MHP İl Başkanı Ahmet Ziya Akar, sosyal medya hesaplarından
yaptığı paylaşımlarda şu ifadelere yer verdi:
Mübarek Regaip Kandili’ni idrak ettiğimiz, tüm
maneviyatımızla Yaradan’a sığındığımız 27 Şubat gecesinde, Peygamber Ocağı
şanlı ordumuza karşı düzenlenen hain saldırı haberinin gelişi millet olarak
bizleri derinden üzmüştü. Endişeli bekleyişimiz ve bu esnada oluşan bilgi
kirliliği çok geçmeden resmi kanallar vasıtasıyla yapılan açıklamalarla
netleşmiş ve Suriye’nin İdlib bölgesinde konuşlu bulunan Mehmetçiğimizin, dost
bildiğimiz gafillerin nezaretinde hava unsurlarıyla saldırıya uğradığı bilgisi
içimize kor gibi düşen ateşi kurşun gibi ağırlaştırmaya yetmişti. Saatler
ilerledikçe şehadete eren vatan evlatlarının sayısı artmış ve neticede ilk
saldırıda 33 askerimizin Hz. Peygamber Efendimize komşu olmak üzere ahirete
intikal ettiklerini öğrenmiş olduk.
MİLLİ-EGEMENLİK HAKLARIMIZ
Acımız çok büyük, nefretimiz ise onu aratmayacak kadar
derindir. Daha acımızı dindirmeye fırsat bile bulamadan bölgeden gelen yeni
saldırı haberleri ile şehit sayımızın 36 olduğu bilgisi, bizlere günün acıyı
yaşama günü değil bu acıları yaşatanlardan hesabı sormak için gerekli tahkimatı
yapma günü olduğu gerçeğini gösterdi. Bu saate kadar siyaset kurumundan gelen
olumlu söylemler, bize bu acıları yaşatan gafillerin bu sefer içimizde uzantı
bulamayacağını, milli menfaatlerimiz korunması ve egemenlik haklarımız temini
için birlik halinde olunma erdemine ulaştığımızı göstermesi açısından
önemlidir.
HAİN YAPILAR BOŞ DURMUYOR
Bir diğer önemli husus ise Türk devletinin dört cephede
verdiği mücadelenin meşru ve haklı bir mücadele olduğunun iyi anlaşılabilmesidir.
Zira hain yapılar cephe gerisinde propaganda faaliyeti yürüterek, tarihi
sorumluluk ve güncel gereklilikler çerçevesinde Türk devletinin takındığı
tavrın meşruiyetini sorgulatmak isteyecek, emeline ulaşırsa da Türk milletinin
devletine olan desteğini kesme gayretinde olacaktır.
ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ
İslam ahlak ve faziletini Türklük gurur ve şuuruyla yaşayan
her bir vatandaşımız iyi bilmelidir ki; Türk devleti bu dönem, hiçbir dönemde
görmediği kadar siyaseten yalnız bırakılmış ve askeri anlamda da
sıkıştırılmıştır. Yalnızlığımız muhatap devletlerin egemenlik haklarımız
üzerindeki emellerinden, sıkışmışlığımız ise çok taraflı ve çok boyutlu
saldırıların varlığından ötürü olup, bu zor dönemde takınılan tavırda; Sadece
ama sadece Türk devletinin bekası, Türk milletinin refah ve selameti içindir.
“NE İŞİMİZ VAR ORADA?” DİYEN!
Türk devleti kendisine dönük tehdidi fark ettiğinde,
kendisine sığınmış insanlardan medet ummaksızın, milletinden aldığı destekle
ordusunu tehdidi bertaraf etmek için kullanacaktır ve kullanmaktadır. Hala
Suriyeli sığınmacılar üzerinden bir sorgulamaya gidip, “Türk askerinin ne işi
var orada” sorusunu sordurarak ve Rusya, ABD, Çin, Fransa, Almanya gibi
sömürgeci ülkeleri de göz ardı ederek, içinde bulunduğumuz siyasi, askeri ve
ekonomik sıkıntılardan kurtulacağımız sonucuna varılmak isteniyorsa, bunu yapan
gaflet ve delalet çukuruna düşmüş, hain yapıların değirmenine su taşıdığının
farkında olmayan kayıp kardeşimizdir. Bizler ecdadın bize miras bıraktığı
kutsal vatan toprağını ve mensubu olduğumuz, İslam’ın son ordusuna sahip Türk
milletinin bir ferdi olarak kayıp kardeşlerimizi de saflarımıza katacağız.
Şehitlerimizin inanmışlığıyla birlik ve beraberliğimizi temin ederek Türk
varlığını korumaya devam edeceğiz.
ŞEHİTLERİMİZE MİNNETTARIZ
Bu vesileyle son yaşadığımız acı üzerine verdiğimiz
şehitlerimiz başta olmak üzere varlığını Türk varlığına adamış ve bu cennet
yurdu bize vatan yapmış tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, acılı
ailelerine başsağlığı diliyorum. Kahraman gazilerimize ve son yaşadığımız
olayda gazi kalarak yüreğimize su serpen Karasulu hemşehrimiz Uzman Çavuş Yusuf
Levent Kara kardeşimize hayırlı ömürler geçirmelerini rabbimden niyaz ediyorum.