gençlerimizin
burayı en etkin şekilde kullandıklarını görünce çok mutlu olduk. Türk
Edebiyatına 12’den fazla eser bırakmış Akyazılı Yazar Mehmet Niyazi Özdemir'in
isminin verildiği bu kütüphanede okuma odaları ile birlikte birçok sosyal
faaliyet alanı bulunması da ayrı bir övünç kaynağımızdır. Kütüphanemizin
yapımında emeği geçenlere ve bugün aktif olarak kullanılmasını sağlayanlara
teşekkür ediyoruz, ayrıca burayı en güzel şekilde kullanan gençlerimizi de
tebrik etmek istiyorum.
“Gençlik
En Önemli Sermayedir”
Bir milletin en önemli sermayesi gençliğidir. İşte
geleceğimizi şekillendirecek olan bu sermayeyi iktisatlı kullanıp en iyi
şekilde değerlendirmeliyiz. Eğer bu gibi yerleri faaliyete geçirerek hayatınızı
faydalı şeylerle doldurabilmenizi sağlayabiliyorsak, görevimizi yerine getirmiş
sayılırız. Gençlerimizin zamanlarını kütüphaneler gibi, spor salonları gibi,
sosyal faaliyetleri yürütecekleri alanlar gibi yerlerde geçirmeleri için hem
merkezi idarenin hem de yerel yönetimlerin yapması gereken çok şeyler vardır.
“Hayatın
Gri Yanları da Vardır”
Sizlere bakınca geçmişimizi hatırlıyoruz, sizler de bize bakıp
geleceğinizi hatırlayın, hep böyle genç kalmayacaksınız, hayat sizi de bizleri
yorduğu gibi yoracak ve yoğuracak. Analiz kabiliyetinin en yüksek olduğu, ezber
kabiliyetinin en yüksek olduğu bu zamanları iyi değerlendirmenizi istiyoruz.
Hayatı anlama noktasında en zengin, en verimli çağdasınız. Hayat siyah ve
beyazdan ibaret değildir. Eğer öyle olsaydı, bir şeye ya iyi ya da kötü derdik,
birisine de ya iyi insan ya da kötü insan derdik. Hayatın gri yanı, siyah ve
beyazdan çok daha fazla alanları kapsamaktadır. Bunun için bir insanı
değerlendirirken hem iyi yanları olduğunu hem de kötü yanları olduğunu
bilmeliyiz. Tekli düşünce sisteminden uzaklaşıp, fotoğrafın tamamını
görebilmeliyiz. Eğer iyiliğini gördüğümüz bir kişinin her yönünün aynı şekilde
olduğunu düşünürsek, yanlış bir tespitte bulunmuş oluruz veyahut hatasını
gördüğümüz bir kişinin hep kötü olduğunu düşünürsek, yine yanılmış oluruz.
Hayatın gri yanlarını göremezseniz olayların sebeplerini, sonuçlarını analizde
de zorluk çekersiniz. Bir olayın birden fazla sebebi olabilir, birden fazla
sonucu da olabilir. Hayat insanı yoracak bir sistemle şekillenmiş görünüyor,
ancak insanları değerlendirirken, olayları değerlendirirken ve bunların
sebepleri ile sonuçlarını değerlendirirken farklı açıları görüp, ayrıntılara
bakmanızda da fayda vardır. Arkadaşınızı değerlendirirken, olayları
değerlendirirken bir sebep, bir sonuç sizi tembelliğe itmesin, başka bir şeyler
de vardır diye düşünün. Hayatı anlamanın en güzel yolu budur.
