Konuşmasına İstiklal Marşı’nın kabulünün
100. yılı münasebetiyle düzenlenen bu toplantıda Mehmet Akif’i ve İstiklal
Marşı’nın yazıldığı ortamı ve şartları anlatmayı amaçladığını belirterek
başlayan Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu, Mehmet Akif’in hayatını anlattı.
Mehmet Akif’in eğitim ve meslek hayatı
hakkında doyurucu bilgiler veren Prof. İmamoğlu, “Onun veteriner hekimlik,
öğretmenlik, vaizlik, hafızlık, Kur’an mütercimliği, yüzücülük ve milletvekilliği
gibi farklı işleri kendisinde toplayan çok yönlü kişiliğine dikkat çekti ve Arapça,
Farsça,ve Fransızca bildiğini” söyledi.
Prof. Dr. İmamoğlu, İstiklal Marşı’nın
yazıldığı ortam hakkında bilgiler aktardı. Maarif Vekaleti’nin İstiklal
Harbi’nin milli bir ruh ile kazanılacağı düşüncesiyle 1921’de bir marş yarışması
başlattığını ve o günün parasıyla çok büyük bir meblağ olan 500 lira ödül
belirlediğini, yarışmaya 724 şiir gönderildiğini, Mehmet Akif’in ise para
ödülünden dolayı yarışmaya katılmak istemediğini, Hamdullah Suphi ve Hasan
Basri Çantay’ın ikna girişimleri sonucunda Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nı
Tacettin Dergahı’nda yazmaya başladığını belirten Prof. İmamoğlu, İstiklal
Marşı’nın ilk olarak Sırât-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde yayınlandığını,
daha sonra 12 Mart 1921’de mecliste milli marş olarak kabul edildiğini aktardı.
Prof. İmamoğlu, Mehmet Akif’in ödül olarak kazandığı parayı Hilâl-i Ahmer
bünyesinde kadın ve çocuklara meslek öğreten Dâru’l-Mesâî’ye bağışladığını söyledi.
Mehmet Akif’in sadece İstiklal
Marşı’yla değil “Çanakkale Destanı” şiiriyle de tanındığını, bu şiiri
Teşkilat-ı Mahsusa tarafından verilen, Şerif Hüseyin’i isyan çıkarmaması için
ikna etme vazifesinden dönerken yazdığını ifade eden Prof. İmamoğlu, onun Çanakkale
Cephesi’ni görmeden bu şiiri yazdığına dikkat çekti.
Mehmet Akif’in eserlerini kısaca
tanıtan Prof. Dr. İmamoğlu, “Mehmet Akif’in halkın arasında bulunmasının ve eserlerini
hayatta yaşananlardan çıkardığı tespitlerden hareketle yazmış olmasının Mehmet
Akif’in en önemli özelliklerinden olduğunu belirterek onun kendi deyimiyle “hayatta
ne söylemişse görerek söylediğini” ifade etti.
Mehmet Akif ile ilgili çalışmalarının 1987
yılına uzandığını, o yıl arkadaşlarıyla beraber Akif’in Mısır’ın Hulvan
şehrindeki evini bulduklarını ifade eden Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu,
konuşmasını Mehmet Akif ve İstiklal Marşı’yla ilgili şahsi arşivinde yer alan bazı
fotoğrafları göstererek tamamladı.