“Mevlana’dan
Örnekler Verdi”
Bu coğrafyanın yetiştirmiş olduğu felsefe büyüklerimizden,
inanç büyüklerimizden Mevlana Celaleddin-i Rumi, 'Hatasız dost arayan, dostsuz
kalır' demiştir. Bir hatadan dolayı dostu terk etmek olmaz. Bizim de hatamız
vardır, sizin de hatalarınız vardır, olacaktır. Hayatın olağan akışına
baktığınızda hatasız insan olmadığını görürsünüz. Bu bakış açısı sizi
düşmanlıklardan uzaklaştıracak, en kötü bildiğiniz insanın bile iyi bir tarafı
olabileceğini düşündürecek, ayrıca saplantılı şekilde, taassuplu şekilde
birisine bağlanmanızı da önleyecektir. Analitik düşünüp yani analiz yaparak
sonuca ulaşma yolunu seçerek daha rahat, daha hür bir ortamda kararınızı
verebilirsiniz. Hayatı anlama noktasında daha geniş bir açıdan bakarak, daha
güzel sonuçları çıkarabilecek bir yaşın içerisindesiniz, bunun kıymetini bilin”
diyerek Mevlana’nın eserlerinde geçen fil hikayesini anlattı.
“Zaman
Çabuk Geçer”
Öğrencilere hep aynı yaşta kalmayacaklarını, eğitimlerini
tamamladıktan sonra mutlaka önemli görevler üsteleneceklerini ifade eden Vali
Nayir, “Belki de bugün bizim oturduğumuz bu koltuklara geçerek o zamanki
öğrencilere, gençlere hayatınızı anlatacaksınız. Zaman çok çabuk geçiyor,
hayata dair, geleceğe dair ümidinizi muhafaza edin, güzel şeyleri hayal edin,
hedefinizi de yüksek tutun. Zamanımızda zoru başararak yüksek mevkilere gelen
kişilerin imkânlarının, sizin sahip olduklarınızdan çok daha az olduğunu bilin.
Dünyanın en çok konuşulan bilim insanlarından Nobel Ödülü alan Prof. Dr. Aziz
Sancar’ın hayatını okursanız, öğrencilik dönemlerindeki imkânlarının nasıl
olduğunu çok iyi anlarsınız. Önünde bir sürü olumsuzluk olmasına rağmen
hiçbirisine takılmadı, en son dünya çapında bir başarı elde etti ve bu
tesadüfen gelen bir başarı değildi. Önüne çıkan sıkıntıları bir engel olarak
değil, bir basamak olarak gördüğü için başarıyı yakaladı. İlme katkısıyla Nobel
Ödülü almak hem onun için onurdur hem de bizim milletimiz için büyük bir
onurdur.
“Bakış
Açınız Hayatınızdır”
Bakış açınız hayatınızdaki her şeyi değiştirebilir. Hayata
bakışınız, umutlarınızı, geleceğinize ait beklentilerinizi farklılaştırabilir.
Gençlerden daha iyiye ulaşmak için önlerine güzel örnekler koymalarını
istiyoruz. Hayatta var olmak için zekânız, kabiliyetleriniz, bilginiz, kısacası
her şeyiniz yeterli seviyededir. İyi yerlere gelenlerin, daha yüksek mevkilere
ulaşanların büyük bir şansla, daha büyük imkânlarla donatılmış kişiler
olmadığına inanın. Hayat önünüze çok değişik fırsatlar açacak, çok değişik
insanlar çıkaracaktır. Yeter ki siz elinizdeki imkânları en iyi şekilde değerlendirip
onun üzerine bir şeyler koymasını bilin. İmkânlar az ise, daha az şeyi
başaracaksınız diye düşünmeyin.
“Her
Bilgi Kıymetlidir”
Anne ve babalarınız sizler için büyük fedakârlıklarda
bulunup, iyi bir eğitim almanız için gayret gösteriyorlar. Sizlerin de bunun
bilincinde olup, onların emeklerine karşılık vermeniz gerekiyor. Ben 8 çocuklu
bir ailede büyüdüm, hiçbirimizin kendisine ait odası olmadı, hatta evimiz hiç
misafirsiz kalmadığı için yatağımızda da sürekli yatamıyorduk. Zor günlerdi,
imkânlar kısıtlıydı, ancak samimiyetin, değerin ve bağın çok güçlü olduğu o
günleri çok özlediğimi söyleyebilirim. Kütüphanenin önünde kapı açılsa da
ödevimizi yapalım diye saatlerce beklediğimizi hatırlıyorum. Komşumuzdan
ansiklopedi isterken ismimizi ve kaçıncı cildi aldığımızı bile yazardık. Belki
de bir şeyin kıymetli olması biraz da ulaşılmasındaki zorluktaydı. Biz
bulduğumuz bir bilgiyi çok kıymetli görüp ona sımsıkı sarılırdık, zor
bulduğumuz için de unutmazdık. Şimdi imkânlar çok daha iyi, bilgiye ulaşmak çok
daha kolaylaştı. Her çocuğun bir çalışma masası olduğunu bile görebiliyoruz.
Cebinizdeki telefon size her şeyi öğretiyor. Ancak kolay ulaşılabiliyor diye
bilgi çok kıymetsiz bir şey değildir. Bir kitapta, bir romanda, bir hikayede
okuduğunuz şeyler, önceden zor ulaşıldığı için kıymetli, şimdi kolay ulaşıldığı
için kıymetsiz olamaz. Sizler ulaştığınız her bilgiyi çok kıymetli olarak
bilin, o bilginin hayatınıza tesir etmesini sağlayın.
“Sorun
da Çözen Bir Nesil İstiyoruz”
Bizim soru çözmede başarılı olanlar ile birlikte, sorun
çözmede de başarılı bir nesile ihtiyacımız var. Kültürel değerlere sahip
sorumluluk alabilecek ve bireyle, aileyle, toplumla ilişkileri güçlü insanlar
olmanızı istiyoruz. Çocuklarımızın mutlaka hayata dair paylaşımları da bilmesi lazım,
arkadaşlığı da bilmesi lazım, akrabalığı da bilmesi lazım, hemşehriliği de
bilmesi lazım. Bizler yalnızca soru çözen çocuklarla, yalnızca sınavda başarılı
olan çocuklarla geleceğe çok ümitli bakamayız. Elbette derslerinize çok
çalışmanızı istiyoruz, ancak sahip olduğunuz değerleri de gözden geçirmeniz
gerekiyor. Soyadınıza karşı bir sorumluluğunuz var, ailenize karşı bir
sorumluluğunuz var, aidiyet duygusu yaşadığınız Akyazı ilçesine karşı, Sakarya
iline karşı bir sorumluluğunuz var. Elde ettiğiniz başarılarda ailenizin ve
çevrenizin duyguları ile yapacağınız hatalarda neler düşünüleceğini iyi analiz
etmelisiniz. Adınızın neyle ve nasıl anılmasını istiyorsanız, ona göre hareket
etmeniz gerektiğini bilmelisiniz.
“Dilimize
Sahip Çıkmalıyız”
Eğitim alanında müfredatlar ya da sistemler ne kadar
değişirse değişsin, konular ve öğreneceğiniz şeyler hep aynıdır. Bu konulara
çok fazla takılmadan derslerinize çalışıp enerjinizi başarıyı yakalamak için
kullanmalısınız. Ayrıca başarılı olmak için konuşma ve iletişim kabiliyetinizi
de geliştirmeniz gerekiyor. Kelime hazinenizi artırmak için her yerde
konuşmanız gerekiyor, derslerinizde de konuşun, arkadaşlarınızla da konuşun,
ailenizle de konuşun. Türkçe çok zengin bir dil olsa da, günlük haytamızda
birkaç cümle ile kendimizi ifade etmeye başladık. Bu dilimiz açısından aslında
çok tehlikeli bir durumdur. Dilimizi günümüzdeki kısırlığından kurtaracak olan
yine sizlersiniz. Sözcüklerle iç içe olup kendinizi ifade etme kabiliyetinizi
artırmanızda fayda var. Bu hayatınız için de, geleceğiniz için de, kültürümüz
için de çok önemlidir. Tarihe baktığımızda millet olarak kendisini iyi ifade
eden kişilerle buraya kadar geldiğimizi görüyoruz” diyerek hayat hikâyesini
öğrencilerle paylaştı.
Öğrencilerin yönelttiği sorulara içtenlikle cevap vererek
Kütüphanede en çok kitap okuyan öğrencileri de ödüllendiren Vali Ahmet Hamdi
Nayir, onlara nasihatlerde bulunarak derslerinde ve hayatlarında başarılar
temennisinde bulundu.